Savaşın da bir ahlâkı vardır. Karşımıza çıkanların nedense bundan haberi yok.
Ermenistan sivil bölgelere saldırıyor.
Kadınlara, çocuklara, yaşlılara…
Uzun menzilli füzelerle ve yasaklanmış misket bombalarıyla.
Bütün derdi, savaşı yaymak.
*
Türkiye’nin de çatışmaya dâhil olduğu yönünde yürüttüğü kara propagandanın maksadı da ortada.
Azerbaycan tek başına Ermenistan’la başa çıkabilecek güce sâhip olmasına rağmen, Paşinyan her zaman yaptığı gibi yalana sarılıyor.
En iyi oldukları alanda, marifetlerini sergilemekten vazgeçmiyorlar.
*
Yine de otuz yıldır işgal altında tuttukları Karabağ’da tutunamıyor, adım adım çekiliyorlar.
Vatanını savunan, her zaman üstündür.
Vatanını savunan, her zaman haklıdır.
“Ölürsem şehit, kalırsam gazi” diyerek cepheye yürüyenleri korkutacak hiçbir şey yoktur yeryüzünde.
*
Cephe gerisinde yaşayanlar bile aynı bakışa sâhip.
Üstlerine füzeler, bombalar yağıyor ama Azerbaycan halkı “Bizi korkutamazlar” diye haykırıyor.
“Bir Türk’ü güldürmek istiyorsan, onu ölümle tehdit et” sözünü, kuru bir slogan zannedenler, Azerbaycan’a baksın.
Gence’de, Ağdam’da, Daşkesen’de “Ben 65 yaşındayım, cepheye gitmeye hazırım” diyenleri Ermenistan yöneticileri duymakta mıdır?
70 yaşını geçenler de aynı şekilde konuşuyor, 15’indeki gençler de.
*
Ermenistan’ın yaşadığı hayal kırıklığı, yalnızca işgal ettiği toprakları kaybetmesinden değil.
Aynı zamanda güvendiği dağlara kar yağmasından kaynaklanıyor.
Görünen o ki, başta Rusya olmak üzere Avrupa’dan büyük destek umuyordu.
Beklediği gibi olmadı.
Evdeki hesap cepheye uymadı.
Yanlış hesap yaparsan, kapıdan çıkmadan pişman olursun.
Bağdat’a kadar gidip dönmeye gerek yok.
*
Putin, çarpışmaların yaşandığı toprakların Ermenistan’a ait olmadığını açıkladı.
Avrupa temkinli.
Çatışmanın durmasını istiyor, ateşkes tavsiye ediyorlar.
Daha ileri gidene rastlamadık.
*
Bir diğer güzel haber ise, Ermeni topçularının yanlışlıkla kendi tanklarını vurmasıydı.
Yalan ve kara propaganda konusundaki başarılarını cephede gösteremiyorlar.
Eğer aynı ölçüde becerikli olsaydılar, işgal ettikleri topraklara sahip çıkabilir, hatta daha ileri gidebilirlerdi.
*
Ermenistan için en trajik sahne ise, Putin’in telefonu Paşinyan’ın yüzüne kapatmasıydı.
“İşim var, meşgulüm” diyerek telefonu kapattı.
Daha ne yapsın?
Ordusunu Azerbaycan’a destek için gönderse, bu kadar kötü olmazdı.
*
Putin’in bu tutumunun sebepleri arasında, Türkiye’nin güçlü bir konumda bulunması da önemli olsa gerek.
Türkiye, artık, oyun kurucu.
Daha önce bütün oyunları kenardan seyrediyorduk.
Saha dışına kaçan topları içeri göndermekle yetiniyorduk.
Bugün durum değişmiştir.
Bu tabloyu görüp görmemek, kabul edip etmemek, tercihe bağlı değil.
Yine de hazmetmekte zorlananları görüyoruz.
Ne diyelim?
Keyifleri, gördüklerini bastıracak çapta demek ki.
Yaşadıkları hazımsızlık için, Kızılay maden suyu tavsiye edebiliriz en fazla.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.