Bu soruyu durduk yerde ortaya koymuyorum.
Birkaç gün önce, Mısır’da darbeyle iktidara gelen Abdulfettah es-Sisi’nin ev sahipliğinde düzenlenen zirveye, AB’nin üst düzey temsilcilerinin katılması, olayı gündemimize taşıdı. Katılım, AB’nin çıkarlarının onun “demokratik değerlerinin” önünde yer aldığını gösteriyordu.
Haber şu:
Haberi kaleme alan muhabir durumu muaheze etmekten kendini alamamış: “AB’nin ‘işine geldiğinde’ insan hakları ihlallerine karşı sessizliğini koruması ancak başka ülkelere geldiğinde, çoğu zaman bu ülkelerdeki iç dinamikleri göz ardı ederek eleştiri yağmuruna tutması, Birliğin ‘demokrasi kartını’ çıkarları doğrultusunda kullandığı eleştirilerini beraberinde getiriyor.”
Öyleyse bu duruma bir açıklama getirmek vacip oldu.
Konu kişilerin niyetlerine bakarak açıklanabilir. Ancak burada kişilerin bireysel tutumunu aşan etmenlerin bulunduğu da dikkate alınmalı. Belki tek tek bireyleri aşan ve onları tümüyle kapsayan bir açıklama bulmak mümkündür. Ben o açıklamanın bireyleri de ırgalayan kolektif bilinç kavramında bulunabileceğini düşünüyorum. Bu kavram ilk defa Emile Durkheim (1858-1917) tarafından kullanılmıştır. Kavram, bireylerin kişisel tutumunu aşan, onların toplum olarak düşünce, istek ve heyecanlarını temsil eden ortak bilinç halini ifade etmektedir.
Bireylerin kişisel tutumunu aştığını söylediğimiz bu ortak duygu ve inançlar onları çıkarları istikametinde hareket etmeye zorluyor. Nitekim kendilerine niçin çifte standart uyguladıkları tek tek sorulduğunda cevap vermekte zorlanmışlardır.
Bu açıklama bizi kişileri anlamaya yöneltse de onların mazur görülmesine yol açmamalı...
Batı kültürünün, dolayısıyla bu kültürün ürünü olan insanın ikiyüzlü, insafsız, ayrılıkçı, ayrımcı, ırkçı tutumu onlar aynı düzlemin şartlarında mahsur kaldığı sürece değişmez. Öyleyse ne yapmalı? Basit: onlarla ilişki durumunda onların söz konusu tutumunu dikkate alacak bir uyanıklık içinde bulunmalı ve teennili davranmalıdır...
Şu durum göz ardı edilmesin: kollektif bilinç dediğimiz kavram bir başına münferit bireyleri güdümüne almıyor. O bilinci yöneten, manipüle eden bir üst aklın varlığı da dikkate alınmalı. Ve asıl ona yönelmelidir. Başka bir söyleyişle hedef, kukla değil, kuklacı olmalı. AB’yi ve ABD’yi yöneten bu görünmeyen üst akıl nedir, kimdir, kimindir? Bu sorunun cevabı önemli... O cevabı bulmaya odaklanmalı...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.