Suudi’den Osmanlı’ya tepki

04:0016/06/2020, Salı
G: 16/06/2020, Salı
Mehmet Şeker

Riyad’dan bir haber geldi…Dediler ki Suudi yönetimi, Kânûnî Sultan Süleyman Caddesi’nin tabelasını kaldırdı.Keşke “Melik öldü” denseydi.Bu ne densizlik!Belli ki bize kızmışlar, caddenin isminden intikam alıyorlar.Hem de Muhteşem Kânûnî Caddesi’nden.*Diplomatik dilde buna ‘skandal’ diyorlar.Bizim, diplomatik dil kullanma mecburiyetimiz bulunmadığı için, rahatlıkla eblehlik olduğunu söyleyebiliriz.“Alık, aptal, budala, akılsız yahut ahmak” da diyebilirdik.Hepsi aynı kapıya çıkar.*Tabelayı sökmüşler,

Riyad’dan bir haber geldi…

Dediler ki Suudi yönetimi, Kânûnî Sultan Süleyman Caddesi’nin tabelasını kaldırdı.

Keşke “Melik öldü” denseydi.

Bu ne densizlik!

Belli ki bize kızmışlar, caddenin isminden intikam alıyorlar.

Hem de Muhteşem Kânûnî Caddesi’nden.

*

Diplomatik dilde buna ‘skandal’ diyorlar.

Bizim, diplomatik dil kullanma mecburiyetimiz bulunmadığı için, rahatlıkla eblehlik olduğunu söyleyebiliriz.

“Alık, aptal, budala, akılsız yahut ahmak” da diyebilirdik.

Hepsi aynı kapıya çıkar.

*

Tabelayı sökmüşler, yere atıp fotoğrafını çekmişler ve basına servis etmişler.

Ne büyük mârifet!

Ne büyük cesâret!

Bu, târihte görülmemiş ölçüdeki hareketin ne Kânûnî Sultan Süleyman’a bir zararı dokunur, ne de bize.

Hem, bir caddenin adını değiştirmek nedir ki!

Kime eziyet, kime sitem, kime ceza?

*

Biz, Osmanlı’nın eserlerini bile kökünden yıkmışız.

Öyle bir iki tane de değil, kim bilir kaç tanesini.

Daha, evvelsi gün Sultanahmet Camiini de müze yapmayı tartışmaya açtık. Duymadınız mı?

Üstelik yeni bir tartışma da değil bu.

Geçmişte de gündeme gelmişti.

*

Sadece İstanbul’da yıkılan Osmanlı eserlerinin isimlerini alt alta yazsak, bir koca cilt tutar.

Cami, imaret, han, hamam, konak…

Say say bitmez.

Haldun Hürel “Anlat İstanbul” adlı eserinde baştan sona nerelerin yıkıldığını, nerelerin yağmalandığını anlatıyor.

Yıkabildiğimizi yıkmışız, yıkamadığımızı satmışız, kiraya vermişiz, depo yapmışız, başka maksatlarla kullanmışız.

*

Sadece Edirne’de kaç eser yıkıldığını, kaç cami satıldığını, o şehrin hafızası olan Doç. Dr. Mustafa Hatipler’e sorun da tek tek saysın.

Ellerinden gelse nehirler üzerindeki muhteşem köprüleri de yıkarlardı ama herhalde bir yakadan ötekine geçmenin başka yolu olmadığı için dokunmamışlar da yerinde kalmış ve bugüne kadar ulaşmış o muazzam köprüler.

Biz, tarihe saygısızlıkta zirve yapmışken, binlerce fersah ötede bir caddenin tabelasının kaldırılmasından gocunur muyuz?

*

Yüksek bir beklentiye girmeyin sakın.

Siz yaptığınız saygısızlıkla kalırsınız.

Tarihe, bilhassa Osmanlı’ya karşı saygısızlık yapma konusunda bizimle yarışamazsınız.

Attığınız aşık, bizimkine yaklaşamaz.

Direklere ve duvarlara merdiven dayayan, tabelayı söken, yere indiren, yerine yenisini hazırlayan ve takan, bütün bu aşamaları belgelemek için fotoğrafını çeken görevlilerinizin zahmetine yazık.

*

Biz pek önemsemedik ama en anlamlı tepki Libya’dan geldi.

Tacura şehrinin merkezindeki en önemli ana caddelerden birine Kânûnî Sultan Süleyman adı verildi.

İki üç gün önce de Türkiye ve Osmanlı’ya hakaret eden Ermeni sunucuya hak ettiği tepkiyi Lübnan halkı sokakta vermişti.

Dolayısıyla bizim bu tür konularda çok çaba sarf etmemiz gerekmiyor.

Daha önemli işlerimiz var... Vakit harcamak durumunda değiliz.

Eğer çok önemseyecek olsaydık, biz de Ankara veya İstanbul’daki büyük caddelerden birinin adını değiştirir, tabelasını sökerdik.

Mesela Kenedi Caddesi’nin tabelasını…

Suudi Arabiya neresi, ABD neresi demeyin, aynı şey.

#Kânûnî Sultan Süleyman
#Suudi Arabistan
#İstanbul
#ABD