Bunun adı korona, herkes ondan koruna

04:0031/03/2020, Salı
G: 31/03/2020, Salı
Mehmet Şeker

Koca şehirlerin büyük meydanları bile bomboş. Caddeler tek tük insana rastlanıyor. Salgın, dikkatsizlik ve tedbir almamak yüzünden hızla yayılsa da şükür ki virüs sebebiyle hastaneye yatanların çok az bir kısmı hayatını kaybediyor. Hastaneler, pek çok ülkede yetersiz.Papa, her hafta tıklım tıklım olan Vatikan meydanını pencereden kutsarken, iki defadır hiç kimse yoktu. Boş meydanı pencereden kutsadı.***Prens Çarls bile virüse yakalanmış. Doğru olma ihtimali de var, hastalığın herkese bulaşabileceğini

Koca şehirlerin büyük meydanları bile bomboş. Caddeler tek tük insana rastlanıyor. Salgın, dikkatsizlik ve tedbir almamak yüzünden hızla yayılsa da şükür ki virüs sebebiyle hastaneye yatanların çok az bir kısmı hayatını kaybediyor. Hastaneler, pek çok ülkede yetersiz.

Papa, her hafta tıklım tıklım olan Vatikan meydanını pencereden kutsarken, iki defadır hiç kimse yoktu. Boş meydanı pencereden kutsadı.

***

Prens Çarls bile virüse yakalanmış. Doğru olma ihtimali de var, hastalığın herkese bulaşabileceğini göstermek için ‘üretilmişlik’ ihtimali de. Doğruysa, Prens Çarls da ellerini doğru dürüst yıkamıyor, gelen gidene şapur şupur sarılıyor demektir.

Devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar, eşlerinin de yakalandığı haberleri, bu salgının zengin fakir, güzel çirkin ayrımı yapmadığına işaret.

ABD’de 17 yaşında bir gencin sağlık sigortası olmadığı için hastaneye alınmayıp ölmesi, bütün sistemi sorgulatmaya yeter de, o sorgu kaç gün sürer, bilinmez.

***

Türkiye’ye bakalım. Salgına karşı en erken tedbir alıp hızla uygulayan ülkeler arasındayız.

Devlet diyor ki: Bunun adı korona, herkes ondan koruna.

Okullar kapandı. Cıvıl cıvıl seslerin geldiği okul bahçelerinde rüzgâr sesi var bugünlerde. Çocuklar evlerinde. Eğitim, uzaktan uzaktan yapılıyor.

Uçuşlar iptal edildi. Havalimanlarında tedbirler alındı. Kara gümrük kapıları kapatıldı. Neredeyse uçan kuşlara bile virüs taraması yapılacak.

Çay bahçeleri, kahvehaneler, barlar, meyhaneler hep kapalı.

Lokantalar kapıdan yemek satışı yapıyor, içeride oturup karnını doyurmak isteyenlerin eline paket tutuşturuluyor.

Bankalar, yarım gün açık. Devlet daireleri sakin. Memurlar günlerin çoğunu evinde geçirmekte. İşe gitme azaldı.

65 yaş üstündekilerin yüksek risk altında olması, kronik rahatsızlığı bulunanların da aynı kapsamda değerlendirilmesi büyük ölçüde faydalı oldu. En son yolculuklar da kısıtlandı.

***

Evde kal, evde otur, mutluluk evde gibi sloganlarla insanların sokağa çıkmaları engellenmeye çalışılıyor. Ancak dinlemeyenler de var. Onlarla polisler ilgileniyor.

Mağazalar kapalı. Sadece gıda satanlar açık. Marketlerde kuyruklar azalmıyor. İnsanlar hastalığa yakalanmaktan ziyade kıtlıktan ve aç kalmaktan endişeli. Raflar her gün dolduruluyor, her gün boşaltılıyor.

Bu virüslü günler geçer de, evlere yığılan bu yiyeceklerin bir kısmı çöpe gidecek büyük ihtimal. Market arabaları bile bu kadar yükü zor çekiyor.

***

Geçen gün market arabalarının ikincisini kendi arabasının bagajına aktardı, araba çöktü. Lastiklerinin üst kısmı görünmez oldu.

İki kadın, paketlenmiş son patatesi paylaşamayınca kavga çıktı. Biri ben kaptım diyor, öbürü ben senden önce geldim diyor. İkisi de doğru söylüyor olmalı.

Belli ki sonradan gelen daha atik davranmış. İlk elini uzatan o olmuş. Sonunda beşer beşer bölüştüler patatesleri.

Onlardan daha geç gelenlerse elleri boş döndü. Bir sonraki kamyonun ne zaman geleceğini kasiyere sordular. İki saate kadar gelirmiş. Sabrı olan beklesin bakalım.

BİR TELEFON GÖRÜŞMESİ

- Aloo, Mustank Abi, nerdesin?

- Hastanedeyim gardaşım.

- Hayırdır, geçmiş olsun, neyin var? Hasta mı oldun?

- Yok yok iyiyim çok şükür. Bir hâlsizlik, biraz da ateş, baş dönmesi falan.

- Abi, sen de mi virüse yakalandın yoksa?

- Valla başta ben de öyle düşünmüştüm ama doktorların dediğine göre enfekte olmuşum.

- Haa, iyi o zaman. Ben de hastalandın sanmıştım.

- Durum pozitif dediler.

- Aman dikkat et. Kötü bir şey olmasın da.

- Olmaz be. Biz eski toprağız. Yalnız, bir vakittir, gözümün önünden bir şerit geçiyor. Film gibi bir şey. Dur bakayım, çocukluğumu görüyorum… Aaa, askerlik günlerim de geçti şimdi.

- Abi hayırdır, ne filmi, ne şeridi?

- Dur dur, hiç unutmam, bizim bir başçavuş vardı, Tokatlı… O da uzaktan göründü işte.

- Karıştırma abi başçavuşu falan. Neler oluyor?

- Aaa, bak rahmetli babam da el sallıyor bana.

- Anladım abi, anladım. Sen şimdi uzan yatağa. Biraz sonra gelirler, merak etme.

#Devlet
#Okul
#Film
#Koronavirüs