Yeni bir anayasa yapmak bir tek darbecilerin mi hakkı Meral Hanım?

04:008/02/2021, Pazartesi
G: 8/02/2021, Pazartesi
Mehmet Acet

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sürpriz bir şekilde gündeme getirdiği yeni anayasa çağrısı, ilerleyen günler içerisinde siyasetin tartışma konuları arasında yer aldı.Böyle bir fikrin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün nezaret ettiği‘hukuk reformu’paketinin hazırlanışı sırasında ortaya çıktığını biliyoruz.Bununla birlikte, darbe dönemlerine ait olanların yerine halkın temsilcilerinin seçtiği siviller eliyle yapılabilecek bir anayasa arayışı, AK Parti’nin hafızasında yer alan, kimsenin yabancılamadığı

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sürpriz bir şekilde gündeme getirdiği yeni anayasa çağrısı, ilerleyen günler içerisinde siyasetin tartışma konuları arasında yer aldı.

Böyle bir fikrin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün nezaret ettiği
‘hukuk reformu’
paketinin hazırlanışı sırasında ortaya çıktığını biliyoruz.

Bununla birlikte, darbe dönemlerine ait olanların yerine halkın temsilcilerinin seçtiği siviller eliyle yapılabilecek bir anayasa arayışı, AK Parti’nin hafızasında yer alan, kimsenin yabancılamadığı bir konu.

O yüzden olsa gerek, yeniden hatırlanınca, hızlıca gündeme getirilmesine karar verilmiş olmalı.

12 EYLÜL ANAYASASI DEĞİŞTİ AMA YENİLENEMEDİ.

Bir dönem, vesayet rejiminin bekçilerinin siyaset üzerinde baskı kurduğu, seçilmiş iktidarın alanına sık sık müdahale ettiği günlerde, esaslı bir çıkış olarak gündeme gelmişti yeni anayasa fikri.

Geçen gün biraz anlatmıştım.

Aynı zamanda yakın geçmişin
“Cıss”
konuları arasındaydı bu fikir.
2007’nin sonbaharında AK Parti’nin hazırlattığı anayasa taslağı olgunlaşınca, dönemin Yargıtay Başsavcısı haber göndermiş,
“Üzerimde baskı var, bu çalışmayı Meclis’e getirirseniz kapatma davası açmak zorunda kalacağım”
diye tehdit etmişti.

Sonuç itibarıyla mevcut üzerinde değişiklik yapa yapa o baskılar büyük ölçüde boşa çıkarıldı ama cari olan anayasa hâlâ 12 Eylül anayasası olarak bilinmeye devam ediyor.

MUHALEFET İŞİ YOKUŞA SÜRMEYİ TERCİH ETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı, sadece belli bir kesime, kendi partisine, Cumhur İttifak’ındaki ortağına yönelik değildi.

İnanmayanlar için o sözlerini tekrar edelim:

“Bu çalışmanın milletin gözü önünde ve onun temsilcilerinin tamamının katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan metnin de mutlaka milletin takdirine sunulması gerekir.”

Erdoğan, milletin temsilcilerinin tamamının katılımıyla yapılmasını teklif edince, doğal olarak gözler muhalefetteki partilere çevrildi.

Geçen haftayı, ziyaretler, iade-i ziyaretlerle geçiren partilerin genel başkanları, Cumhurbaşkanı’nın anayasa ile ilgili çağrısına dair sorulara muhatap oldular.

Ancak bu isimler arasında böyle bir çağrıya
“Haydi buyurun oturalım”
biçiminde karşılık veren kimse olmadı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, işi yokuşa sürmeye baştan niyet etmiş gibi,
“Biz mevcut Anayasa’ya uymayan bir kişinin davetine nasıl güveneceğiz”
dedi.

Galiba muhalefet cephesinde bu aralar herkesin aklında, HDP’nin başlattığı anayasa turları var.

HDP bu turları, PKK ilişkisi nedeniyle yan yana resim vermekten çekinen ‘örtülü müttefiklerin’ çekingenliğini kırmak için fırsata dönüştürmeye çalışıyor.

Ancak bu zorunlu birlikteliğin CHP tabanının önemli bölümü dâhil, toplum çoğunluğu nezdindeki ‘
akreditasyon
’ sorunu aşılamadığı için, ortaya ‘
yarım yamalak
’ görüntüler çıkıyor.

HDP heyetinin CHP ziyaretinde fotoğraf çekilip ortak açıklama yapılamaması gibi.

YENİ ANAYASA TESTİNDEN SINIFTA KALANLAR

Muhalefet partilerinin bu şekilde hareket etmesinin sebebi anlaşılabiliyor.

Kendileri, kendi aralarında anayasa çalışmalarını yapacak iken, Erdoğan’ın sürpriz hamlesiyle, kafalardaki kurgu bozuldu.

Hazırlıksız yakalanmanın telaşı kendini hemen belli etmiyor mu?

Erdoğan’ın çağrısına muhalefet cephesinden gelen tepkiler arasında en dikkat çekici olanı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in sözleri oldu.

Şöyle dedi Meral Hanım:

“Bir yeni anayasa kavramı var. Sıfırdan bir anayasa yapmak gibi bir iddia ise, o zaman ikinci cumhuriyetin kuruluşu anlamını taşır ki, bunun cevabını almamız gerekiyor. Neye tekabül ettiğine dair bir durum yok.”

Çok ilginç gerçekten.

28 Şubat döneminin dik duruşlu İçişleri Bakanı’nın ağzından, böyle bir açıklamanın çıkması.

Sıfırdan anayasa yapmak ikinci cumhuriyetin kuruluşu ise, 27 Mayıs darbesini yapanlar, bugün için de geçerliliğini koruyan 12 Eylül anayasasını hazırlatanlar, bu işten muaf mı tutulmuşlardı?

Darbeyi yapanlara istedikleri gibi anayasa yapmak serbest, 12 Eylül anayasasının üstüne anayasa tanımayanların eli serbest ama halkın temsilcileri anayasa yaparken yoğurdu üfleyerek yiyecekler.

Öyle mi?

#Anayasa