Türkiye’yi döviz kuruyla terbiye etmek

04:008/08/2018, Wednesday
G: 8/08/2018, Wednesday
Mehmet Acet

Okumakta olduğunuz bu yazıyı dün saat 16.00 sularında bilgisayara dökmeye hazırlanırken haber kanalları ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin açıklamasını son dakika diye vermeye başlamıştı.Epeyce bir süredir başında bir büyükelçi bulunmaksızın hizmet vermekte olan Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği açıklamasının amacı, yangına bir miktar su dökme gibi görünüyordu.“Mevcut gerginliklere rağmen ABD, Türkiye’nin sağlam bir dostu ve müttefiki olmayı sürdürmektedir. Ülkelerimiz, canlı bir ekonomik ilişkiye

Okumakta olduğunuz bu yazıyı dün saat 16.00 sularında bilgisayara dökmeye hazırlanırken haber kanalları ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin açıklamasını son dakika diye vermeye başlamıştı.

Epeyce bir süredir başında bir büyükelçi bulunmaksızın hizmet vermekte olan Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği açıklamasının amacı, yangına bir miktar su dökme gibi görünüyordu.



“Mevcut gerginliklere rağmen ABD, Türkiye’nin sağlam bir dostu ve müttefiki olmayı sürdürmektedir. Ülkelerimiz, canlı bir ekonomik ilişkiye sahiptir” deniliyor, medyada dolaşan, ABD’li bir yetkiliye atfedilen “Dolar 7 lira olacak” beyanatının uydurma olduğuna dikkat çekiliyordu.

Aynı saatlerde Brunson krizini aşmak için aktif mesai harcayan Dışişleri Bakanlığı’ndan Washington’a gidecek olan heyete kimin başkanlık edeceği bilgisi geldi.

Washington’a Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Sedat Önal başkanlığında bir heyet gönderilecekti.

Bu heyet meselesi önemli.

Neden derseniz, böyle bir gelişme olacağı yani Türkiye’den adalet, enerji ve dışişleri bakanlığı adına üçer kişilik bir heyetin Washington’a gideceği haberleri önceki gece çıkmamış olsaydı, bir ara 5,40’ları aşan TL/Dolar paritesinin nerede duracağını kestirmek şimdikinden daha da zor olacaktı.

KURDAKİ TIRMANIŞIN
EKONOMİYE OLAN ETKİSİ

Dün yine bu yazıya hazırlık yaparken ekonomiden iyi anlayan isimlerle konuştum.

Kurdaki bu yeni tırmanışın, ekonomistlerin tabiriyle ‘oynaklığın’ muhtemel sonuçlarını, ekonomi üzerindeki etkisini anlamaya çalıştım.

Kabaca iki türlü senaryodan söz ediliyor, diyebilirim.

1-Kurdaki bu oynaklık, nerede duracağı belli olmayan hareketlilik kısa vadeli olursa etkisi zayıf olur. 5,40’ları gören dolar kuru, hızlı bir şekilde gerileyip 5’in altına da düşebilir. Böyle olursa, ekonomi bundan fazla etkilenmez.

2-Ama eğer iş uzarsa, daha doğrusu dolar yükseldiği yerden aşağı doğru inmezse o zaman bu yeni durumun ekonomi üzerinde bir tahribata yol açması kaçınılmaz hale gelir, deniyor.

İşlerin bu noktaya gelmesinde ekonominin kendi dinamiklerinin etkisini göz ardı etmek mümkün olmasa da, ABD ile yaşanan siyasi gerilimin döviz kurlarının tırmanışını tetiklediği ortada.

Bir de şöyle bir şey var:

“Piyasalar” dediğimiz mekanizmanın bir sözcüsü falan bulunmuyor.

Olup bitenlerin ‘Wording’ yani kelimelendirmesini piyasa uzmanları dediğimiz kişiler yapıyor.

Konuştuğum bir ekonomist, “İlla bunu bir cümle haline getirmemiz gerekiyorsa” dedikten sonra sözlerinin arkasını şöyle getirdi:

“ABD’nin Türkiye’ye dönük sembolik düzeydeki yaptırımlarının devamının gelme ihtimali, bunun üstüne yurtdışından sermaye ihtiyacı olan Türkiye’nin bu sermayeyi bulmakta zorlanması ve bu durumun ürettiği karamsarlık havası diye tanımlayabiliriz bu son durumu”

BRUNSON MESELESİ ÇÖZÜLSE
İŞ BİTTİ DİYECEK MİYİZ?

İşin bu noktasında karşımıza şöyle temel bir soru çıkıyor:

Amerikan yönetimi bu son gerilimi Rahip Brunson meselesi ile sınırlı tutmayı mı düşünüyor, yoksa “Türkiye’nin canını acıtmanın tadını almış olarak” finans sopasını başka konularda da kullanmayı planlıyor mu?

ABD’nin, bir önceki pozisyonu CIA direktörlüğü olan Dışişleri Bakanı Pompeo, Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile Singapur’da yaptığı görüşmede yaptırım tehdidini iptal etmek için Türk adli makamlarının işlem yürüttüğü başka isimlerin de serbest bırakılması şartını gündeme getirmişti.

Hadi diyelim, o sorunlar da çözüldü Amerikan yönetimi tamam artık normale dönebiliriz mi diyecek?

Yoksa, bu iş F-35’lere, S 400’lere kadar falan gidecek mi?

Yazının başında Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği’nin gerilimi azaltma niyetiyle yaptığını düşündüğümüz açıklamasından söz etmiştik.

Sonunu Nikaragua Cumhurbaşkanı Daniel Ortega’nın bir İspanyol yayın kuruluşuna yaptığı açıklamayla bitirelim ki bir denge oluşsun:

“ABD dış politikası genişlemecilik ve baskıya dayanıyor. Biz ABD ile daima normal ilişkiler kurmaya çalıştık ama karşılığında hep saldırganlık gördük.

Günün sonunda şunu anladık: ABD normal bir ilişki değil, teslimiyetçilik hatta yaltaklanma istiyor.”

#ABD
#Türkiye
#Brunson