Hamas lideri İsmail Haniye’nin oğullarını ve torunlarını bayram günü hayattan koparan salyalı kudurmuşluğun nasıl bir akla hizmet ettiğini çözmek gerekiyor. Bağlam arayışıdır. Yerine oturttuğunuzda, İsrail ve ABD ile yüzyıl sonra dahi ilişki kursanız, ‘elinizi vermeme öğretisi’ sizi uyanık tutacaktır…
***
Haniye’nin soyuna yönelik saldırı, bir seri gelişmenin ortasında ve sonrasında geldi…
Biri, Mısır-Kahire’de yapılan görüşmelerdi. Amerika, Mısır, İsrail, Filistin-Hamas, sair kolaylaştırıcılar, istihbarat örgütleri, CIA Direktörü dahil burada neye vardığı anlaşılmayan temaslar yürütüyorlardı…
Bir başkası, sivil yardım kuruluşu World Central Kitchen-WCK’nın konvoyuna yapılan, batılı görevlilerin hayatını kaybettiği, ABD, İngiltere dahil başkentlerin en ciddi reaksiyonu gösterdiği saldırıydı…
Üçüncüsü, Kahire havası ve WCK saldırısına gelen tepkiler ortamında, İsrail’in bölgeden asker çekmesidir. Önemliydi. Korkuttu! Gazze’nin güneyinden, Han Yunus’tan İsrail ordusunun çekildiği ama bunun sonraki saldırının hazırlığı mahiyetinde olduğu yönündeki açıklamalarla yumuşatılmaya çalışıldı…
Aynı zaman havuzunda, risk potansiyeli daha yüksek tehlike geldi; Suriye-Şam’daki İran konsolosluğuna İsrail hava saldırısı gerçekleşti ve içlerinde iki generalin de bulunduğu İranlılar-Suriyeliler de vardı-öldürüldü…
***
Ek gerçek, İran’ın, Gazze krizinin başından bu yana, “kendi topraklarına saldırı olmadıkça savaşa karışmayacağına” ilişkin resmi duruşuyla, Ortadoğu’da bir tür inanışa dönüşmüş, “Tahran gürler ama yağmaz” kabulünün/pratiğinin diş macununun ortasına basar gibi sıkıştırılmasıdır…
***
Güney Kıbrıs’ta İsrail hava kuvvetlerinin tatbikatlar yapmaya başlaması, ABD-İngiltere’nin bölgeye deniz kuvvetleri sevk etme hazırlıklarına girişmesi, diplomatik zeminde Dışişleri Bakanı Blinken’ın Türkiye dahil bazı bölge ülkelerine, “İran’la konuşun bir çılgınlık yapmasın” ricaları ve onların da İran’a telkinde bulunması, Tel Aviv ve İranlı yetkililerin, “herkes sonuçlarına katlanır” tehditleri, bir bölgesel hatta küresel savaşın gelişebileceği yönündeki kaygıların açık açık dillen-dirilmesidir…
Berbat senaryo olur-olmaz ayrı, hâlâ bağlamı oturtmaya çalışıyoruz, ki, CENTCOM Komutanı’nın İsrail’e giderek, Savunma Bakanlığı ve askeri yetkililerle görüşeceği haberleri de bu zamanlamaya giriyor. CENTCOM’un, İran’la çatışmaya yönelik havayı sakinleştirmek amacıyla mı yoksa savaşa nasıl destek verileceği konusunda mı görev üstlendiği elbette şüphelidir.
***
***
Böylece iki tablo ortaya çıkar…
Hal böyleyken, yaklaşan seçimlere bakarak, Amerikan halkının yeni savaş istemediğine ilişkin gerçeklik veri olarak anlamsızlaşır. ‘Aslında isterler’ anlamında değil, ‘önemleri yoktur’ anlamında. İkna edilirler!
Sivil yardım kuruluşu WCK’ya, İran konsolosluğuna, Haniye’nin evlatlarına yönelik atakların sorumluları bunlardır. Sonrası için küpedir ama duymayı bilen kulağınız olması gerekir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.