Genç öğretmen, çocuklara ödev vermiş. “Hiç unutamadığınız bir hatıranızı yazın.”
Biri dayısının düğününü yazmış, diğeri köye dedesini ziyarete gitmelerini.
Çok sevdiği bir oyuncağın alınmasını anlatan da olmuş, teyzesinin vefat ettiği günü anlatan da.
Çocuklardan biri ise defterine şöyle yazmış:
“Geçen sene ailecek piknik yapmaya gitmiştik. Bütün gün oyunlar oynadık, mangal yaptık, koştuk, eğlendik. Çok güzel bir gündü. Kardeşim için salıncak kurduk. Ağabeyimle top oynadık. Dereye taş attık. O günü hiç unutmuyorum. Akşam eve dönerken çok trafik vardı. Hepimiz çok sıkılmıştık. Adım adım ilerliyorduk. Hava güzel olduğu için herkes bir yerlere gitmiş, akşam olunca da dönüyordu. Oflayıp puflamaya başladık.
Babam anneme kardeşimin ufak yastığını karnına sokmasını söyledi. Sen şimdi hamile gibi yap dedi. Polis durdurursa sancın tutmuş gibi bağırırsın. Ben emniyet şeridine gireyim, başka türlü ilerleyemeyiz. Bir an önce eve varalım.
Annem küçük yastığı karnına sakladı. Babam hemen dörtleri yakıp emniyet şeridine girdi. Hızla giderken polisler durdurdu. O zaman annem bağırmaya başladı. Babam acil durum dedi, sancısı tuttu diye annemi gösterdi. Polisler tamam devam edin dediler. Biz hızla emniyet şeridinden gidip çabucak evimize geldik.”
*
O öğretmenin yerinde olsaydınız ne yapardınız?
İstediğiniz kadar bu yaptıklarının yanlış olduğunu anlatın.
Doğruluktan, dürüstlükten bahsedin.
Evde annesiyle babası böyle bir ahlâk anlayışına sahip olduktan sonra, o çocuğa ne anlatabilir, hangi dürüstlüğü öğretebilirsiniz?
İlkelerden bahsetmek, kul hakkından söz açmak neye yarar?
Her sabah “Türküm, doğruyum, çalışkanım…” diye bütün gücüyle bağırsa, bir faydası olur mu?
Üstelik o çocuk Türk de değil, doğru da değil, çalışkan da değil.
Sınıfın en tembellerinden biri.
*
Ailecek tiyatro oynayarak, başkalarının hakkını gasp eden, herkes gibi trafikte sırasını beklemeyi enayilik sayan bir anlayış içinde yetişen çocuk, öğrettiklerinizi anlayabilir mi?
Emniyet şeridinin yalnızca acil durumlar için ve belli araçların kullanımına ayrıldığını söyleseniz, çocuk ne cevap verecektir?
“Biz onu biliyoruz örtmenim, zaten o yüzden sahte hamilelik numarası yapıldı.”
*
Eve geldiklerinde çok güldüklerini, kahkaha attıklarını da söylemeyi ihmal etmeyen çocuk, büyüdüğü zaman anne ve babasından farklı davranabilir mi?
Ortada bir ahlâk erozyonu olduğunu idrak edebilir mi?
Başkalarının hakkını yediklerini kavraması mümkün müdür?
Yalan söylemenin zararlı bir şey olduğunu, kendi menfaati için başkalarına zarar vermeye hakkı olmadığını, kimseyi enayi yerine koymamak gerektiğini nasıl anlatabilirsiniz o çocuğa?
*
“Haydi kalk evladım, şimdi andımızı oku bakim” dense, bir faydası dokunur mu?
Zerre kadar bile olmaz.
İstiklâl Marşı’nı okutsanız da hikâye.
İki kıta değil, on kıtasını da okusa yetmez.
Ruhunu anlamadıktan sonra, ezbere okumak papağanlıktan öteye gidemez.
Muhabir elinde mikrofon, geçmiş kamera karşısına, ilk kar haberi veriyor:
“Yılın ilk karı yağdı. Dağları adeta beyaza bürüdü.”
Adeta mı?
ABD eski başkanlarının adreslerine bombalı paketler yollanıyor.
Ne hikmetse hiçbiri patlamadan ele geçiriliyor.
Eski başkan değil ama -herhalde çeşit olsun diye- Robert De Niro’ya da bir paket gönderildi.
Yıkacaklar yine birinin üstüne.
Sonra?
Sonrası bildiğimiz hikâye.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.