Çıkacaksa sana çıksın Sayın Başkan, çok yaşa!

04:0018/02/2020, Salı
G: 18/02/2020, Salı
Mehmet Şeker

Ekrem Bey, kendisine Sayın Başkan denilmemesinden hoşlanmıyor.Öyle hitap etmeyenleri uyardığını gördük.Bilhassa gazetecileri.Uyarı almamak için, Sayın Başkan demek en iyisi.En Başkan, En Sayın Başkan, En Sayın Büyükşehir Başkanı bile deriz gerekirse.Önemli olan, tatsızlık çıkmasın. Gönüller kırılmasın.*Bu şehrin insanı onu seçtiyse, büyük beklentileri olduğunu bilmek, görmek, fark etmek, en azından sezmek gerekir.En doğru tespit o da (sezmek) değilse, tahmin edilebilir.Kıymetli Sayın Başkanın değil,

Ekrem Bey, kendisine Sayın Başkan denilmemesinden hoşlanmıyor.

Öyle hitap etmeyenleri uyardığını gördük.

Bilhassa gazetecileri.

Uyarı almamak için, Sayın Başkan demek en iyisi.

En Başkan, En Sayın Başkan, En Sayın Büyükşehir Başkanı bile deriz gerekirse.

Önemli olan, tatsızlık çıkmasın. Gönüller kırılmasın.

*

Bu şehrin insanı onu seçtiyse, büyük beklentileri olduğunu bilmek, görmek, fark etmek, en azından sezmek gerekir.

En doğru tespit o da (sezmek) değilse, tahmin edilebilir.

Kıymetli Sayın Başkanın değil, halkın beklentilerinden söz ediyorum.

Şahısların beklentileri nedir ki kamununkiler yanında?

Sevgi insanları için kamu âlem birdir üstelik.

Bunu da bir kenara not edip, hiç hatırdan çıkarmamakta fayda var.

Vallahi… Bakın, yeminle söylüyorum.

*

Ne güzel vaatleri vardı seçim öncesi.

Her şey çok güzel olacaktı.

En azından bu slogan bile yeter.

Müthiş bir tablo çıkar çıkıyor nitekim; insanın zihninde fotoğrafın kâğıtta görünmesi gibi.

Yavaş yavaş beliriyor ve bir süre sonra gün gibi oluyor.

Gün gibi, güneş gibi…

Vaatleri tek tek sıralamayalım şimdi.

Hatırlayan hatırlar. Hatırlamayan, hatırlayana sorar.

Hatırı kalmasın diye düşünen de sıralayıverir birkaçını.

*

Fakat siyaset yaman bir sahne.

Seçim öncesi vaatlerin ne anlama geldiğini az çok öğrendik sayılır.

Maksat, en yakın rakipten bir oy fazla almak.

Sonrası ise malûm.

O gün başka, bugün başka… “Dün dündür” hesabı.

Bazen icraatta, vaat edilenin tam tersinin bile yapıldığı görülür.

Biz seçmenler ise bunu iyi bildiğimiz hâlde hep unuturuz nedense.

*

Her şey çok güzel olacaktı…

Bakalım neler, ne kadar güzel oldu. İşte, İstanbul’un güzellik yüzdeleri:

Halk ekmek: Yüzde 40 zam

Su: Yüzde 50 zam

Ulaşım: Yüzde 35 zam

Taksi: Yüzde 47,6 zam

Minibüs: Yüzde 25 zam

Servis: Yüzde 13 zam

Arabalı vapur: Yüzde 20 zam

Dolmuş: Yüzde 24 zam

Eh, Allah bereket versin. Yüzde bakılacak bir yer kaldıysa, ne âlâ.

Gerçi o biz zam yapmıyoruz, fiyat ayarlaması yapıyoruz diyor ya, neyse. Halk nankör. Zam sanıyor.

*

Umut Sezer kardeşim, şöyle söylüyor: “Bence Sayın Başkan’a Turizm Bakanlığı ödül vermeli. Palandöken’i tanıttı. Kayak sporunu canlandırdı. Tatil yapmanın anlam ve önemini gösterdi.”

Başkanlıkta biraz daha zaman geçirince, yeni yüzlerini de görürüz Büyük Başkan Ekrem Bey’in.

*

Diyorlar ki sadece halkımızın değil, Sayın Başkan’ın da hedefleri büyük.

Öyle tabii. Televizyon programında söylemedi mi?

“Ben öyle herhangi bir konuk değilim. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yım.”

Bir an için bile aklından çıkaran varsa, hemen hatırlasın.

*

Bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Bey yine aday olmayacağına göre, başka birini gösterecek. Ve o kişi de Ekrem Bey olacak. (Diyorlar. Derler. Desinler.)

Vallahi olsun. Neka güzel olur. Tadından yenmez.

#Ekrem İmamoğlu
#Zam
#İstanbul