Venezuela Devlet Başkanı Nikolas Maduro’ya bombalı dronlarla saldırdılar.
Mağdur o desek, daha doğru.
ABD’nin dümen suyundan gitmediği için, Türkiye ile yakınlaştığı için, büyük petrol rezervine sahip olduğu için, ülke altınlarını işlenmek üzere Türkiye’ye gönderme kararı aldığı için…
Birkaç sebep daha sayılabilir. Uzatmaya gerek yok.
Bunlardan bir tanesi bile devirmek, olmuyorsa öldürmek için yeterli.
*
Önceki Başkan Hugo Çavez de aynı çizgideydi, kanserden gitti.
Baskılar, ayak oyunları, devirme çabaları işe yaramıyorsa, kalemini kırıyorlar.
Bu defa klasik yöntemleri geride bırakıp, modern teknoloji kullanmaya karar vermişler.
Dronlara bomba yükleyip dördünü birden salmışlar üstüne.
Nasıl bir teknoloji ise ellerindeki, hedefi bulduramıyorlar.
Ya ABD katilleri çaptan düştü yahut uyarmakla yetindiler.
*
Başkan Maduro, patlamalar sırasında ayağını bile değiştirmedi.
Mikrofon demirini eliyle tuttu, o kadar.
Kısa süre önce Tramp bir konuşma yaparken, oradan biri “Allahuekber” diye bağırınca, neler olmuştu hatırlayın.
Panik halinde kaçmaya başladı.
Önündeki dar kürsüyü deviriyordu az daha.
Tramp’ın ayakları birbirine dolandı.
Izbandut korumalar etrafını sardı.
Bir kişinin tekbiri yetti.
Bomba yok, dronlar yok, silah yok, silahın sesi bile yok.
*
Maduro’ya yapılan saldırı sırasında yaşanan paniği eleştirenler oldu.
Hele biri vardı ki evlere şenlik.
Askerlerin koşuşturmasına bakıp laf sokmaya çalışan John Dündar’dan bahsediyorum.
Kendisi nasıl kaçmıştı?
Görüntüler arşivde duruyor.
Gülmek isteyenler, hemen açıp bakabilir.
Karısını ortada bırakıp kaçmış, bir gazetecinin arkasına saklanmış, korkak tavşan gibi başını eğip siper almıştı.
*
Şimdi kalkmış, dört bombalı dronun bombaları patlayınca Başkan Maduro’ya doğru koşuşturan askerlerin nasıl dağıldıklarını anlatıp, aklınca dalga geçmeye çalışıyor.
Yahu hiç değilse bu konuda sen laf söyleme.
Sessiz kal da kimse hatırlamasın.
Sırf eğlence olsun diye arşivdeki görüntülerine tekrar bakmayalım.
Kaldı ki sadece orta kısımdaki Maduro’ya yakın konumda bulunan askerler koşuşturuyor; diğerleri yerinden kıpırdamadı.
Böyle gelmiş, böyle gidecek.
En fazla olağanüstü kurultay istenen parti olarak kalacak.
Boşanmak isteyen eşine zulmeden bir adam gibi.
Arkadaş, artık huzursuzluk had safhaya varmış.
Vaziyet ortada; şiddetli geçimsizlik söz konusu, görmüyor musun?
Ya benimsin ya kara toprağın kafasını bırak artık.
Yok… Mümkün değil. Bir imza bile noksan olsa, kurultaya gitmeyiz.
Bu gidişle parti bölünecek.
Muharrem İnce ve arkadaşları ayrılıp başka bir parti kuracaklar neredeyse.
Elde altı tane ok var.
Üçünü biri alsın, üçünü biri.
Olmaz mı? Gayet güzel olur.
Lâkin ok dediğin ilkelerin sembolü.
Nasıl bölüşecekler?
Laikliği iki taraf da ister ama, bir de milliyetçilik ilkesi var ki ikisinin de eline almak istemeyeceği…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.