Çocuklar yan yana dizilir, kulaktan kulağa oynar. En baştaki yanındakine bir cümle fısıldar, o yanındakine… En sonunda öbür uçtan öyle bir cümle çıkar ki, ilk söylenenle hiç alakası yoktur.
Dört gün önce Erzurum Kongresi’nin yüzüncü yılıydı.
O gün alınan kararlar o kadar önemlidir ki, ülkenin kaderi tayin edilmiş desek yanlış sayılmaz.
Ancak, Erzurum Kongresi’nde alınan kararların ne olduğunu görmek için internete bakmak durumunda kalanlar, net bilgiye ulaşmakta zorluk çeker.
Kulaktan kulağa oyunu gibi, herkes bir yerinden kırpmış, bir kısmını değiştirmiş, bazı yerlerini yok saymış…
Yine de isteyen bir şekilde ulaşır, en azından parçaları birleştirip bütünü oluşturur.
*
Birkaç cümleyle özetlemek gerekirse, şu maddeler karşımıza çıkar:
Vatan parçalanmaz bir bütündür.
Manda ve himaye kesinlikle kabul edilmeyecek, millî irade hâkim kılınacaktır.
İstanbul Hükümeti bağımsızlığı sağlayamazsa, yeni bir hükümet kurulacaktır.
Padişah ve Halifelik makamı kurtarılacaktır.
Azınlıklara dengeleri bozabilecek haklar verilmeyecektir.
*
Yüzüncü yıl dönümünden birkaç gün önce arkadaşlarla İstanbul’dan yola çıktık.
Organizasyonu yapan arkadaşın söylediğine göre, uçakta yer bulunamamış. O yüzden kara yoluyla gittik. Meğer arkadaşın uçak korkusu varmış, bilet sormamış bile.
Yol boyu Erzurum türküleriyle gittik. Alvarlı Efe Hazretlerini, Sümmani’yi, Reyhani’yi andık.
Yol bitiyor, türküler bitmiyor.
Hele yanımızda Sinan Siverekli gibi bir güzel ses olunca…
*
Erzurum’a vardık, kendimizi bir başka Sinan kardeşimizin düğününde bulduk.
Bitmeyen düğün yapmışlar.
Kadınlar bir tarafta kına gecesi yaparken, erkek milleti de başka bir yerde “Kısır gecesi” denilen eğlenceye katılıyor.
Kısır yoktu ama yiyecek içecek boldu. Çay üstüne çay…
Erzurum’da çay bol. Herkes tiryaki. Sanki Palandöken yamaçlarında yetişiyor.
Lakin çay dediğin de fazla içmeye gelmez. Demlikte durduğu gibi durmuyor ki.
Günlerce süren düğün, bir yere gelince bitti mecburen.
Ya da biz öyle sanmışız. Gelini baba evinden koca evine törenle dualarla alıp getirmiştik zira.
Meğer öyle değilmiş. Akşam bir eğlence daha varmış.
*
Erzurum’da, misafir denilince akan sular duruyor, duran sular yeniden akmaya başlıyor.
Buna bir defa daha şahit olduk. Kiminle karşılaşsak, kolumuzdan tutup çekerek misafir etmek istedi.
Kütüphanesi olmayan köy gördük, inşaat devam ediyormuş, kitap gönderme sözü verdik. Bu makul. Fakat mezarlığı olmayan köy duydunuz mu?
Öyle bir belde bile gördük.
Onu başka bir zaman anlatırız.
*
Misafiri çok sevenlerle karşılaşan misafirler de karşılık verme çabasına giriyor mecburen.
Damada herkes hediyesini takarken, bir de “çam sakızı” niyetine şiir armağan etmek mesela…
Erzurum’daki dostlar / Birbirine hep can der / Can, derdine düşmüşüm / Hele bana bir çay ver
Erzurum’da düğün var / Yüreğimde düğüm var / Nasıl mutlu olmayım / Karşımda sevdiğim var
Erzurum’un dağları / Çiçek açmış bağları / Gitsem de aklım burda / Erir içim yağları
Erzurum ovaları / Serindir havaları / Bir ev yaptım kerpiçten / Döküldü sıvaları
Erzurum’un Sinan’ı / Oy başımın dumanı / Allah saadet versin / Gülşen etsin yuvanı
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.