Bir tip var, hayatında hiç ‘maşallah’ almamış gibi. Nazar değecek bir hali bulunmadığından belki de.Kem gözlerin bile tenezzül etmeyeceği cinsten.Hep ekranlarda ve gazete sayfalarında görüyorum.Sesini duymak bile sinir bozucu.O yüzden çoğu zaman başka kanala geçmek ferahlık vesilesi.Bir defa bile karşılaşmadık.Şayet bir gün yüz yüze gelirsek, ne iyi olur.Ona sormak istediğim sorular var.İlk soru şu: “Doğuştan mı şerefsizsin, yoksa sonradan mı böyle oldun?”Ne cevap verir, bilemem.Zaten önemli olan
Bir tip var, hayatında hiç ‘maşallah’ almamış gibi. Nazar değecek bir hali bulunmadığından belki de.
Kem gözlerin bile tenezzül etmeyeceği cinsten.
Hep ekranlarda ve gazete sayfalarında görüyorum.
Sesini duymak bile sinir bozucu.
O yüzden çoğu zaman başka kanala geçmek ferahlık vesilesi.
Bir defa bile karşılaşmadık.
Şayet bir gün yüz yüze gelirsek, ne iyi olur.
Ona sormak istediğim sorular var.
İlk soru şu: “Doğuştan mı şerefsizsin, yoksa sonradan mı böyle oldun?”
Ne cevap verir, bilemem.
Zaten önemli olan cevap almak değil, hakkında ne düşündüğümü yüzüne doğrudan bildirmek.
O kadar pespâye (alçak, soysuz, aşağılık), o kadar bedhah (başkalarının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli), o kadar sıfatsız ki…
Eşi benzeri yok; ismi de lâzım değil.
Köpekleşme yarışında önde gidenlerden.
Bu târiften sonra zihninizde oluşan resimle, kastettiğim kişinin aynı olma ihtimali epeyce yüksek.
*
ABD ile Rusya, Suriye üzerinden kapışma eşiğinde.
Füzelerle karşılıklı tehditler savruluyor.
Söz düellosunun tivitler aracılığıyla yapılması ise ayrı bir şenlik.
Biri füzeleri göndermekle tehdit ediyor, diğeri füzeleri havada vuracağını bildiriyor.
Diyelim ki söyledikleri şekilde davranmaya karar verdiler.
Füzeler gönderilecek.
Yönü neresi?
Suriye mi?
Niye?
Madem birbirinizi tehdit ediyorsunuz, füzeleri de birbirinize gönderin.
Yahut boş verin füzelerle uğraşmayı…
Kimin yazdığı tivit daha fazla tıklanırsa, o galip sayılsın.
Olmadı, bir masaya karşılıklı oturun, tartışın.
Veya bilek güreşine tutuşun.
Ne diye sivillerin öleceği bir işe kalkışıyorsunuz?
*
Değerli kardeşim Serhat Bıçak, film izlerken gerildikleri zaman, dedesinin uyarmasını hatırlattı.
Rahmetli dedesi şöyle söylermiş:
“Onlar arkadaş, film bitince beraber yemek yiyorlar.”
Bugün hayatta olsaydı, ABD-Rusya gerginliğini de mutlaka bu şekilde yorumlayacağını düşünüyor.
*
Tramp son mesajında “saldırı olabilir de olmayabilir de” açıklamasını yaptı.
Aman ne güzel.
Kemal Sunal rahmet istedi.
*
Vatandaşın kafasında endişe…
Sonraki aşamada bir dünya savaşına dönüşecek adımı atmayı göze alabilirler mi?
Neden olmasın?
Adam manyak.
Bir sonraki adımı düşünecek kapasitesi var mıdır, belli değil.
Attığı imzaya bir bakın, karar vermenize yardımcı olur.
*
Sürgülü demir kapının bir yanındaki köpek, öbür yandaki bir grup köpekle havlama yarışına girmişler.
Karşılıkla havlayıp duruyorlar.
Parmaklık şeklindeki demir kapının sürgüsü uzaktan kumandalı.
Görünmeyen bir el düğmeye basmış olmalı ki, kapı yavaştan açılıyor.
Aradaki kapının kenara çekildiği anda, iki yandaki köpekler geri dönerek uzaklaşıyorlar.
Hâlbuki tepinerek havladıkları sırada, birbirlerini parçalamaya kararlı görünüyorlardı.
Bu kısa görüntüyü “ABD-Rusya” şeklinde özetledim.
Bir başka arkadaş, “İran-İsrail” yorumu yaptı.
Dünyada köpekleşenler o kadar çok ki…
Kim ne dese, uyan bir tarafını bulmak mümkün.
#Rusya
#ABD
#Medya
