‘BRICS’a başvurunun sonu da S400 gibi olacak’ diyenler, S400’lerin sonunun BRICS olduğunu hâlâ anlamıyor… ‘S400’lerin sonu’nda bir şey yok ayrı konu ama Türkiye’ye uygulanan yaptırımlar ve daha bir ton başka rezillik yüzünden sonu BRICS oldu işte… Türkiye, ilişkilerinde en ağır haksızlıklara, saldırılara uğradığı zamanlarda dahi elini Batı’ya uzattı. Sonunda da tükendi işte… Ankara, S400’leri alırken Batı’yla ilişkilerini yıkmayı, kendini Doğu’ya atmayı düşünmedi. Uzun yıllardır hiç yapılmamış,
‘BRICS’a başvurunun sonu da S400 gibi olacak’ diyenler, S400’lerin sonunun BRICS olduğunu hâlâ anlamıyor…
‘S400’lerin sonu’nda bir şey yok ayrı konu ama Türkiye’ye uygulanan yaptırımlar ve daha bir ton başka rezillik yüzünden sonu BRICS oldu işte…
Türkiye, ilişkilerinde en ağır haksızlıklara, saldırılara uğradığı zamanlarda dahi elini Batı’ya uzattı. Sonunda da tükendi işte…
Bu müstevli seviciler Batı’nın genel gerilemesini, körleşmesini, köhneleşmesini hiç görmediler. Somut gerçekler bugün dahi gözlerinin önünde dev gibi yükselirken, sırf Batı öyle söylüyor diye Doğu’nun yeni gerçeklerini de yok saydılar…
Bir örneği tekrarlayayım, ABD’nin son büyükelçisi Jeff Flake, giderken hâlâ şunu söylüyordu; “S400’leri hallederseniz F35’leri düşünebiliriz”. Peki şimdi Türkiye’nin BRICS’e yaptığı üyelik başvurusuna ne diyecek? Ya da “Şanghay İşbirliği Örgütü’ne de üye olmak istiyoruz” açıklamasına?
‘NATO üyesi bir ülke bunu yapmamalı’! ‘AB adayı ülkenin bunu yapmasından memnun değiliz’!
Batı’da ‘niye böyle oldu’ diye kendine soran var mı?
Türkiye, Batı’nın uluslararası kuruluşlarının sıradan bir üyesi de değildi. Batı değerlerini ve kabullerini kendini ruhunu ezmek pahasına sindirmiş bir ülkeydi!
Bakın bakalım şimdi S400’lerin menzili kaç kilometreymiş!
Hem kendi düşüşünüzü görmeyeceksiniz hem Doğu’nun somut yükselişini görmeyecekseniz hem savaşlar açacak, oluk oluk masum kanı akıtacaksınız hem müttefiklerinizi daha da ezmeye devam edeceksiniz! Kaldı mı öyle bir dünya?
Ankara, BRİCS’e, ŞİÖ’ne üye olsa bile kendi çizgisine gelebilecek halellere karşı düşünmüyor mu sanıyoruz acaba? Adı geçen bu örgütlerin bir yandan acemiliği bir yandan kendi aralarında aşılması gereken kimi ilişki düzenlerinin sorun çıkarabileceğini ıskalıyor mu sanıyoruz?
Az işler midir bunlar? Kolay işler midir bunlar?..
Biz ne yazıyoruz haftalardır; “Eğer Amerikan seçimlerine bakarak, genel olarak Batı’nın özel olarak ABD’nin ‘toparlanacağına’, eski konumuna yükseleceğine veya Doğu’nun eski yerine sürülebileceğine inanan varsa, bu olmayacak. Yerkürenin gerçekleri bunlar değil”diri kayda geçirmedik mi?..
Gözle görülür, elle tutulur olduğu için, kamuoyu tarafından daha çok fark edildi, ilgi çekti Venezuela Devlet Başkanı’nın uçağına el konulması-ki bildiğiniz hırsızlıktır-ama ABD sadece bunu yapmıyor ki; ülkelerin paralarına el koyuyor…
Rusya’nın Avrupa’daki yüz milyarlarca dolarına el koyduğunda Çin büyük rahatsızlık duydu; “gün olur siz bizim paralarımıza, yaptırımlarımıza da el koyarsınız” diye. Yalan mı? Kendi müttefiklerinin ekonomisine bile çöktüler. Almanya ortada. Ekonomi ve sanayinin baş aktörü otomotiv şirketleri fabrikalarını kapatır duruma düştüler. Türkiye’nin başına gelmeyeceğinin zerre garantisi var mı?