Şairler zoru sever

04:009/06/2020, Salı
G: 9/06/2020, Salı
Mehmet Şeker

Şair, vaktiyle “Haziranda ölmek zor” demiş olsa da biliriz ki şair milleti zoru sever. Özellikle meyletmekten geri durmazlar.Bugüne kadar Haziran içinde vefat eden şairlerimize baksak, anlarız bunu.Hem, ölmek bir yana, yaşamak da pek kolay sayılmaz Haziran’da, Temmuz’da ve diğerlerinde.7 Haziran, iki büyük şairimizin vefat yıl dönümüydü.Abdurrahim Karakoç ve Cahit Zarifoğlu, bu günde ayrıldı aramızdan.Biz de iki büyüğümüzü, sevgili ağabeylerimizi, sesleri kulaklarımızda, rahmet ve hasretle anarken,

Şair, vaktiyle “Haziranda ölmek zor” demiş olsa da biliriz ki şair milleti zoru sever. Özellikle meyletmekten geri durmazlar.

Bugüne kadar Haziran içinde vefat eden şairlerimize baksak, anlarız bunu.

Hem, ölmek bir yana, yaşamak da pek kolay sayılmaz Haziran’da, Temmuz’da ve diğerlerinde.

7 Haziran, iki büyük şairimizin vefat yıl dönümüydü.

Abdurrahim Karakoç ve Cahit Zarifoğlu, bu günde ayrıldı aramızdan.

Biz de iki büyüğümüzü, sevgili ağabeylerimizi, sesleri kulaklarımızda, rahmet ve hasretle anarken, birer şiirlerini hatırlayalım istedik.

*

Say Bir Gerçek Say Bir Yalan, Abdurrahim Karakoç

Ömür dediğiniz nedir / Üç gün hilal, üç gün bedir / Haftaya boş kalır sedir / Say bir karış, say bir adım / Geçti gitti, anlamadım

Her türlü nimet sofrada / Yığın yığın dert sofrada / En uzun mühlet sofrada / Say bir içim, say bir tadım / Kaçtı gitti, anlamadım

Denizde kayıktır umut / Yaralı geyiktir umut / Ürkek üveyiktir umut / Say bir lokma, say bir yudum / Uçtu gitti, anlamadım

Dakikalar yazlık, kışlık / Saatlarda mı yanlışlık / İklim mevsim tek karışlık / Say bir dondum, say bir yandım / Göçtü gitti, anlamadım

Bembeyaz düşler topladık / Bitmemiş işler topladık / Bebek gülüşler topladık / Hızar kurdu itimadım / Biçti gitti, anlamadım

*

Cahit Zarifoğlu’nu da “İşaret Çocukları” isimli şiiriyle anıyoruz.

Yasin okunan tütsü tüten çarşılardan / Geçerdi babam / Başında yağmur halkaları

Anam yeşil hırkalar görürdü düşünde / Daha ilk güzelliğinde / Alnını iki dağın arasına germiş / Bir devin göğsüne benzer / Göğsünden dualar geçermiş

Çarşılar ellerinde ekmek iğneleri / Cami avlularına açılan / Havuz sularına kapılan çocuklar / Görmeden güneşin bütün renklerini / Götürmezlerdi dükkândaki babalarına / Ocaktan akan kaynar yemekleri / Nenelerinin koyduğu avuç taslarına

Başı ve yüreği şahbaz / Kaleleri ağırlayan kadınların / Süslerini kemerlerini / Başlarını ağırlaştıran / Ağır siyah şelale saçlarını / Tutunca gençleşirdi erkekler

Sonra insan o ki denizde / Küçük ve büyük nehirde / Bedeni ıslatan afsunlu suda / Önce niyet sonra yıkanırdı

Zaman dert getirdi sulara/ İçinde eski balıkların yattığı kayalar / Savaşan insanların elinde / İnce yontulup taşındı balta mızrak şekline

Anam kanları kuruyan / Kavga ayıran bir kargı elinde / Kara ocağın taşlarına / İşaret koydu çocuklarını / Belinde gezdiren babamın / Beyaz yazılarla kazandığı adları

Yüreği korkuyla kuvvetlendi babamın / Unutup genç gelen günleri / Zamanın sürerken çektiği günleri / Çetin bilmecelerle / Sürdü atını şehirlere

Yün ören at güden kadınlar / Ormanlara tepeden eğilen toprak evlerde / Küçük pencereli karanlık dar odalarda / Uzaktan uzayıp gelen kurt seslerinin / Uzağa çekilip giden / Ayazda donan gülmeler içinde / Ormanlarda süt emziren anne /Unuttu gittikçe uzayan çocuğunu

Hep kaçarmış şehirlerin / Demir dağlarına / Uyuyunca toprak beşiğimde / Sahipsiz kalan / Ellerimden kayan aydınlık günlerim

#Şair
#Haziran
#Abdurrahim Karakoç
#Cahit Zarifoğlu