NATO’nun meşhur 5. maddesi, üye ülkelerden biri saldırıya uğrayınca, diğerlerinin de saldırıya uğramış sayılacağını söylemektedir. Ortak savunmayı vazeder.
Bir anlamda “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” anlayışı.
Ne var ki biz bugüne kadar yüzlerce, binlerce defa saldırıya uğradık.
NATO hiç birini tınmadı.
Görmedi, işitmedi; gördüyse de umursamadı.
Senin sorunun deyip kollarını kavuşturdu ve seyretti.
Dahası, başımıza gelen fenalıklardan memnuniyet duydular. (Zaten niyetleri memnu idi.)
“Geçmiş olsun” dileklerini yarım ağız bildirirken bile, kendini tutamayarak sırıttılar.
Biz o tepesi delik sırıtışlara tiksintiyle baktık.
*
“Birimiz hepimiz için” ifadesinde özne olan ülke Türkiye.
Uygulamadan edindiğimiz tecrübeye dayanak söylüyoruz bunu.
‘Birimiz’ ifadesiyle kast edilen ülkenin Türkiye oluşu, NATO için dünyanın dört bir tarafına asker göndermemizden anlaşılabilir.
“Hepimiz birimiz için” kısmındaysa ‘birimiz’ derken kast edilen ülke, şüphesiz ABD’dir.
‘O ülkenin ABD oluşunu da yine uygulamalara bakarak fark etmekteyiz.
Toparlayacak olursak, “Türkiye hepimiz için, hepimiz ABD için” şekline dönüştü o söz.
*
Öyle ki, NATO üyesi olmayan (fakat sonradan, SSCB dağılınca, mizah performansı sergilercesine, üye olmak isteyen) Rusya’da bile, son günlerde “İstanbul’u almak”tan bahseden yazılar yayınlandı.
Gülsek mi?
*
Vatandaşa sorun, danışın; göreceksiniz ki bizde NATO denilince, insanların aklına ilk önce “North Atlantic Treaty Organization” gelmez.
“Kuzey Atlantik Savunma Paktı” olduğunu hatırlamaz insanlar ilk anda.
Sovyetler Birliği’ne karşı kurulan “Uluslararası Askerî İttifak” oluşunu da düşünmez kimse.
Ya ne gelir?
Dedemin sözü.
Siz dedemi tanımazsınız ama sözünü bilirsiniz; kendi dedeniz de söylemiştir o sözü muhakkak.
Üstelik dedelerimiz bir defa olsun karşılaşmamışlardır.
Hiç tanışmasalar bile söyledikleri aynıdır: “Nato kafa, nato mermer…”
İşte olay budur… Sözlüğe göre, “aptal, bön, budala, salak, mankafa, kafasız, akılsız” demek.
*
Dil, insanlarla beraber yaşayan bir varlık.
Dolayısıyla, bir dili konuşanlar öldüğünde, geride o dille anlaşacak kimse kalmadığında, dil de yeryüzünden çekilir, kaybolur, ölür.
Yaşarken insan nasıl zaman içinde değişime uğruyorsa, kelimeler ve kavramlar da değişebiliyor.
Örnekleri bol.
*
Vaktiyle dedelerimizin kullandığı nato ile -ki onların bu sözü öğrendikleri ve kullanmaya başladıkları tarihte NATO henüz kurulmamıştı- bugünlerde savunma paktı anlamına gelen NATO, anlam bakımından birbirine her gün biraz daha yaklaşıyor.
Bu sebeple, büyük harfle yazmakla küçük harfle azmak arasında bir fark kalmayacak gibi.
Bir süre sonra NATO ile nato aynı olabilir.
*
Daha net anlaşılması için detaylandıralım.
Aptal NATO, budala NATO, kafasız NATO desek, hiç yanlış olmaz.
Çünkü sözleşmeye aykırı davranmak, verdikleri sözleri tutmamak, imzalarını yok saymak, Türkiye’yi zorda bırakmak ve bunun için ağır bir yükün altına girmesini keyifle takip etmek, aptallık değil midir?
Belki ilk bakışta değildir.
Fakat sonra bir daha bakmak gerekir.
Türkiye batı sınırlarını tutmaktan vazgeçince…
Avrupa’ya gitmek isteyenleri engellemeyince…
Göçmenler akın akın Avrupa kapısına dayanınca…
*
Bir sonraki hamleyi görmemek, başına gelecekleri hesap edememek, akıllı geçinen ve NATO üyesi olan Avrupa ülkeleri için, tam anlamıyla kafasızlıktır.
Paçaları tutuşunca, Türkiye’den randevu alma yarışına girmeleri, acıyla karışık komik.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.