Kürtlerin tercihi

04:0020/06/2018, Çarşamba
G: 20/06/2018, Çarşamba
Özlem Albayrak

Seçime 4 gün kaldı, bu süreçte kararsızlar, boykotçular ve gençler kadar, Kürt oylarının da seçim sonuçlarını etkileyecek önemli faktörler arasında olduğu görülüyor. Elbette bölgede çok sayıda anket çalışması yapıldı ama yine de seçim kampanyalarının yürütülmeye başlandığı günden bu yana, “Kürtler kime oy verecek?” sorusunun –en azından bendeniz için- sarih bir cevabını görmek mümkün olmadı. Bu yüzden, önceki seçimlerdeki oy oranlarına bakmanın, Kürt oyların kime gideceğini öngörmek açısından elimize

Seçime 4 gün kaldı, bu süreçte kararsızlar, boykotçular ve gençler kadar, Kürt oylarının da seçim sonuçlarını etkileyecek önemli faktörler arasında olduğu görülüyor. Elbette bölgede çok sayıda anket çalışması yapıldı ama yine de seçim kampanyalarının yürütülmeye başlandığı günden bu yana, “Kürtler kime oy verecek?” sorusunun –en azından bendeniz için- sarih bir cevabını görmek mümkün olmadı. Bu yüzden, önceki seçimlerdeki oy oranlarına bakmanın, Kürt oyların kime gideceğini öngörmek açısından elimize veri bırakabileceğini düşünmekteyim.



2014 yılında Kürtlerin Cumhurbaşkanı tercihlerinde, Selahattin Demirtaş yüzde 47.9’la birinciliği alırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da yüzde 41 ile bölgeden Demirtaş’ın yakaladığı orana yakın bir rakamda oy toplayabilmişti.

Ama 10 Ağustos 2014’te yapılan seçimlerde Türkiye genelinde toplamda yüzde 10’a yakın oy alarak ciddi bir başarı kazanan Demirtaş’ın; sorumlusu olduğu 6-7 Ekim olaylarında 50’den fazla Kürdün hayatını kaybetmesi ve bu büyük başarının ardından PKK’nın özgüven kazanıp büyük şehirlerde bombalar patlatarak toplu katliamlara sebep olmaya başlaması sonrasında, popülaritesinin düşme eğilimine girdiğini söyleyebiliriz. Yaptığı Türkiyelileşmek sloganıyla yola çıkmasına rağmen, giderek PKK’lılaşmaktı çünkü.

Nitekim, -2015’teki Haziran ve Kasım seçimlerini atlayarak 2017 yılında yapılan 16 Nisan referandumuna gelirsek- referandumda Güneydoğu bölgesinde AK Parti’nin oylarının yüzbinlerle ifade edilecek oranda artmasının sebebi de buydu. Yani Demirtaş’a gösterilen seçmen teveccühünün demokrasiyi geliştirmeye değil, PKK’yı palazlandırmaya yaraması…

Nitekim, o dönem bıçak sırtı giden 16 Nisan referandumunu AK Parti’ye Kürtlerin kazandırdığı yorumları yapılmış; yapılan analizlerde Ağrı, Van, Hakkari, Şırnak, Siirt, Bitlis, Muş, Tunceli, Bingöl Diyarbakır, Batman, Mardin ve Şanlıurfa’dan gelen yaklaşık 450 binlik oy artışının “Evet” bloğuna seçim kazandırdığına değinilmişti.

Bu sonuç da, Kürtlerin bölgedeki sorunun Demirtaş tarafından değil ancak Erdoğan gibi hem Türkiyeli olan, hem Kürt sorununu kabul eden, hem de bu sorunu çözme niyetiyle işe girişen güçlü bir irade tarafından çözüleceğine yönelik inançlarına bağlanmıştı.

Oysa AK Parti 2017 referandumunda da MHP ile birlik halindeydi. Genel Başkan Devlet Bahçeli MHP seçmenini “evet” oyu vermeye davet etmişti. Ancak bugünkü fotoğrafta bu iki partinin birlikteliği söylemsel olarak da birbirine yakınlaştı, hatta iç içe geçti. Öyle ki MHP, Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayarak Erdoğan’a tam ve koşulsuz destek verdi.

Kürt seçmene rahatsızlık vermesi olası bir durum sözkonusu yani. Öte yandan seçime sayılı günler kala hükümetin Kandil’e operasyon düzenlemesinin, Kürt oylarında bir düşmeye sebep olup olmayacağı konusu da tartışmalı. AK Parti’nin tam da seçim öncesi yaptığı bu hamleyle milliyetçi seçmenin oylarını hedeflediği ve bunun Kürt seçmen nezdinde olumlu değerlendirilmediği yorumları da yabana atılır argümanlar değil.

Öte yandan, her ne kadar kapısından polis tarafından alınırken, bırakın Kürt şehirlerini, kendi mahallesinde oturanların bile tepki göstermediği Demirtaş’ın, 2014’te gördüğü teveccühü bir daha asla yakalayamayacağı düşünülse de; sonuçta Demirtaş hapiste. Evet, terörü Kürtlerin hanelerine taşıyarak insanları evlerinden eden hendek olaylarından dolayı, Demirtaş Güneydoğulu seçmenin kızgınlığını üzerine çekmiş, Sur’a yürüme çağrısına bile birkaç on kişi dışında kimse icabet etmemişti; ama dediğim gibi sonuçta Demirtaş, bugün hapiste.

Ve onun hapiste olması, mağduriyet görüntüsü oluşturuyor, Demirtaş’a belki de hiç hak etmediği bir konfor ve neticesinde alaka sağlıyor. Nitekim kişisel mini anketlerimde Demirtaş’a oy vereceğini söyleyenlere bunun nedenini sorduğumda “başka hiçbir sebebim olmasaydı bile onun bugün hapiste ve mağdur oluşundan dolayı oy verirdim” cevabını pek çok kişiden aldığımı söyleyebilirim.

Bu ve yukarıda zikrettiğim diğer sebepler Kürt oyların AK Parti’ye akmasına engel olabilir mi; yoksa Kürtler sorunlarının çözümünü; hem kendilerine, hem dindarlara, hem azınlıklara yıllarca zulmetmiş ceberut Kemalist devlete diz çöktüren Erdoğan’da mı görüyor hala, bu soruların cevabını 24 Haziran’da alacağız.

Bize düşen olumlu ya da olumsuz olabilecek faktörleri masaya koymak, sonucun ne olacağını ise 24 Haziran’da açılacak sandıklar gösterecek. Hayırlara vesile olsun diyelim.

#Seçim
#Türkiye
#Kürtler