ABD’de seçim yaklaşırken, zararlı paylaşımlar yapılmasından endişe ettiğini belirten Tramp, sosyal medyanın bütünüyle yasaklanabileceğini bildirdi.
Kötü amaçlı kullanımlar seçimi etkileyebilirmiş.
Herkesi hayrete düşüren bir açıklama bu.
Sosyal medya, Tramp ve yasak kelimelerinin aynı cümle içinde yer alması, dünyada tek kişinin bile bekleyeceği cinsten değil.
*
Daha düne kadar, hiç kimse böyle bir şeye ihtimal vermezdi.
Neredeyse kullanıcıların tamamı sosyal medya bağımlısı olmuşken…
Dijitalleşme her gün biraz daha mevzi kazanırken…
Tramp, sosyal medyayı en fazla kullananlar arasındayken…
En önemli kararları bile sosyal medya mesajlarıyla dünyaya duyururken…
Birden bire yasak ihtimalinden söz etmesi ne kadar tuhaf bir gelişme.
Diyebiliriz ki yalnızca seçime değil, aynı zamanda akla zarar…
Tramp diğer ülkelerle arasındaki en kritik konulardaki kararlarını bile sosyal medya üzerinden açıklamaktaydı.
*
Şimdi Amerikalılara sorulsa…
Dense ki sosyal medyanın yasaklanma ihtimaline ne diyorsunuz?
Çoğunluk şaka yapıldığını düşünecektir.
Bunu da sosyal medya mesajıyla açıklayacaktır her biri.
Hattâ, Tramp enine boyuna düşünüp taşındığını ve sonunda Müslüman olmaya karar verdiğini açıklasa, bu kadar şaşkınlığa sebep olmaz diyebiliriz.
Yahut en fazla o ayarda hayret verici bulunabilir.
*
Bizde buna benzer bir cümle sarf edilseydi, yer yerinden oynardı.
Hem de seçim öncesi…
Sadece böyle bir ihtimalden söz edilse fakat yasak konulmasa bile, seçmenlerin kararı, bu düşünceyi açıklayan yönetimin aleyhine gelişirdi.
Teknolojinin ne kadar önemli olduğundan başlanır, demokrasiye vurgu yapılır ve zehir zemberek açıklamalar yüksek seviyeli tepkiler şeklinde yağardı.
“Taş devrine mi dönüyoruz?”
“Mağaralara mı yerleşelim?”
“Televizyon da yasaklanacak mı?”
“Telefonları da mı iptal edelim?”
*
Hâlbuki biz sosyal medyadan az çekmedik.
Gezi olayları sırasında yayınlanan sahte görüntüler, İstanbul dışında bulunanları şaşkına çevirmişti.
Başka zamanlara ait, başka ülkelerde çekilen fotoğraflar, İstanbul görüntüleri şeklinde yayınlandığında, paniğe sebep olmuştu.
Allah’tan o fotoğraflarda araçların plakaları başka ülkelere ait olduğunu belgelemekteydi.
Polislerin kıyafetlerindeki Almanca, İtalyanca, İngilizce ve Fransızca “Polizai” ve “Police” yazıları bulunmaktaydı.
*
Gezi’den sonra da bu tür yalan yanlış yayınlar çok yapıldı.
Bilhassa Suriye’deki gelişmeler hakkında.
Aralıksız, bombardıman şeklinde devam eden sosyal medya yalanlarıyla mücadele etmek için az uğraşılmadı.
Yine de bu konuda başarılı olunduğu söylenemez.
Zira ülkemize zarar verme maksadıyla, sosyal medya saldırılarını yapanlar, eski acemiliklerini geride bırakmışlardı.
Tecrübe kazanmışlardı.
Artık daha profesyonel saldırıyorlar.
Sırf bu maksatla ekipler kurduklarını biliyoruz.
Ustalaştılar.
Organize olmakta çok başarı gösterdiklerine şahidiz.
Yalan haberin müşterisi bol…
Gerçeklerden daha hızlı yayılıyor ve daha fazla inanmak isteyen çıkıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.