Türkiye’de Gazze krizini 7 Ekim’le başlatan bir kast var ve ‘kist’ okuyabilirsiniz…
75 yıllık ‘istilacı tür’ün yaptıklarını görmezden gelmeye devam ediyorlar…
‘One minute’ vakasında da öyle olmuştu; o krizin sebebi de Filistin’de yaşananlar, ‘öldürmeyi iyi bilirsiniz siz’di. O zaman, ‘şimdi yandık’ demişlerdi. Sadece bazılarının ahireti yandı.
Televizyonlarda, gazetelerde, dijital mecralarda, sosyal medyada, kamuya açık hangi basın-yayın imkânı varsa hepsinde bu insanlar, ‘istediğiniz kadar konuşun, 7 Ekim’de başladı’yı savunurken, “Allah’ım nasıl bu kadar körleşebilirler” diye hayıflananlar, aslında hepsinin gerçeği/geçmişi pekala bildiğini ıskaladılar.
İsrail’i yaptığı katliam/soykırım, savaş ve insanlık suçları için yargılayabiliyor musunuz? Ancak o zaman uzantılarını da mahkûm edebilirsiniz.
Uluslararası kuruluşlar ezik, devletlerin yöneticileri sinmiş, parlamentoları ruhlarını kaybetmiş, medya zaten onların elinde, aradan yol bulup şikayet başvurusu yapmaya çalıştığınız kurumları kuranlar onlar.
Oysa öyle pis bir gelişme bölümü vardı ki savaşın yakın geçmişinde. Kavgası aylar sürdü ama bunun uzun zamanda dokunan bir şeytan kumaşından olduğunu, bilgileriyle, belgeleriyle, tarihiyle göstermemize, yadsınamaz şekilde ispat etmemize rağmen ikna edemedik, kafalarında şüphe bile yaratamadık. Onbinlerce genç dünyanın elinden kayıp gitti…
Neden? Çünkü, “koskoca” kimi akademisyenlerin, gazetecilerin, emekli asker ve diplomatların, siyasilerin, işin tarihi boyutunu, sebep-sonuç ilişkisini bilmiyor olabileceklerini varsaydık…
Biliyorlardı!
Biliyorlardı ama ‘network’un zihnen hatta kalben üyesiydiler.
ABD, İngiltere ve İsrail’in gücüne ilişkin kutsama ve tapınma hali, ‘zamanı gelince bunun hesabını sorarlar’ korkusu üst çatı. Öyle ki, Netanyahu’nun günah keçisi olarak arenaya atılması bile İsrail veya ABD’ye laf gelmesin aklına yaslanıyor…
Afganistan ve Irak’ın mahvedilmesinin ardından Ukrayna’yı enkaza çevirdiler, şimdi Filistin/Ortadoğu’ya aynısını yapıyorlar. Milyonlar gitti. Biz de hep birlikte televizyon ekranlarında, ‘İsrail askerleri tünellere girer mi girmez mi’ diye elde değnek harita bakıyoruz…
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine ne diyeceğine ilişkin takvim küresel bakışların altında ‘ilerliyor’…
Perşembe günü TBMM Dış İlişkiler Komisyonu’na geldi ve tartışıldı, sonra ileri tarihe ‘atıldı’.
Konunun ayrılmaz parçası haline dönüşen F-16’ların alınması da iyice çetrefilli hale geliyor…
Savunma Bakanı Yaşar Güler’in savaş uçakları konusunda söylediklerine bakalım…
“Biz uğraşmıyoruz” ve “olursa” önemli ama..
Bunlar Cumhurbaşkanı’nın Berlin ziyareti arifesinde söyleniyor. “Zor bir ortağın ziyareti” diyorlar.
Umarız Türkiye’nin politikası; sadece savaş uçakları için değil, genel olarak Batı ile bağımlılığı sürdürecek savunma alış-verişlerinin biz hazır olana kadar oyalanmasıdır…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.