“Dağ ne kadar yüce olsa, bir kenarı yol olur” der Erzurum türküsü.
Hayatta aşılmayacak engel yoktur mu demek istemektedir?
Düşünmek gerekir.
Sonrasında, bayramda dostla düşmanın bir olacağını söyler ki bu barışmak gerektiğine işarettir.
Dostu düşmanla bir tutmak değildir kast edilen, tam tersi.
Eller uzatılacak, bayramlaşılacak… Kucaklaşılacak.
Zaten aradaki tam anlamıyla düşmanlık da değil.
Gurur, kibir ve daha çok inat.
*
Bir bayramı daha küslükle geçirenlere yazık.
İçinde küslük taşımak, sırtında ağır bir yük taşımaktan daha zor.
Bekle ki iki ay on gün daha geçsin, Kurban Bayramı gelsin.
Emrah’ın dediği şekil…
Bu bayram olmazsa, Kurban’a kalsın.
*
Gurbet ellerde garip kalıp da hasret çekenler ne der, ne yapar, ne düşünür?
Onun cevabı da Neşet Ertaş’tan gelir:
“Başım alıp çıksam bir yüce dağa
Acep bizim eller görünür mola?”
*
Gurbet ve hasretin, bizim hayatımızda ne çok yeri vardır.
Memleketi özlemek, herhalde herkesin bildiği, çok iyi bildiği bir konu.
Bir ömrü aynı yerde geçirenlerin sayısı pek fazla sayılmaz.
İnsanı gurbete mecbur bırakan, hasrete mahkûm eden şartlar göz ardı edilir de, aradaki dağlara sitemler yağdırılır.
“Dağlar seni delik delik delerim
Kalbur alır toprağını elerim…”
*
Dağ tekil, dağlar çoğul. Arada pek çok dağ vardır.
Ancak söylerken, hep bu tekil ve çoğul yanı karıştırılırmış gibi davranılmaktadır.
“Dağlar sizin ne karanlık ardınız var” denmez de “senin” denir, “ardın var” denir.
Barış Manço da bu geleneğe uymuştur:
“Dağlar dağlar yol ver geçem
Sevdiğimi son bir olsun yakından görem…”
Yol verin dememiş.
*
Eskilerin bir sözü var.
“Dağlar, sevenler içindir” derler.
Bazı yörelerde “Dağlar, nişanlılar için yaratılmıştır” şeklinde söylendiğini de işitmiştik bir vakitler.
Hayata farklı yönden bakanlara göreyse, başka türlü cevaplar olmalı.
Dağlar, kayak yapmak içindir…
Tırmanmak içindir, gibi.
*
En yüksek dağ, Everest’le ilgili bir haber vardı geçen gün.
Oraya tırmananların geride bıraktıkları çöplerle ilgili.
On bir ton çöp toplanmış.
“Everest çöplüğe döndü” başlığı kullanılmıştı.
*
Yanlış sayılmaz ama bir de etrafımıza baksak, nasıl olur?
Bizin herhangi bir ilimizdeki dağlara bakalım.
Herhangi bir ilimizin sahillerine bakalım.
Her birinden her hafta çıkar on bir ton çöp.
İsterseniz gidip kontrol edebilirsiniz dağları ve sahilleri.
*
Bu durumda, başta zikrettiğimiz o güzelim Erzurum türküsünden ilhamla bir tespit yapabiliriz.
“Bir dağ ne kadar yüce olsa, o kadar fazla çöp çıkar” desek hiç de yanlış olmaz.
Ne yapalım, bizim de yapımız böyle işte deyip oturmayalım.
Belki günün birinde, gittiğimiz yerlerde, ardımızda çöp bırakmadan ayrılmayı öğreniriz diye ümit edelim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.