Netflix’e sansür mü geliyor?

04:005/10/2018, الجمعة
G: 5/10/2018, الجمعة
Özlem Albayrak

Yaşı yetenler hatırlar, bir zamanlar TV’de gösterilen herhangi bir programda yapılan kural ihlali, o TV kanalının kapatılmasına, yani yayınının bazen bir gün, bazen de günlerce durdurulmasına neden olurdu. RTÜK’ün anlı şanlı günleriydi, astığı astık kestiği kestik kudretteydi. Hemen tüm TV kanalları da, RTÜK’ün filtresine yakalanmamak için azami dikkat gösterirdi. Peki, o zamanki yayınlar bugünkünden daha mı usturupluydu, aileyi ve gençliği daha mı umursar nitelikteydi, hayır. Peki, o zamanki yayınlar

Yaşı yetenler hatırlar, bir zamanlar TV’de gösterilen herhangi bir programda yapılan kural ihlali, o TV kanalının kapatılmasına, yani yayınının bazen bir gün, bazen de günlerce durdurulmasına neden olurdu. RTÜK’ün anlı şanlı günleriydi, astığı astık kestiği kestik kudretteydi. Hemen tüm TV kanalları da, RTÜK’ün filtresine yakalanmamak için azami dikkat gösterirdi. Peki, o zamanki yayınlar bugünkünden daha mı usturupluydu, aileyi ve gençliği daha mı umursar nitelikteydi, hayır. Peki, o zamanki yayınlar bugünkünden daha mı kuralsızdı, çocukların ahlakını bozar durumdaydı, cevap yine hayır.



O dönemlerde TV’ler günlerce karanlığa gömülürken gazete sayfalarında şöyle bir tartışma başlamıştı: “Bir programda yapılan kural ihlalini neden o kanaldaki tüm programlar ve o TV kanalının izleyicileri ödesin ki…”. Bu haklı zemini olan bir tartışmaydı ve günün sonunda makul olan görüş kazandı, bir süre sonra sadece RTÜK’e takılan program cezalandırılmaya başlandı, ardından sadece kanala para cezası uygulanmaya başlandı, sular giderek duruldu ve RTÜK de olması gereken sınırlara çekildi.

Daha doğrusu, biz öyle sanıyorduk.

Bugünden bakıldığında ekran karartma ortaçağdan kalma bir uygulama gibi gözüküyor, fakat çok değil daha milenyum başlarında RTÜK TV kanalı kapatıyor, kumandada o TV kanalına bastığınızda karşılaştığınız tek şey simsiyah bir ekran oluyordu. O günlerden bu güne daha terbiyeli bir nesil yetişmedi, insanlar daha ahlaklı da olmadı. Akıp giden bir hayat var nitekim, sokak var, arkadaşlıklar var, değişen dünya ve değerler var.

Gerçi bendeniz TV yayınlarının hiçbir denetime tabi tutulmaması gerektiğini düşünenlerden değilim; ücretsiz olan dolayısıyla çoluk çocuk birlikte olunan saatlerde tüm evlere giren TV yayınlarının, belirli kurallara tabi olmasına, bu kurallar makuliyet sınırları içerisinde kaldıkça itirazım olmaz. Keza geçtiğimiz Eylül sonunda kabul edilen yönetmelikle, RTÜK’ün internet üzerinden yapılan Radyo ve TV yayınlarından lisans ücreti talep etmesini de, devletin gelirler kalemini arttırmak istemesi yönünden anlayabilirim.

Ancak bu yayınların RTÜK’ün denetim ve yaptırım kurallarına bağlı olması ve yönetmelik metninde “internetten yapılan yayınlar”ın ne olduğunun net olarak tanımlanmaması; yani yönetmeliğin sadece radyo ve TV yayınlarını kapsadığının açıkça belirtilmemesi, sansür tartışmalarına yol açardı ki, açtı bile.

Türkiye’de zaten internet, halihazırda Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından sıkı bir şekilde denetleniyor. Sözgelimi Wikipedia’ya uzun süredir ulaşılamıyor. Bazı zararlı internet siteleri engellenmiş durumda. Bu denetime ise, kimse çocuk istismarı ve pornografi gibi nedenlerin de içinde olduğu bazı haklı gerekçeler sebebiyle açıktan itiraz etmiyor.

Ama işte, bunun üstüne bir de RTÜK’ün denetimi gelince ve yönetmelikte neyin denetleneceği açıkça yazılmayınca durum bir parça karmaşıklaşıyor. Her ne kadar RTÜK yetkilileri bu konuda güvence vermiş olsa da; muhalifler ileride kritik bir zamanda bu yönetmelik gerekçe gösterilerek Facebook, Twitter, Youtube, Medyascope gibi platformlara sansür uygulanabileceğine inanıyor. Buna gerek var mıydı, elbette hayır.

İşin daha kötüsü şu; aynı yönetmelikte izleyicinin istediği zaman izlediği yayınlar denilerek Netflix, BluTV, Puhu TV gibi platformların da denetleneceği söyleniyor. Ücretli olmayanları haydi bir yana bırakalım ama bunlardan bazıları aylık abonelikle, ücret ödenerek üye olunan siteler. Kredi kartıyla ödeme yapılan yani yetişkin birinin kullandığı açık olan, pornografik bir içerik taşımayan, sadece yerli yabancı dizi ve sinema filmlerine erişim imkanı sağlayan bu tür internet sitelerinin neden RTÜK’ün denetimine tabi olması gereksin ki? Şakaysa çok kötü, değilse berbat bir durum bu.

Nitekim bunlar, görüntü kalitesi düşmeden reklamsız, fasılasız sinema ya da yabancı dizi filmleri izlemek isteyenlerin kullandığı platformlar. Yabancı dilini geliştirmek için film ve dizileri İngilizce, İspanyolca, Fransızca altyazıyla izlemek isteyenler de bu sitelere abone oluyor. Sırf, ana akım TV’lerde bulunmayan, sözgelimi The Walking Dead, Friends, Game of Thrones gibi yapımlara erişim amacıyla Netflix’e üye olmak gibi bir seçenek de mevcut.

Sözün özü, RTÜK ille de görev yapacaksa, çoluk çocuk ekran başında olunan saatlerde yayınlanan mafya dizileriyle, kimin eli kimin cebinde belli olmayan dramalarla işe başlayabilir. Yetişkin birinin, ücretini ödeyerek izlediği Mad Men dizisindeki Don Draper’ın elinde bir dal sigara tutması niye RTÜK’e dert olsun ki…

#Netflix
#Sansür