Virüs fena vurdu. Çay bahçeleri bile kapalı. Bu çağın mabedi sayılan AVM’ler bile kapanıyor.
Maçların seyircisiz oynanması, evvelce ceza sebebiyle olurdu, şimdi tedbir mahiyetinde. Pek tatsız.
Yakında maçların topsuz oynanması gerekirse şaşmayalım.
Çarşı pazar sakin, zaten dükkânların çoğu kepenkleri çekmiş, bir tek marketler taarruza maruz kalmış hâlde.
*
Boşalan rafların görüntüsünü yalnızca ekranlarda rastlamıyoruz.
Market kapısından bakınca içerisini tıklım tıklım görüp de geri kaçanlar var.
Sanki asıl korkulan virüs değil de, aç kalmak.
Virüs olsa, marketlerin o kalabalığı içinde alışveriş yapmaktan da vazgeçer insanlar. Market arabalarını tıka basa doldurduklarına göre, sanki birileri “Koronadan korkma, aç kalmaktan kork” demiş, ona inananlar da o sözü iri harflerle yazıp duvara asmış.
*
Bu kıtlık psikolojisi nereden geliyor?
Hiç yokluk yaşamamış, margarin kuyruğu görmemiş, karne ile ekmek almak zorunda kalmamış insanlar, marketlerin altını üstüne getirmekle meşgul.
Demek ki bu psikoloji genlere işlemiş.
Kulaktan dolma da olsa, korku yer etmiş.
*
Tabelaya göre on beş milyon, belediye başkanına göre on altı milyon, vatandaşa göre yirmi milyonluk İstanbul’da toplu taşıtlar gibi meydanlar da bomboş.
Virüs tehlikesinden önce iğne atsan yere düşmeyecek şehrin meydanlarında in cin top oynuyor.
Hatta bir camı kırmışlar oynarken de dükkân sahibi çıkmış, “Keserim lan topunuzu” diye bağırmış, “Gidin başka yerde oynayın.”
Adam haklı. Camcılar bile kapalı olsa gerek.
*
Yakın zamana kadar deprem tehlikesiyle meşguldü kafalarımız.
Sallanıp durduk.
Uzmanlar her zamanki gibi “Deprem öldürmez, bina öldürür” diye açıklama yaptılar ve riskli bölgeler için “Evlere girmeyin” uyarısında bulundular.
Virüs tehlikesi belirince, bu defa doktorlar tavsiye listesi vermeye başladı:
Evlerden çıkmayın.
Kalabalığa karışmayın.
Seyahat etmeyin.
Mümkünse işe de gitmeyin, evden çalışın.
Hepsinden önce, temizliğe dikkat edin.
Elinizi sık sık sabunla yıkayın, temastan kaçının…
Şimdi depremle virüs çakışırsa ne olacak, fakir onu düşünsün.
*
Aslında herkes yapması gerekeni biliyor.
Fakat bir yanda “bize bir şey olmaz”cılar var.
Bir yanda tedbir almakta çok geç kaldılar diyenler.
Çok abartıldığını söyleyenlere rastlıyoruz.
Bazen aynı kişiler sabah başka, akşam başka konuşuyor.
Tezvirat yapanları, yalan haber yayanları, halkı korkuya sevk etmek için çırpınanları, hükümete zarar vermek için yalan yanlış bilgilerle saldıranları hiç saymayalım.
Onlara yaptıklarının hesabını wsoracak merciler de boş durmuyor.
Teker teker ayıkladıklarını, gel bakalım dediklerini görüyoruz.
*
Yine herkesin bildiği bir şey var, bu salgına karşı en iyi tedbir alan ülkeyiz.
Sağlık Bakanımızın gece gündüz koşturması, hiçbir riski gözardı etmemesi, sağlanan koordinasyon sayesinde devletin bütün mekanizmalarıyla çalışarak, dünyaya örnek teşkil edecek tedbirlere başvurması; en az zararla kapatmak için, alınan kararların süratle uygulanması elbette takdir topladı.
Görmeyen daha doğrusu gördüğü hâlde kabul etmeyenleri, korona gelsin yakalasın kulağından, ensesinden.
Sonra da ağzından burnundan getirsin.
Ya da götürsün. Kendi bileceği iş.
Virüsün işine karışmaya kalkmayalım şimdi durup dururken.
Dünyaya nam salmış, herkesi korkutarak hizaya sokmayı başarmış koskoca virüs, ne yapacağını bilir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.