Kim olduğunu soranlara, tanışmak isteyenlere ismini söylemiyordu.
“Hikâye kahramanıyım” deyip geçiyordu.
Bir insanın, arada bir, elinde ufak bir fırça ve az miktar boya ile dolaşması ne garip.
Her yere ‘nokta’ koyuyor, yoluna devam ediyor da kimse bilmiyor halini.
Düşüncesini kimse anlamıyor.
Tahminler muhtelif.
Çoğunluk “Kafayı üşütmüş bu” deyip üstüne gitmeye gerek olmadığını düşünüyor.
Yol kenarındaki kaldırım taşlarına nokta.
Direklere nokta.
Duvarlara nokta.
Yola nokta.
Şu bizim cümle sonlarına koyduğumuzdan.
Adın ne, kimlerdensin, nerelisin, ne iş yaparsın?
Sorular havada kalıyor, o kendi yoluna devam ediyor.
İleride “Nokta Baba Türbesi” diye bir yere rastlarsak, hiç de şaşırtıcı olmaz.
*
Belli ki nokta ile kafayı bozmuş.
Delinin biri işte.
Üstüne gitmeyin, kendi haline bırakın.
Kime ne zararı var?
İyi de bu nokta neyin nesi? Biz nereden bilelim? Kendi bilir.
Kafasına göre takılıyor.
Acaba hayata nokta koymak gerektiğini düşünüyor da o yüzden mi her tarafa nokta yapıyor?
Üç nokta değil, iki nokta değil, hep tek nokta.
Her birinin anlamı başka da ondan. Üç nokta başka bir şey anlatır, iki nokta başka bir şey. Bununki hep tek nokta.
Önemli nokta.
Nokta önemli.
*
Acaba bir şeylere canı sıkılmış da artık bitsin, noktayı koyalım mı demek istiyor?
Ne bileyim abicim? Git ona sor.
Söylemez ki.
O zaman böyle tahmin yürütmeye devam et.
Tamam da tahmin de bir yere kadar.
*
Her zaman boya ve fırça ile dolaştığını söyleyemeyiz.
Bazen de kalemle nokta çiziyor bir yerlere.
Gazete üstüne, masa örtüsüne, oturduğu banklara.
Yahu delinin biri işte.
Yok arkadaş, deli meli değil, çok düzgün konuşuyor. Aklı başında.
Bence de öyle; hepimizden akıllı.
Olabilir de bu yaptığı pek akıllıca değil.
Yahu, akıl dediğin nedir ki zaten?
Öyle deme arkadaş, akıl olmazsa geriye ne kalır?
*
İnsan bir şeyi anlayamayınca, çevresinde danıştığı birkaç kişi de bilemeyince, hiç kimse bilmiyor sanır.
Hâlbuki bir bilen mutlaka vardır; en azından bilme ihtimali olanları araştırıp sormak gerekir.
Küçük bir kasabada bile danışacak biri bulunur.
Sonunda öyle yapılınca, gerçeğe yakın tahminde bulunacak birileri çıkar.
*
Der ki danışılan kişi: “Azizim, tahminim şu ki bir takıntı söz konusu. Hem de hürmeti hak eden cinsten bir takıntı. Bu işte bir hikmet var gibi. İki ihtimal geliyor aklıma. Birincisi, Cenab-ı Allah’ın ilmiyle bütün insanların ilmi mukayese edildiğinde, insanların bilgisi bir nokta mesabesindedir. Nitekim böbürlenen bir âlim, böyle bir açıklama yaptığında, ‘O halde senin ilmin bu noktanın neresindedir?’ denilmiştir.
İkinci husus ise, Kur’an-ı Kerim’in özü Fatiha suresidir. Fatiha’nın özü, besmeledir. Besmelenin özü, ilk harfi olan ‘Ba’dır. Onun da çekirdeği, altındaki noktadır.
İşte bu iki ihtimalden birine işaret etmek istiyor olabilir bizim bu noktacı arkadaş.”
Yahu hocam, biz de deli deyip geçiyorduk. Neler söyledin şimdi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.