Ne kuyuymuş arkadaş! Arama yapılması gerekiyor; Suudi yetkililer izin vermiyorlar.Ortada bir cinayet var; bütün dünyanın ilk gündem maddesi olan bir cinayet.Bahçedeyse bir kuyu.Hal böyle olunca, ilk bakılması gereken yer.Arama izni verilmemesi, şaka gibi bir şey.Hâlbuki binanın içi köşe bucak aranmış.Ne köpek kalmış, ne mavi ışık.Fakat Suudiler bahçedeki kuyuyu aratmak istemiyorlar.Diyorlar ki…“Tamam, arama izniniz var, biz de kabul ettik ama arayacaklar listesinde itfaiyeciler yok, arayamazsınız.
Ne kuyuymuş arkadaş! Arama yapılması gerekiyor; Suudi yetkililer izin vermiyorlar.
Ortada bir cinayet var; bütün dünyanın ilk gündem maddesi olan bir cinayet.
Bahçedeyse bir kuyu.
Hal böyle olunca, ilk bakılması gereken yer.
Arama izni verilmemesi, şaka gibi bir şey.
Hâlbuki binanın içi köşe bucak aranmış.
Ne köpek kalmış, ne mavi ışık.
Fakat Suudiler bahçedeki kuyuyu aratmak istemiyorlar.
Diyorlar ki…
“Tamam, arama izniniz var, biz de kabul ettik ama arayacaklar listesinde itfaiyeciler yok, arayamazsınız. Biz sadece polislerin aramasına razı olabiliriz.”
Ne yapalım, türkü söyleyip kenara mı çekilelim?
Evlerinin önü kuyu
Kuyudan alırlar suyu
Girdi Cemal çıkmadı
Uyu sevdiğim uyu
*
Neyse ki polisler kuyudan su örneği almayı başardılar.
Suudilerin yapması gereken, daha fazla rezil duruma düşmemeye çalışmak olmalı.
Fakat bunu idrak etmek için de az buçuk mantık falan gerekir.
Şimdi geriye ne kaldı?
Bir kanlı gömlek getirip göstermedikleri kaldı.
Lakin bakalım Yusuf kuyuda mı?
*
İtfaiyeciler de izin listesine eklenince, o arkadaşlar başka bir bahane bulabilir.
Ne diyebilirler?
Her şey mümkün.
Maksat mızıkçılık yapmak olduktan sonra…
Mesela “İtfaiyeciler için izin çıktı tamam da bunların kıyafetleri çok fazla kırmızı. O yüzden olmaz.”
Biz niye türkü mü çığıracağız?
Cemalım Cemalım algın Cemalım…
Al ganlar içinde galdın Cemalım…
*
Cinayet var, ceset yok.
Mutlaka bir iz, bir delil çıkacaktır.
Suudiler cinayeti 18 gün sonra kabul ettiler.
Dublör numarası işe yaramadı.
Mızrak çuvala sığmadı.
Gereksiz yere uzattıklarının farkında herkes.
Birkaç gün içinde sonuca varılacağını ümit ediyoruz.
Bu olaydan sonra, Viyana sözleşmesi de gözden geçirilmeli.
DIŞ GÜÇLER
Meclis Başkanı Binali Yıldırım, İslâm dünyası ile Hıristiyan dünyası arasındaki büyük gelişmişlik farkına dikkat çekti.
Okuma yazma oranı birinde yüzde 40’larda iken, öbür tarafta yüzde 90’larda.
Üniversite sayısı ölçü alındığında yine utandırıcı bir tablo ortaya çıkıyor.
Diğer alanlar da bunlardan farklı değil.
Diyor ki Binali Yıldırım, “Bunun sebebini sadece dış güçlere bağlamak, kolaycılık olur.”
Hem de nasıl…
Dış güçler geçmiş yüzyıllarda yok muydu?
Onların emperyal gayretleri yeni mi başladı?
Hıristiyan dünyası, İslam dünyası için “Dış güç” ise, biz de onlar için “Dış güç” değil miyiz?
Maalesef değiliz.
Güç olmayınca, sadece ‘Dış’ kalıyor.
Tabii bir de emperyal olmamak önemli bir fark.
Güç sahibi olsak da sömürücü davranmayınca durum değişiyor.
Her ne şekilde olursa olsun, öncelikle güç sahibi olmak mecburiyetimizi fark edersek, bir adım atmış sayılırız.
#Cemal Kaşıkçı
#Konsolosluk
#Kuyu
