Alberta kasırgası Amerika’yı kasıp kavururken, Mekunu kasırgası da Yemen ve Umman’ı perişan etti.
Üç yıllık yağış, bir günde düşerse, önüne çıkanı alıp götürür.
Doğal afetler karşısında insan kimi zaman sele tutulmuş karınca kadar çaresiz kalıyor.
Mevsimlerin dengesi değişti diyenler, haksız olmasa gerek.
Uzun yıllardan bu yana dikkatleri “küresel ısınma” üzerine çekenlerin bütün çabalarından daha etkili oluyor bir kasırga.
Tabiat, açık ve net konuşuyor çünkü.
Herkesin anlayabileceği bir lisanda konuşuyor.
Sel önüne katıp götürüyor, fırtına uçuruyor…
*
Küçük bir çocuk, sınıf içinde resim yaparken ellerini kirletmiş.
Öğretmeni, ellerini yıkaması için lavaboya götürmüş.
İyice yıkadıktan sonra, musluğu dikkatlice kapatmasını söylemiş.
Küçük kız başını tasdik anlamında sallamış ve şöyle bir soru sormuş:
“Kutup ayısı buzdan kayıp düşmesin diye değil mi öğretmenim?”
“Nasıl?”
“Çeşmeyi iyi kapatmazsam, küresel ısınma artar, kutup ayıları da yavruları da buzlarda tutunacak yer bulamaz ve suya düşerler. Annem öyle söylüyor.”
“Doğru.”
“Ben de o yüzden çeşmeleri hep çok iyi kapatırım.”
“Aferin sana.”
“O güzel kutup ayılarının suya kapılıp gitmelerini hiç istemem.”
Küresel ısınmadan bahsedenler, bu konuyu bu kadar güzel anlatamadı.
*
Küçükler, büyüklerden daha insaflı.
Dünyayı çocuklar yönetse daha iyi olacaktır düşüncesine karşı çıkmak zor.
Daha temiz düşünüyorlar şüphesiz.
Yalnız bir ayrıntı var ki, aynı küçükler büyüdükleri zaman fikirleri değişiyor.
Hepsi de diğer büyüklere benziyorlar.
Hiçbir fark kalmıyor arada.
Küçükken barışı savunanlar, büyüdüklerinde savaş yanlısı olarak karşımıza çıkıyor.
Şöyle düşünelim.
Altı yedi yaşında bir Vladimir ile aynı yaştaki Donald bir araya gelse oynamaya başlasa, ne güzel anlaşırlar.
Ancak büyüyüp biri Putin, biri Tramp olarak anıldıklarında, ülkelerin başına geçtiklerinde anlaşmak o kadar kolay olmuyor.
*
Bizim Bay Muharrem ne güzel bisiklete biniyordu, görmüşsünüzdür.
Çocuklar gibi şen.
Sahnede bir o yana bir bu yana pedal çeviriyor.
Seçilirse koruma kullanmayacak, bisikletle gelip gidecekmiş.
Öyle söylüyor.
“Bunca yıldır milletvekilisiniz, Meclis’e kaç defa bisikletle geldiniz?” sorusunu yöneltenleri ise hiç duymuyor.
Çünkü bu hareketler, birer imaj çalışması.
Sahneye çıkıp Muharrem İnce ile yanak yanağa fotoğraf çektiren vatandaşın, bir saniye sonra korumalar tarafından nasıl uçurulduğunu da gördük hep beraber.
Herkesin elinde birer kamera bulunduğunu, böyle bir hareketin haftalardır çizilen imaj çalışmasına nasıl zarar vereceğini düşünmüyor mu bu adamlar?
Ne diyelim, basiret bağlanması dedikleri budur herhalde.
*
Yerli otomobil yapmakla ilgili tespitleri çok çarpıcıydı.
Muharrem Bey’den bahsediyoruz tabii.
İlkellik olarak görüyor, geri kafalılık olarak değerlendiriyor.
Dünyaya yirmi sene geriden bakmakmış, yerli otomobil yapmak.
İlahi Muharrem Bey…
Bütün Almanlar bir araya gelmiş, ülkenin her tarafında yerli otomobil üretiyorlar, biliyor musun?
Hani senin o çok sevdiğin, bmv’ler, mersolar var ya…
Onların hepsi Almanya’da yerli üretim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.