Bir kombin var; 7 Ekim meşru müdafaası ve günümüze varan devamı, Ukrayna’da tarafların hızla başlarını başka yöne çevirmelerine sebep olmuş, ellerindeki kartların yerleşimini baştan düzenletmişti…
Sonunda hepsinin birden 5 Kasım’a bağlandığını göreceğiz…
Kursk vakası askeri-teknik açıdan kurmay subayların çok ilgisini çekmiş olmalı. Öte yandan kayıtlarda şunu öne almak gerekiyor; Rusya’nın çuvalladığı utanç anlarından biridir. Hedeften gözünü ayırmanın/rahatlamanın, nöbette miğfer üzerinde kestirmenin sonucu olup-olmadığının tespiti, hesabının içeride sorulması gerekiyor. Ancak biz dışardayız ve söyleyebileceğimiz sadece Moskova’nın ağır hata yaptığıdır…
Tabii şu da var; ‘Rusya nihayetinde bu durumun üstesinden gelecek ve kendi topraklarını temizleyecektir’.. Olabilir. Ama bu Wagner olayındaki kadar kolay, kısa ve ucuz olmayacak gibi duruyor…
Ukrayna’nın Kursk ‘harekâtı’ iyi karargâh çalışmasının sonucu ve Kiev komutanlarının elinden çıksa da aklından çıkmadığı belli…
İlaveten, Kursk’ta birleşik askeri güçlerin kullanılması ve başarılı olması da belli ki madalya getirecek ve ama bunun tetkiki de
uzmanların işi…
Kursk muharebe alanının ‘şu an’ bize söylediği, Rusya için askeri ve siyasi açıdan can yakıcı olduğudur. Hele bölgede askeri üs/karargâh kurulması iyice alçaltıcı olacaktır. Savaşın sonu için belirleyici olup-olmadığı bahs-i diğerdir…
Ukrayna savaşı daha bitmedi anlamına geliyor ki, tam da Rusya’nın savaşın kazanılma aşamasına geçildiği, boğma telinin Kiev’in boğazına yaklaştırıldığı ana denk düşüyor…
Arada şu uluslararası yorumları da okuyoruz; aslında bunun bir Rus tuzağı olduğu, Ukrayna ordusunun içeri çekilip, kıstırılıp, kuşatılarak doğranacağı gibi. Mümkün mü? Belki. Ama öyle gözükmüyor…
İran-İsrail-Filistin/Gazze ile Ukrayna Savaşı, Biden yönetiminin “mirasını” oluşturacak. Bununla da kalmayacak, Kamala Harris’in Başkanlık seçimlerini kazanmasına/kaybetmesine puan verecek. Bu yüzden mevcut Washington yönetimi için hayati önem taşıyorlar…
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın, TBMM Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantısından dünyaya seslenmesi elbette önemli bir olay…
Zamanlaması farklı bir ortam için kurulmuştu ve ideali Amerikan Kongresi’nde Netanyahu konuşurken gerçekleşmesiydi. Şehit İsmail Haniye’nin katılımıyla pekiştirilecekti. Olmadı…
Perşembe günü meclis kürsüsünde konuşurken Abbas’ı dinleyenlerin içlerinden, “bu Haniye’nin hakkıydı, ona yakışırdı” diye geçirdiğine eminim…
Türkiye’nin duruşunda bir gariplik yok; Filistin davasını destekliyoruz ve doğru tutumdur. Bu yüzden Abbas’ın ağırlanmasında beis yok. Kaldı ki, başından beri Türkiye’ye bu davadan dışlamaya çalışan ülkelere de mesajdır…
Öte yandan, Abbas’ın konuşması çok zayıftı ve herkes tarafından-söylenmese de-öyle teşhis edildi. TBMM Başkanı Sayın Kurtulmuş’un konuşmasını Abbas yapsaydı, o zaman bir davanın savunusu bir mecliste nasıl yapılır, heyecanı, ruhu, adanmışlığı, enerjisi nasıl olurdu ortaya çıkardı. Hasılı Türkiye, Abbas sonrasını da düşünmelidir…
Bir de, Abbas’ın Gazze’ye gitme kararı var. Elbette alkışlıyoruz Abbas’ın yolculuğunu ama herhangi bir risk içerdiğini düşünmüyorum!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.