Suriye’nin araladığı kapıya ayağımızı mı dayadık?

04:0031/08/2024, Cumartesi
G: 31/08/2024, Cumartesi
Nedret Ersanel

AB tipi yerli medyanın heyecan ve haberleri artsa da, “Avrupa Birliği’nin 5 yıl sonra bizi Brüksel’de yapılacak ‘gayr-ı resmi’ Dışişleri Bakanları toplantısına davet etmesini” geçen hafta sonu gömdüğümüz için, (‘Doğu Türkiye’ye gelirken, Türkiye AB’ye gidiyorsa’, 24/08) en azından 40’ı çıkana kadar bir daha el açmaya gerek yok. Şimdi ‘diyalogdan memnunuz’ başlıklarıyla kutsanıyor ama bu temize çekmeler yine menzile varmadığı zaman ‘ne oldu o kadar yazdıklarınız’ diye hatırlatırız… İlla önemsenecek

AB tipi yerli medyanın heyecan ve haberleri artsa da, “Avrupa Birliği’nin 5 yıl sonra bizi Brüksel’de yapılacak ‘gayr-ı resmi’ Dışişleri Bakanları toplantısına davet etmesini” geçen hafta sonu gömdüğümüz için, (‘Doğu Türkiye’ye gelirken, Türkiye AB’ye gidiyorsa’, 24/08) en azından 40’ı çıkana kadar bir daha el açmaya gerek yok. Şimdi ‘diyalogdan memnunuz’ başlıklarıyla kutsanıyor ama bu temize çekmeler yine menzile varmadığı zaman ‘ne oldu o kadar yazdıklarınız’ diye hatırlatırız…

İlla önemsenecek bir şey aranıyorsa-belli ki yaz vesilesiyle ‘yazacak’ bulunamıyor. Ki, bizim matbuatın elinden ‘aktüeli’ alın, ne yazacaklarını hemen şaşırırlar-ben size tüyo vereyim…

Perşembe günü İstanbul’da gerçekleşen, ‘Kalkınma Yolu Bakanlar Zirvesi’ni yazın…

Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun ev sahipliğini yaptığı toplantıya, Türkiye ile birlikte Irak, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ilgili bakanları (ulaştırma ve enerji) katıldı. Bu Bakanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Nisan ayında gerçekleşen Bağdat ziyaretinde projenin mutabakat zaptını imzalayan isimler…

2028-2033-2055 yıllarında üç etapla tamamlanacak devasa projenin
bölgesel ve küresel bağlama nasıl oturduğunu
bu köşeden çok anlattık. Peşinden koşulacaksa bunun peşinden koşmak lazım gelir. Yarım yüzyıldan fazladır AB kapılarında süründükten sonra tatmin edici gelmeyebilir. O yüzden ilave konular da ekleyeyim…

***

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Bakü ziyaretinin bir ayağı da Rusya-Kafkasya-Türkiye-Avrupa enerji yoluydu. Nitekim bu teması takiben kardeş Azerbaycan’ın Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov da Ankara’ya geldi. (27/08)
Onunla da, ‘horizantal’ hat konuşuldu! Kalkınma Yolu Projesi, ‘vertical’dir, yani dirseğidir
!
Bayramov: Enerji alanındaki iş birliğimiz önemlidir. Azerbaycan ile Türkiye’nin enerji alanındaki işbirliği sadece iki ülkeye katkı sunmakla kalmadı,
Avrasya’nın enerji haritasını değiştirdi
”…

Üzerine Kremlin’in açıklaması var; “(Ukrayna ve Avrupa’ya) Alternatif güzergâhlar var. Biliyorsunuz Türkiye’de bir merkez oluşturma planları var ve bu konudaki çalışmalar devam ediyor”. Moskova’nın, Hindistan-Basra-İran-Rusya yolu da var, o da dirsektir…

Tabii bu Rusya ve Türkiye’nin ‘güzergâh çalışmaları’ için pek sınırlı bir tarif. Altı daha dolu…

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar; “Türkiye, artık kendi doğal gazını üreten, tedarik kaynaklarını çeşitlendirmiş ve
güçlü altyapısı sayesinde ihracat kabiliyeti olan, bölgesinin ve Avrupa’nın arz güvenliğine katkı sağlayan lider ülke haline gelmiştir
”. (15/08)
Fark edilmesi gereken, Kalkınma Yolu’nun,
mevcut ve müstakbel yolların da tamamlayıcısı olacağıdır
! AB ile konuşulacaksa işte bunun yollarının, yordamlarının, bağlantılarının konuşulması gerektir…
Çünkü ister Avrasya ister Ortadoğu ister Avrupa ve hepsinin buluştuğu Türkiye olsun, proje yeni bir jeopolitiğe oturmuş durumda. Yeni durum,
tarafların ellerine fırsatlar veriyor ama benzerlerinden ayrı olarak bu fırsatları tepmeleri durumunda başlarına gelecekleri de darlayıcı sonuçları göstererek ikna etmeye çalışıyor
. Diğerleri anladı ama Avrupa anlamadı. AB’ye iyi anlatılması gereken asıl bu!

Yoksa yıllar sonra gelen diyalog toplantısı boştur…


ASLINDA SURİYE İLE UZLAŞMAK İSTEMİYOR MUYUZ?

Gelelim aynı haritanın bir diğer parçasına…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüksek ve samimi tondan Suriye ile normalleşme çağrılarını takiben ortaya çıkan uzlaşı arayışı, başta Rusya olmak üzere kimi Arap ülkelerinin hatta İran’ın da teşvikini alarak ilerliyordu ama Şam’dan aynı genişlikte kucaklayıcı açıklamalar gelmedi…

Sonunda Esad, “… ilişkilerin normale dönmesi için Türk güçlerinin Suriye topraklarından çekilmesi ve terör gruplarına verilen desteğin son bulması gibi mevcut duruma neden olan politikaların tersine dönmesi gerekiyor. Görüşmelere başlamak için ise bu bir ön şart değil.
Türkiye güçlerini geri çekmezse görüşmelere başlamayacağımız doğru değil
” diyerek kapı araladı…

Sonra, Türk ‘Dışişleri kaynakları’nın açıklaması geldi; dört şart içeriyordu bu ve ‘Suriye’nin terörden temizlenmesi, BMGK (2254) kararının uygulanması, yani siyasi uzlaşı, sığınmacıların dönüşü için uygun ortamın sağlanması ve insani yardımların kesintisiz sürmesi’…

Cümlelere bakarak ilk intibaın, ‘Ankara’nın ayak sürüyor’ olması normal. Açıklama bu algıyı veriyor…

Ancak mesele ‘tam’ böyle değil…

Bir
, Türkiye normalleşmeyi istiyor ve bunu sürdürecek.
İki
, sorun ‘asker çekme’ ile ilgili. Tekrardan on yılların emeğini heba etmek, terörle mücadelede ve diğer güçlerin buradaki varlığına alan yaratmak istenmiyor.
Üç
, şu an çekilme tam bunu yaratır ve Bakan Fidan’ın zikrettiği 2,5 ülkenin istediği de zaten bu. Ayrıca Şam yönetiminin burayı ‘yönetecek’ imkân-kabiliyeti de bulunmuyor.
Dört
, bu yüzden Ankara asker çekme konusunu ötelemek, ileri aşamalara hatta finale bırakmak istiyor. Bu da çok doğal.
Beş
, Suriye yönetiminin bakışını da anlıyor. Ama hak vermek başka.

Dışişleri yetkililerinin açıklamalarına bakarak, “Suriye ile uzlaşmak niyetinde olmadığımız” sonucunu varmak

sadece aşırı değil, konunun da anlaşılmadığı anlamına gelir.

#politika
#Türkiye
#Suriye
#Rusya
#Azerbaycan
#Kafkasya
#Avrasya