Bir kanalda “New York, Londra, Roma, Paris, Amsterdam, Madrid, Berlin, Brüksel, Viyana…” gibi tamamı Batı ülkelerinden oluşan “dünya saatleri”ni görmekten usandığım bir vakitte, bu durumu eleştiren bir yazı yazmıştım bu sütunda.
O listede bazı değişiklikler yapılabileceğini belirtmiş ve o ekrana daha iyi yakışacak şehirler olduğundan bahsederek, uzunca bir liste halinde saymıştım.
Teklifimizin bir etkisi var mıdır yok mudur bilemeyiz ama Mübarek Ramazan ayının ilk gününden itibaren TVNet ekranlarında arzuladığım listeyi gördük, görmekteyiz.
Keşke yıl boyunca devam etse.
İHH desteğiyle yayınlanan o listede şu şehirler var:
Mekke, Medine, Kudüs, Gazze, Buhara, Doğu Türkistan, Afrin…
Kerkük, Bağdat, Kurtuba, Saraybosna, Üsküp, Moro, Berlin.
*
Diyorlar ki “Kurşun kalemde kurşun bulunmuyor”.
Oturup düşünmeli.
Kurşun kalemde kurşun yok.
Dolma kalemde dolma yok.
Tükenmezlerin hepsi tükeniyor.
Sadece kalem bahsi bile böyleyse…
Nesine inanalım şu yalan dünyanın?
*
Soygun, hırsızlık, yankesicilik, gasp…
Her biri ayrı bir uzmanlık alanı.
Yunanistan, Avrupa’ya geçmeye çalışan dört kişiyi yakalamış.
Fena halde işkenceden geçirmiş.
Elektrik şoku uygulamışlar.
Plastik mermi ile atış yapmışlar.
Joplamışlar.
Yetmemiş, bir de üstlerinde değerli değersiz ne varsa hepsine el koymuşlar.
Başta saydığımız uzmanlık alanlarının hiçbirine sığmıyor.
Belki de hepsini birden içeren bir suç.
Nasıl da yakıştırıyorlar kendilerine, garibanların ceplerindeki üç beş kuruş dâhil her şeylerine el koymayı…
*
İdlip’te sıkıntı büyük. Tam anlamıyla hayat memat meselesi.
Film veya dizi değil, roman değil; taş gibi, kaya gibi bir gerçek bu.
Esad’ın askerleri var güçleriyle saldırıyorlar.
Ne iftar diyorlar, ne sahur…
Evini barkını terk ederek oraya sığınan göçmenleri Mübarek Ramazan günlerinde bile bombalıyorlar.
Dört milyon sivilin kaçacak yeri yok.
Ellerinden bir şey gelmiyor.
Karşı koyma güçleri de bulunmuyor.
Medet diyorlar, el açıp yalvarıyorlar.
Dünya görsün, dünya duysun, bizi kurtarsın, göz göre göre ölüme terk etmesin diye dua ediyorlar.
Dünyanın umurunda bile değil.
Yok efendim, kimyasal silah kullanılırsa, şöyle yaparlarmış, böyle yaparlarmış.
Normal silah kurşunlarıyla, eski usul bombalarla öldüklerinde ölmemiş mi sayılıyorlar?
Yaralanıp sakat kaldıklarında, kolunu bacağını kaybettiklerinde yaralanmamış mı sayılıyorlar?
Nedir bu aymazlık? Nedir bu vurdumduymazlık?
Nedir bu sahte hassasiyet?
*
Türkiye’nin terör operasyonlarına laf söylemekten çekinmeyenlerin yüzü ne kadar da kalın.
Zerre utanma yok.
Ne diyor Başkan Erdoğan…
“Kendi topraklarını teröristlerden temizleyemiyorsa, hiç kimse bize “Burada ne işiniz var?” sorusunu yöneltemez.”
Biz de küçük bir ek yapalım:
Yöneltenin alnını karışlamak hakkımızdır.
Elimize bir cetvel alıp santim santim, milim milim ölçebiliriz de.
Hiç kimse endişeye kapılmasın, merak da etmesin. Pençemiz hazır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.