Siyaset buysa…

04:009/03/2021, Salı
G: 9/03/2021, Salı
Mehmet Şeker

Hep beraber idrak ettiğimiz bir Kadınlar Günü daha geride kaldı.Kimi üç yıl önce boşandığı eski karısını sokak ortasında öldüresiye döverek kutladı, kimi de kurşun yağdırıp öldürerek.Herkesin kutlama anlayışı farklı.Sorsak, çok sevdiği için öyle yaptığını söyler.*“Ya benimsin, ya kara toprağın” sözü kuru bir slogan değil.Bunu hayat felsefesi olarak benimseyen, bu düsturla yaşayanlar var.Ayrılmak, boşanmak fark etmiyor.Bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap?Gözden kaçmasın, arada bir de ‘ah’ var.Burada bir

Hep beraber idrak ettiğimiz bir Kadınlar Günü daha geride kaldı.

Kimi üç yıl önce boşandığı eski karısını sokak ortasında öldüresiye döverek kutladı, kimi de kurşun yağdırıp öldürerek.

Herkesin kutlama anlayışı farklı.

Sorsak, çok sevdiği için öyle yaptığını söyler.

*

“Ya benimsin, ya kara toprağın” sözü kuru bir slogan değil.

Bunu hayat felsefesi olarak benimseyen, bu düsturla yaşayanlar var.

Ayrılmak, boşanmak fark etmiyor.

Bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap?

Gözden kaçmasın, arada bir de ‘ah’ var.

Burada bir tane ama binlercesini, milyonlarcasını temsil ediyor.

*

Öte yanda ise durum daha vahim.

Tek kişinin işlediği cinayetleri geçelim. Topluca, örgütlenerek işlenenlere bakalım.

Kadın çocuk ayırmadan öldüren ve anaları gözü yaşlı bırakanların, toplu hâlde hareket ettiklerini biliyoruz. Planlı, programlı…

Eylem adı verdikleri cinayetlerine kırk yıldır aralıksız devam ediyorlar.

Öyle ki, “bebek katili” denildiğinde, onların lideri geliyor herkesin gözü önüne.

Herkesin zihninde beliren portre aynı.

*

Ve biliyoruz ki bunların bir de siyasî uzantıları var.

Aradaki ilişkiyi bir defa olsun inkâr etmediler. Aksine, sırtlarını yasladıklarını söylediler.

Bebek katili denince akla gelen kişinin heykelini dikeceklerini meydanlarda bağıra bağıra beyan ettiler.

Bizi tükürükle boğacaklarına inandıklarını iddia ettiler.

*

Çocukları kandırılmış, kaçırılmış, dağa götürülmüş gözü yaşlı analar ve babalar, onların siyasî uzantılarının il binası önünde nöbet tutuyor ne zamandır.

Kimi onlarla dalga geçmeye yelteniyor. Kimi yokmuş gibi davranıyor. Sanki öyle bir şey olmamış.

O analar babalar, evlat nöbeti diyorlar ve çocuklarının geri gelmesini istiyorlar.

İsteği gerçekleşenler de oldu.

Diğerleri nöbete devam etmekte kararlı.

*

Yokmuş gibi davrananlara, o anaların ne zamandır nöbet tuttuklarını sorsak, doğru cevap vermekte zorlanacaklardır.

Kaç aile olduklarını da bilmezler.

Hâlbuki o analar babalar, gün sayıyor, saat sayıyor.

Ellerinde oğullarının kızlarının fotoğrafları, “gelene kadar vazgeçmeyeceklerini” haykırıyorlar.

*

Onlar sabırla beklerken, duymayan, görmeyen, umursamayan muhalefet, aylar yıllar sonra bir temsilci gönderdi.

Keşke gitmeseydi. Hiç inandırıcı olmadı.

Âdet yerini bulsun niyetine yapılan işten hayır çıkmaz.

Yasak savmak maksadıyla gerçekleştirilen ziyarette bir anlam bulunmaz.

Ortada gerçekten bir samimiyet olup olmadığını gidip o analara babalara sorun.

*

Kadınlar günü için yayınlanan kutlama mesajları arasında bir tanesi vardı ki “Siyaset buysa” diyesi geliyor insanın.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu “İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın nezdinde” kutluyordu Kadınlar Günü’nü.

İYİ Partililer tepki gösterdi.

“Terörle arasına mesafe koymamış bir partinin temsilcisiyle, aynı paylaşım içerisinde anılmasını kabul etmiyoruz” diye tepki gösterenlere, içinde ittifak geçen cümleler kurmak gereksiz.

*

Akşener’in açıklamasından ben bir şey anlamadım.

“Sayın İmamoğlu’nun attığı tweeti bizim arkadaşlarımızın çoğunluğu beğenmedi, haklıdırlar. Fikirlerini ortaya koydular. Dolayısıyla ben de saygı duyuyorum.”

Kime saygı duyacağız, kim haklı, içinden çıkmak zor.

Ne şiş yansın, ne kebap derken, bazen ikisi birden yanıyor, kömür oluyor.

#Siyaset