Sütlüce’de bina çöktü. Canlı yayında hep beraber izledik. Bütün haber kanalları yayınladı.
Çökeceği belliydi. O yüzden boşaltıldı.
Çok şükür can kaybı olmadı.
Yan taraftaki inşaat, kot farkından dolayı epeyce derin kazılmış.
Aşırı miktarda yağmur, gevşek toprak…
Neticede koca apartman yerle bir.
*
Eski fotoğraflar bulundu, o binanın daha önce üç katlı olduğu, çatıdaki katın sonradan kaçak yapıldığı ortaya çıktı.
Aslında binanın tamamı kaçak.
Ruhsat yok, iskân yok.
Dahası, temel yok.
Domates biber bile bulunduğu toprağa daha iyi tutunur.
Bunu öylesine çıkıvermişler.
*
Bizim oğlan bina okur, döner döner yine okur derdi eskiler.
Anlaşılan, bizim oğlanlar bina okuyamamış.
Kaçak yapmayı öğrenmişler sadece.
Yoksa devasa binaya bit kadar temel yapmazlardı.
O kadarcık temelin yetmeyeceğini bilirlerdi.
Biz tek katlı bir ev yapmıştık.
Kazdığımız temeli görenler, metro inşaatına mı başladınız diye takılıyordu.
*
Haberlerde ajansın biri “Beş katlı bina çöktü” şeklinde vermişti.
Memleketin büyük ajanslarından biriydi üstelik.
Kaşla göz arasında kaçak kat çıkma becerisine dayanarak, hazır bina boşaltılmışken, o arada bir kat daha çıkmış olabilirler diye mi düşündüler, nedir…
Değilse, sayarken şaşırmışlardır.
*
O bina kaçaktı, ruhsatsızdı; anladık. Peki ya yanındakiler?
Onların etrafındakiler?
Bu şehrin yarıdan fazlası kaçak.
Vakit geçirmeden yıkılıp yerine düzgün binalardan oluşan mahallelerin yapılması gerekiyor.
Yahut beklenen büyük depremin gelmesi.
Kaç can kaybederiz, belli değil.
*
Bina çökerken, biri “Girme, girme…” diye defalarca bağırıyordu.
Kimdi o, niye çöken binaya yaklaşmaya çalışıyordu, anlaşılamadı.
Canlı yayında bilgi veren ciddi kanallardan birinin muhabiri, “Yandaki inşaatın istisnat duvarının çöktüğü için binanın yıkıldığını” söylüyordu.
Bir başkası, “İstidnat duvarı” dedi.
Dahası var.
“İstimlâk duvarı” diye açıklama yapanı da gördük.
Neye istinaden böyle söyleyip yazdıkları da anlaşılamadı.
*
Bu arkadaşlara alternatif sunmakta fayda var.
“İstibdat duvarı…”
“İstavrit duvarı…”
“İstifra duvarı…”
“İstanbul duvarı…”
*
Biri de “Bina yıkılmadan önce, güvenlik görevlilerinin muhabirleri orta refüje çektiklerini” bildiriyordu.
Refüj, zaten ortada olur. Yandakine kaldırım derler muhterem.
Anlaşılan o ki, yıkılan sadece bina değil.
*
Ya o bina gece çökseydi, kaç kişi ölürdü?
Bugün İstanbul’da ayakta duran binaların çoğu, birbirini tutuyor.
Dikey değil, yatay emniyet.
Biri çökünce, diğeri de çatlamaya başlıyor; duvarından, temelinden.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.