Ermenistan’ın ödeyeceği bedel

04:0013/10/2020, Salı
G: 12/10/2020, Pazartesi
Mehmet Şeker

Barış, dostluk, komşuluk… Ermenistan’ın bilmediği kavramlar bunlar.Son birkaç günde gördük ki ‘ateşkes’ ne demek, ondan da haberleri yok.Cephede yenilip geri çekildikçe, sivil bölgelere saldırmaktan vazgeçmediler.Öte yandan, ateşkes uygulanması için Rusya’yı ve Avrupa ülkelerini aracı ettiler.Bir masa etrafında buluşup ateşkes kararı alındı.Yine de saldırmayı kesmediler.Herhalde ateşkesten şunu anlıyorlar:Azerbaycan askerleri ateş etmesin… Fakat Ermenistan saldırmaya, füzeler göndermeye devam etsin.*Batı

Barış, dostluk, komşuluk… Ermenistan’ın bilmediği kavramlar bunlar.

Son birkaç günde gördük ki ‘ateşkes’ ne demek, ondan da haberleri yok.

Cephede yenilip geri çekildikçe, sivil bölgelere saldırmaktan vazgeçmediler.

Öte yandan, ateşkes uygulanması için Rusya’yı ve Avrupa ülkelerini aracı ettiler.

Bir masa etrafında buluşup ateşkes kararı alındı.

Yine de saldırmayı kesmediler.

Herhalde ateşkesten şunu anlıyorlar:

Azerbaycan askerleri ateş etmesin… Fakat Ermenistan saldırmaya, füzeler göndermeye devam etsin.

*

Batı basını, neredeyse bütünüyle Ermenistan’ın yanında.

Saldıran Azerbaycan’mış, işgalci Azerbaycan’mış; zulme uğrayan, toprağını ve sivil vatandaşlarını kaybeden ise Ermenistan’mış gibi gösterme gayreti içindeler.

Gerçekte durum öyle olsaydı, kıyamet kopardı.

Hepsi bir olur, hem Azerbaycan’ın, hem Türkiye’nin üzerine bütün güçleriyle çullanırlardı.

*

Çözüm bulması için kurulan Minsk Grubu bile kıpırtısız.

Elini kolunu değil, kılını bile kıpırdattıklarını görmedik.

“Minskinler Grubu” desek, daha iyi tanımlamış oluruz.

Konu Azerbaycan olunca, Ermenistan’ın otuz yıldır işgal altında tuttuğu Karabağ olunca, Y.İ.Y. formülüne geçiyorlar.

Ye, iç, yat…

Çözüm için harekete geçmedikleri, barıştan yana çaba sarf etmedikleri yetmezmiş gibi, çözüme yönelik çabaların da önünde engel teşkil ediyorlar.

Arada bir tavsiyelerde bulunduklarını görüyoruz.

O da şu şekilde:

“Bir tarla bostan, Karabağ topraklarında yan gel yat Ermenistan…”

*

Elbette böyle gitmez.

Bütün dünya Ermenilerin yanında olsa bile.

Vatanını savunan, her zaman haklıdır ve günün birinde kazanır.

Öbür taraf ne kadar çirkef, ne kadar yalancı, ne kadar saldırgan olursa olsun.

*

Ermenistan’ın toprakları 29.743 kilometre kare.

İşgal ettiği Karabağ ise 18 bin kilometre kare.

Yuvarlak hesapla, eni 100, boyu 180 kilometre tutan bir alan.

Yaklaşık otuz senedir zor kullanarak, zulmederek, Ermenistan kendi toprağının yarıdan fazlası büyüklüğündeki Karabağ’ı elinde tutuyor.

Ateşkes ilan edilmesine rağmen, beş dakika bile duramadılar, saldırmaya devam ettiler.

Hem savaş suçu, hem insanlık suçu işlediler.

*

Bir şimşek çaksa ve bir anda yaptıkları yanlışı fark etseler.

Şu dakikadan itibaren, ateşkese tam anlamıyla uyma kararı alsalar ve bu defa gerçekten uygulasalar.

İşgal ettikleri topraklardan tamamıyla çekilseler…

Ödeşmiş olunur mu?

Bence olmaz. Bunca yıllık işgalin ve zulmün bir bedeli olmalı.

O bedeli, ya nakit olarak ödemeli Ermenistan, ya da misli ile mukabele edilmeli.

Ne demek misli ile mukabele…

Kaç kilometre toprak, kaç santim toprak, ne kadar süreyle işgal altında tutulduysa, aynı büyüklükte Ermenistan toprağı, Azerbaycan’a terk edilmeli.

Erivan’ın alt kısmından, güneydeki İran sınırına kadar olan bölge… Nahçıvan’ın doğusu.

Anlaşmalı olarak.

Aynı süreyle. (2046’ya kadar.)

*

Yine de yeterli değil… O durumda bile ödeşilmiş, hesap kapanmış sayılmaz.

26 yıllık işgal boyunca, evini barkını terk edip ‘gaçkın’ duruma düşerek sıkıntı çekenlerin hâlini de hesaba dâhil etmek gerekir.

Zulüm gören, eziyete maruz kalan, yaralanıp sakatlanan ve canından olan Karabağ halkı var.

Onların kayıplarının da tazmin edilmesi gerekir.

Hesap görülecekse, böyle bakılmalı.

#Ermenistan
#Azerbaycan
#Bedel