Hayat sürprizlerle dolu. Seçime bir hafta kala Muharrem İnce’nin şairliği ortaya çıktı.
Kitabı da varmış.
Yakın çevresi biliyordur muhakkak.
Ama kamuoyunun yeni haberdar olması biraz garip.
Niye ki?
Niyesi şiirlere bakınca anlaşılıyor.
Haberlerde ‘erotik’ diye nitelendirildi şiirler.
Doğrusu, herkesin o kelimeden anladığı farklı gibi görünüyor.
***
Şöyle söyleyelim…
O şiirlere burada yer vermek istesek, kesinlikle uygun düşmez.
Çoluk çocuğun okuma ihtimali var.
Bu ne edepsizlik diye tepki alırız.
Tırnak içinde olması da fark doğurmaz.
Bir televizyonda okumaya kalksa biri, bazı kısımları ‘bip’ sesiyle geçiştirilir.
Adana Adliyesi önünden, bol küfürlü, kavga dövüş haberi veriliyor zannedilir.
Daha açık söylemek gerekirse, o şiirleri Muharrem Bey çıkıp meydanlarda okuyamaz.
Aklı başında birinin, ses kumanda masasında oturup, ara sıra sesi kesmesi gerekir.
Aksi halde dinleyenlerden çoğunun yüzü kızarır.
***
Çoğunun diyoruz, çünkü iyi niyeti daima muhafaza etmek gerekir.
Ona oy vermeyi aklından geçiren ve söyleyeceklerini dinlemek maksadıyla meydana gelenlerin hepsini, Muharrem Bey gibi düşünüyor, onun gibi hayata bakıyor diye düşünmek doğru bir yaklaşım olmaz.
***
Baştan beri şiir diyoruz ama haberlerde öyle geçtiği için.
Yazdıklarına bakınca, biraz şiirden anlayanların, o kitapta yer alanları şiir olarak kabul etmeyecekleri aşikâr.
Şiirin, bir takım kelimeleri alt alta yazmaktan ibaret olmadığını, az buçuk mürekkep yalamış herkes bilir.
Ülke yönetmeye talip olan birinin, bunu bilmesi gerekir.
Belki Muharrem Bey bu yüzden şairliğini bunca yıl öne çıkarmadı.
“Gençlikte bir şeyler karaladık işte” diyenler arasındadır belki.
***
Evvelce bu ülkeyi yönetenlerin neredeyse tamamı şairdi.
Divan sahibi olmayan yoktu desek, hiç abartmış sayılmayız.
Son yüz yılda ise şairlik ile ülke yönetmek arasındaki makas, epeyce açıldı.
Şair olarak bir tek Bülent Ecevit’i hatırlarız.
Ondan sonra da iyi şiir okuyan, hatta okuduğu şiir yüzünden hapse gönderilen Recep Tayyip Erdoğan var.
Başka da şiirle ilişkisi olan bir yönetici akla gelmez.
«««
Necip Fazıl’ın “Şiiri ben yazarım, Tayyip okur” dediği rivayet edilir.
Doğru olup olmadığına kulaklarımızla karar vermek mümkün.
Rahmetli üstadın “Zindandan Mehmet’e mektup” veya “Canım İstanbul” şiirini Erdoğan’dan dinleyip beğenmeyen var mıdır?
Varsa da onun şiir zevkinden bahsedebilir miyiz?
Diyelim ki ettik…
O kişinin şiir anlayışı, Yalovalı kahramanın şiir zevkiyle aynı seviyededir.
Vaktiyle o kitabı görenler, “Sen de mi şair oldun?” diye takılmışlardır.
***
Kitabın adı ve kapak grafiği de ayrıca ele alınması gerekir de fazla büyütmeye gerek yok.
Dramalı Hasan’ı rahmetle anarak, söze nokta koyalım.
(Muharrem Bey’in ilk adı Hasan değil, kendisi Dramalı değil ama bu bir dramdır.)
***
Yalova köprüsü de bre Mağrem, dardır geçilmez
Soğuktur suları da bre Mağrem, bir tas içilmez
Mezar taşlarını da Mağrem koyun mu sandın?
Şiir yazmayı da Mağrem oyun mu sandın?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.