Huzurun başkentini mutlaka görmelisiniz

04:0017/11/2018, Cumartesi
G: 17/11/2018, Cumartesi
Mehmet Şeker

Tam yazıya başlamak üzereyken Cambaz gülerek içeri girdi. “Bil bakalım kim burada?”“Kim?”“Seninkiler geldi.”“Benimkiler mi?”“Evet, Mehmet Özbek’le Abdurrahman Kızılay.”Programa konuk olarak gelmişler, yukarıdaymışlar.Çıktık, hoş geldiniz dedik.İnsan hayranı olduğu kişilerle tanışırken heyecan duyuyor.İki büyük üstadı bir arada görmek ne güzel.Biraz oturduk, çay içtik.Aradan yıllar geçti, o sahne aklımdan gitmez.*Yıllar geçerken, türkülerin güçlü sesi Abdurrahman Kızılay’ı kaybettik, 15 Temmuz’da

Tam yazıya başlamak üzereyken Cambaz gülerek içeri girdi. “Bil bakalım kim burada?”

“Kim?”

“Seninkiler geldi.”

“Benimkiler mi?”

“Evet, Mehmet Özbek’le Abdurrahman Kızılay.”

Programa konuk olarak gelmişler, yukarıdaymışlar.

Çıktık, hoş geldiniz dedik.

İnsan hayranı olduğu kişilerle tanışırken heyecan duyuyor.

İki büyük üstadı bir arada görmek ne güzel.

Biraz oturduk, çay içtik.

Aradan yıllar geçti, o sahne aklımdan gitmez.



*

Yıllar geçerken, türkülerin güçlü sesi Abdurrahman Kızılay’ı kaybettik, 15 Temmuz’da Mustafa Cambaz’ı şehit verdik.

Geride eserleri ve hatıralar kaldı.

Bugünse yol boyunca iki üstadın ortak albümünü dinleyerek güz turu yapıyoruz.

Bu mevsimin renkleri sanki cennetten hediye.

Ulu Camiler kitabını hazırlamak için çıktığı yolculukta Ege Bölgesine sıra geldiğinde Mustafa, Selçuk’u merkez seçmişti.

Biz de öyle yaptık.

Selçuk, eserleriyle öne çıkıyor.

Her adım başında tarihin bıraktığı miras görmek mümkün.

Turizm sezonu geride kaldığından, fazla kalabalık da değil.

Hakkında çıkan yazılardan ve belgesellerden tanıdığımız Şirince’yi ilk defa gördük ve hayran kaldık fakat çok tanıdık geldi.

Daha önce defalarca geldiğimiz bir yermiş gibi.

*

Tire en önemli merkezlerden biri.

Yaklaşırken, yol kenarında yeşillikler arasında bir çeşme kenarında Yörük çadırı var.

Orada kahve içmeden geçmek olmaz.

Bahçenin ortasında bir tulumba, yanında kademeli taş havuz.

Havuzu orayı işleten delikanlının ağabeyi yapmış. Hatırası var.

Ağabeyi yakın zaman önce trafik kazasında hayatını kaybetmiş.

Bir ara daha fazla masa koyabilmek için onu kaldırmayı düşünmüşler sonra vazgeçmişler.

Hatıralar iki masadan daha önemli.

Kahve harikaydı. Fiyatı ise şaşırtıcı.

Her yerde beş lira ile sekiz lira arasında değişirken, burada bir buçuk lira.

Hem de turistik bölgede bu kadar ucuza rastlamak, bir bakıma tarihte yolculuk sayılır. On sene önce bile bu fiyata kahve içilmezdi.

Başka bir yerde bu kadar az bedel karşılığında, cezveye kahveyi koyup ufak kaşıkla karıştırmaya bile razı gelmezler.

“Bize yetiyor abi, Allah bereket versin.”

Biliriz ki bereket başka bir şey, bambaşka. Miktarın çok ötesinde.

*

Tire bizi çok sıcak karşıladı. Şefkatle, sevgiyle.

Tarihî eserlerin çokluğu, şehrin güzelliği, insanlarının güler yüzleri…

“Yavaş şehir” unvanına sahip bazı yerlerle mukayese edildiğinde, burası onlardan çok daha sakin, çok daha huzurlu.

Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın şeklinde tavsiyede bulunmaktan öte, özellikle gelmenizi tavsiye ederim.

Belediyenin karşısında Resul Usta’nın nefis köftesini ve koyun yoğurdunu yemeden Tire’den ayrılmayın.

Fiyatlar da son derece düşük. Neredeyse üste para verecekler.

Camiler, hanlar, hamamlar, bedesten… Adım başı çay bahçesi…

İnsan Tire’de bir ömür geçirse, “Huzurun başkentinde yaşadım” yazdırabilir mezar taşına.

Birçok yerde yamyam gibi davrananlarla mukayese edildiğinde, Tire’de esnafın kanaatkârlığını görmek insana mutluluk veriyor.

“Bizim buraya ‘Küçük Bursa’ derler” sözünü birkaç kişiden duyduk. Bu da birçok şeyi tanımlamak için yeterli.

#Tire
#Huzur