Örneğin Meclis Grup Başkanvekili Engin Altay…
Dün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise, bu tehditleri daha da ileri taşıdı.
Önceki güne dönelim…
Yüksek Seçim Kurulu Pazartesi günü 14.30 gibi İstanbul gündemiyle toplandı.
Günün ilerleyen saatlerinde kararın iftar öncesi çıkacağı yönünde haberler gelmeye başladı.
Gardımızı alıp beklemeye koyulduk.
Ankaralıların Ramazan ayının ilk iftarı için kalan dakikaları saymakta olduğu bir sırada, Ak Parti’nin YSK Temsilcisi Recep Özel’in verdiği haber, televizyon kanallarına son dakika olarak düştü.
YSK, İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine karar vermişti.
Şunu biliyoruz:
YSK seçim yenileme kararını sandık kurulları ile ilgili itirazları dikkate alarak verdi.
Kararla ilgili, en büyük tartışma şu soru üzerinden yapılıyor:
Madem sandık kurulları kanuna aykırı şekilde oluşturuldu, İstanbul’un diğer seçimleri için (ilçe seçimleri, muhtarlık seçimleri, belediye meclisi seçimleri) neden iptal kararı çıkmadı?
Bu, hâlâ önemini korumakta olan bir soru ve Yüksek Seçim Kurulu’nun gerekçeli kararı çıktığında en fazla işin bu kısmıyla ilgili ne dendiğine bakılacak.
Ama şu an itibarıyla dillendirilen bir gerekçe var, o da şu:
Ancak İstanbul’un ilçeleri için belirlenen yasal süre içerisinde diğer partilerden itiraz başvurusunda bulunan olmadı. O nedenle karar sadece büyükşehir seçimleri için verildi deniyor.
Gelen cevapların bir kısmının yanıltıcı beyanlar üzerinden oluşturulduğu belirlendi.
Örneğin kaymakamlıklar ihtiyacın 4 katı isim listesi iletmiş olmasına rağmen, mülki idareden gelen listeler yetersizdi gibi karşılığı olmayan mazeretlere sığınılması.
Bu türden yanıltıcı bilgilerin YSK kararını etkileyen faktörler arasında olduğu söyleniyor.
Ki, kanuna aykırı sandık kurulu oluşturan ilçe seçim kurullarıyla ilgili suç duyurusunda bulunulmasının bir gerekçesi de bu.
Üzerinde durmayı hak eden ince bir nokta daha var.
YSK’nın bugüne kadarki içtihatlarında, geçmişe dönmediği, seçim takvimi içerisinde itiraz süreçleri işletildikten sonra, seçim bittikten sonra yapılan başvurulara itibar etmediği biliniyor.
Sandık kurulları için de 26 Şubat/2 Mart arası olarak belirlenen bir itiraz takvimi var.
Oradaki sorun şu:
Sandık görevlilerinin kimlerden oluştuğu da ancak seçim günü anlaşılabiliyor.
Bu durum, kanun maddesi ile fiili durum arasındaki açmazı ortaya koyuyor.
Partiler, kimlerden oluştuğunu bilmedikleri sandık kurulu üyeleri için neye göre, nasıl itirazda bulunabilirler ki?
Hal böyle olunca, sandık kurulları için itiraz takvimi olarak kanunda geçen 26 Şubat/2 Mart aralığının işlevsizliği bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Yani kanun maddesi ile fiili durumu karşı karşıya getiren bir çelişkiden söz edebiliyoruz.
Bu durumda ya itiraz takvimi yasadan çıkarılacak, ya da fiili durum yasaya uygun hale getirilecek.
Öbür türlü, bu sıkıntı bundan sonraki seçimlerde de devam edebilir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.