Şehit ailelerine bedava

04:007/09/2018, Cuma
G: 7/09/2018, Cuma
Mehmet Şeker

Bir firma, 15 Temmuz kahramanı Ömer Halisdemir’in fotoğrafını reklâmlarında kullanınca tepki gördü. Reklâm kaldırıldı.Sağda solda aynı şekilde davranan küçük işletmeler de var.Hatta simitçiler, taksiciler, çay ocağı vesaire.*Hangi şehit ailesi, böyle bir şeye tenezzül eder?Ankara Ulus’ta, İstanbul Mahmutpaşa’da veya Mercan’daki bir dükkâna gidip “Şehit ailesiyim, bana kazak lazım, bana şal lâzım, bir çift ayakkabıya ihtiyacım var” diyerek bedava alır?Taksiye binince şehit ailesi olduğunu söyleyecek…Simit

Bir firma, 15 Temmuz kahramanı Ömer Halisdemir’in fotoğrafını reklâmlarında kullanınca tepki gördü. Reklâm kaldırıldı.

Sağda solda aynı şekilde davranan küçük işletmeler de var.

Hatta simitçiler, taksiciler, çay ocağı vesaire.



*

Hangi şehit ailesi, böyle bir şeye tenezzül eder?

Ankara Ulus’ta, İstanbul Mahmutpaşa’da veya Mercan’daki bir dükkâna gidip “Şehit ailesiyim, bana kazak lazım, bana şal lâzım, bir çift ayakkabıya ihtiyacım var” diyerek bedava alır?

Taksiye binince şehit ailesi olduğunu söyleyecek…

Simit alırken, simitçinin tişörtünde “şehit ailelerine bedava” yazısı bulunduğu için para vermeyecek bir kişi bile çıkmaz bu memlekette.

*

O halde, nedir o yazılar?

“Şehit ailelerine bedava…” veya “Yüzde elli indirim” türünden yazılıp vitrine asılan yazılar, aslında şehit ailelerine yönelik değil.

Ya kimlere?

Şehitlere büyük

saygı duyan diğer vatandaşlar için.

*

Peki, bir işletme sahibi gerçekten şehitlere karşı derin bir minnet duyamaz mı?

Duyar muhakkak.

Hem de iliklerine kadar.

Fakat bunu ticarete dökmeye yeltenmez.

Yeri geldiğinde, imkânı ölçüsünde gereğini yapar.

Satışını yükseltmek için o aziz şehitleri kullanmaz.

*

Diyeceğim o ki…

Uyanık olmak lâzım.

Hattâ büyük tarihçimizin sık sık söylediği gibi, bazı şeyleri bilmek lâzım.

Yetmez… Biraz da düşünmek ve oyuna gelmemek lâzım.

EZİZ DOSTUM

“Eziz dostum” türküsüne meftun kişilerden biri de bendeniz. Muhteşem bir eserdir. Azerbaycan elbette.

“Eziz dostum mennen küsüp incidi / Ayrılık yağ kimi çekti yeridi / Gezdiğin yerleri od basıp indi / O gedip galmışam hesretindeyem…

Neçe nağme goşum neçe dillenim / Dost gedip özüme gelebilmirem / Ele bir ellerim yoh olup menim / Gözümün yaşını silebilmirem…

Çaldığı sazını getirip mene / Görsün ki çalmakta neçe mahirem / Elinde yay kimin incelsin gine / Ziyler hep çekilin güyüldi odam…”

*

Bu eseri, bir şehit yakını ile bir aradayken dinleyebilir misiniz?

Oradaki “küsüp incinmek” başka bir anlama dönüşür.

Gözyaşları sel olur.

Kelimeler tükenir.

Aradan yıllar mı geçmiş?

Kimin umurunda?

Lâkin…

Ekranda bu eseri çok güzel sesiyle söyleyen hanım kızımız, şenlik havasında olursa, söylerken gülerse, otuz iki dişini birden gösterirse, ne hissedersiniz?

*

Ey solist kardeşler…

Öyle yapmayın, öyle etmeyin.

Bir eseri söylerken, sözlerinin anlamını aklınızdan çıkarmayın.

Gereksiz yere sırıtmayın.

Konuşacak mecali kalmamış, bir türlü kendine gelemeyen, elini yukarı kaldırıp gözünün yaşını silemeyecek kadar bitkin, ellerini yok olmuş gibi hisseden birinin durumunu tam olarak anlayamasanız bile, hiç değilse gayret ederek anlamaya çalışın, saygı gösterin.

Zor mu?

Bence başarabilirsiniz.

#Şehit
#Şehit ailesi