Yemen’de ölen çocuklar

04:0030/11/2018, Cuma
G: 30/11/2018, Cuma
Özlem Albayrak

Dün sosyal medyada rastladığım bir paylaşımda, aylardır Yemen’e bomba yağdırıp, 85 bin çocuğu açlıktan öldüren, ondan kat kat fazla sayıda yetişkinin de, kadın yaşlı demeden hayatını kaybetmesine yol açan Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Selman ile Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in manken ve modellerle, bir yatta verdiği içkili partinin detayları paylaşılıyordu.Ortalama Arap vatandaşlarının bile süper lüks yaşamlara sahip olduğu, kiminin sefahat hayatı ilk kez duyduğumuz

Dün sosyal medyada rastladığım bir paylaşımda, aylardır Yemen’e bomba yağdırıp, 85 bin çocuğu açlıktan öldüren, ondan kat kat fazla sayıda yetişkinin de, kadın yaşlı demeden hayatını kaybetmesine yol açan Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Selman ile Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in manken ve modellerle, bir yatta verdiği içkili partinin detayları paylaşılıyordu.



Ortalama Arap vatandaşlarının bile süper lüks yaşamlara sahip olduğu, kiminin sefahat hayatı ilk kez duyduğumuz bir haber değil elbette, ama bu iki Prens, “yazıklar olsun” deyip geçmek için, fazla sayıda kişinin hayatına dokunuyor doğrusu.

Yine dün, ajanslardan geçen bir habere göre, Yemen’de savaşan Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona verilen desteğin kesilmesini öngören yasa tasarısı, ABD Senatosu’nda onaylandı. Yapılan yorumlara göre bu durum, Yemen’deki artık insani kriz noktasına gelmiş olan kötü duruma ABD’nin –Trump’a rağmen- artık ortak olmak istemediği anlamına geliyordu. Ve bu durumun oluşmasında, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın, Cemal Kaşıkçı cinayeti nedeniyle sarsılan karizmasının büyük etkisi vardı.

Türkiye’nin ısrarla Kaşıkçı cinayetini gündemde tutması; sözümona demokratikleşme hamleleri yapan, kadınların araba kullanmasına izin veren, “ılımlı İslam’a geçtik” diye açıklamalar yapan, başı açık, kırmızı rujlu haber spikerleriyle Batılı görüntüsü veren Veliaht prensin maskesini düşürdü, karanlık otokrat yüzünü ortaya çıkardı, diyebiliriz.

Bu iyi. İyi olmayan ise, Yemen’deki durum. Orada neler olduğunu, bir kısım Müslümanların ABD desteğini arkasına alarak neden diğer kısım Müslümanları öldürdüğünü anlamak için kısaca kronolojiye bakalım:

Savaş, Körfez ülkeleri tarafından İran’ın desteklediğini iddia ettikleri Husiler’e karşı başlatıldı. Husiler ülkenin kuzeyini ele geçirip, ardından başkent Sana’yı da alıp Cumhurbaşkanı’nı kaçmaya zorlayınca, körfez ülkeleri ilk olarak havadan müdahalede bulundu. Bu müdahalede, Husiler’in Yemen’in büyük bölümünü işgal etmesi nedeniyle körfezden çıkan petrolün geçiş yolunun güvenliğinin sağlanamamasının bir etkisi varsa, bir diğer sebep de mezhepti. Suudi Arabistan’la İran arasında on yıllardır süren Sünnilik ve Şiilik görünümlü güç ve iktidar çatışmasıydı.

Mart 2015’te başlayan savaşın süresi, önümüzdeki Mart ayında 4 yıl olacak. Son haftalarda Husiler’in koalisyonun barış isteğine karşı ateşkese hazır olduklarını belirtmelerine rağmen, ateşkes mümkün olmadı. Geçtiğimiz Eylül ayında da, Birleşmiş Milletler hamiliğinde toplantılar yapılmış ama Husiler bu görüşmelere katılmamıştı. BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, bu yıl sona ermeden önce barış görüşmeleri için tarafların bir araya gelmesini umduğunu söyledi.

Öte yandan bütün bunlar sadece detay.

Orada bir Müslüman diğerini öldürüyor ya da ölümcül şekilde aç bırakıyor. Bir deri bir kemik kalmış çocuklar göz göre göre can veriyor. İki gün önce geçen haberlere göre, bugüne dek ölenler bir yana, Yemen’de bunlardan 5 milyonu çocuk olmak üzere 14 milyon insan daha açlıktan ölme riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Bendeniz sahiden düşünemiyorum, hangi haklı dava, hangi çıkar hesabı, hangi meşru gerekçe buna değer?

Hadi diyelim Veliaht Prens liderliğindeki Suud yönetimi akıllarını peynir ekmekle yemiş, kalplerini de buzulların içine atmış, peki dünyanın geri kalanı bu fotoğraflar karşısında ne yapıyor, yapıyoruz? Hiç! Siz bu yazıyı okurken bir çocuk öldü bile, zira istatistiklere göre Yemen’de her 11 dakikada bir çocuk açlıktan hayatını kaybediyor.

Zayıflıktan yüzü küçülmüş, gözleri kocaman kocaman ortaya çıkmış o çocukların fotoğraflarına baktıkça bir Müslüman olarak benim içim burkuluyor, tuhaf bir sızı kalbimi yalayıp geçiyor, aklıma tek gelebilen eylem de bir vatandaş olarak yardım kuruluşlarına bağışta bulunmak oluyor. Sahiden de haberlere göre Yemenlilerle ölüm arasında bulunan tek engel, yardım kuruluşları vasıtasıyla ülkeye ulaşan gıda. Her ne kadar ülkedeki kaos ve çeşitli manipülasyonlar nedeniyle yardımların orantılı adil dağıtılamadığı söylense de, yardım kuruluşları sayesinde toplu ölümlerin geciktirildiği ortada...

Öte yandan koalisyona verilen desteğin Senato’da veto edilmesi yetmez. Washington’ın Yemen’de çatışmaların durdurulması için gerçek bir diplomatik baskı uygulaması gerekiyor. Trump’la nasıl olacak bu, dediğinizi duyar gibiyim, doğru ama bir şekilde bu başarılmalı. Elbette bu arada, İngiltere ve Fransa’nın da Suud öncülüğündeki koalisyona verdikleri desteği geri çekmeleri şart…

Çocuk ölümlerine dolaylı sebep olan ve bundan hiç gocunmayan bu ülkeleri, bundan geri çevirecek bir güç olacaksa, o da yine Türkiye olacak sanırım.

#Yemen
#Açlık