Ramazan Bayramı Libya’da Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti için gerçek bir bayram havasında geçti diyebiliriz.
Darbeci general Halife Hafter’e bağlı güçler Trablus hattında ağır bir yenilgi alarak son yılların kazanımlarının çoğunu kaybettiler.
Ülkenin batısı kuşatmadan kurtarılırken, bunda hiç şüphesiz Türkiye’nin sağladığı desteğin büyük katkısı oldu.
Türk SİHA’larının Hafter için sağlanan milyonlarca dolarlık silahları, hava savunma sistemlerini ‘sinek avlar gibi’ avlaması, onlar açısından büyük bir moral çöküntüye de sebebiyet verdi.
Batı medyasında, bu durumun Hafter için son 6 yılın en büyük krizi olduğu yönünde haberler çıktı.
Amerikan Washington Post gazetesi, Türk SİHA’larının, Libya’nın batısının tamamının alınmasına yardımcı olduğu hatırlatmasını yaptıktan sonra, bunun Rusya ve Hafter’e destek olanları utandırdığını yazdı.
Şu haliyle Libya’daki gelişmeler, gerçekten de çifte bayram yapmayı hak eden bir nitelik arz ediyor.
Ancak bu durum, geri dönüşü olmayan net bir zafer mi, yoksa başka bir tehlikenin habercisi mi sorusunu akıllara düşüren gelişmeler de var.
Geçen hafta Rusya’nın Suriye ile Libya arasında bir hava koridoru oluşturarak İdlib’in güneyindeki Hımeymim Üssü’nden 8 savaş uçağını Libya’nın doğusuna indirdiği haberi gelmişti.
Ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri’nin parasal desteğiyle Esed rejimine bağlı gruplardan paralı askerler oluşturulup Libya’ya gönderildiği yönünde teyitli başka haberler de gündeme geldi.
Geçen yazıda bu gelişmelerin, özellikle de Rusların Libya’ya savaş uçakları göndermesinin Ankara’da ciddi bir endişeye yol açtığından söz etmiştim.
Ruslar’ın Libya iddiasından vazgeçmediği, Hafter’e verilen destekten geri adım atmadığı söylendi.
Putin’in Batı’nın dağınıklığından yararlanarak Libya’daki nüfuzunu artırmak istemesinden söz edildi.
“Ruslarla bir anlaşma zemini yok mu” diye sorduğumuzda ise, “Anlaşma yok ama konuşmaya devam” biçiminde cevaplar aldık.
Rusların bugüne kadar Libya’daki denkleme Wagner denilen görünürde özel güvenlik şirketi sıfatı taşıyan paramiliter bir grup ile dâhil olduğu biliniyordu.
Resmi bir sıfatı olmasa da, bu grubun Moskova yönetiminin yüzde yüz güdümüyle hareket ettiği, sahibinin de Putin’e yakın bir oligark olduğu bilinmekte.
Rus yönetiminin Libya’da böyle bir grupla boy göstermesi başlangıçta, “Demek ki Libya’daki varlıklarının resmi bir hüviyet kazanmasını arzu etmiyorlar” şeklinde bir intiba bırakıyordu.
Ancak gelinen nokta itibarıyla Hafter güçlerinin Türkiye destekli UMH karşısında hezimete uğraması Ruslar için de hesap edilmeyen bir şey olduğu için, bu ‘çekingen görünümlü’ Libya politikası yerini aleni şekilde hareket etmeye bırakmış olabilir.
Hımeymim Üssü’nden savaş uçaklarının getirilip Libya’nın doğusunda konuşlanmasını başka türlü neyle izah edebiliriz ki?
Geride kalan bir hafta içerisinde Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Trablus ve Libya’nın batısını Hafter kuşatmasından kurtarmasından sonra, bu bölgelerde elemanları bulunan Wagner grubunun da tahliye edildiği yönünde haberler geldi.
Yeni durum muvacehesinde bu paramiliter grubun o bölgede yapacak bir şeyi kalmadığı için böyle bir karar alındığı düşünülebilir.
Acaba Ruslar, Wagner grubunu sahadaki yeni durumu kabullendiklerinin bir işareti olarak mı çekiyorlar?
Öyle ise, gerçek bir zafer durumuyla karşı karşıyayız demektir.
Öbür taraftan Libya’nın doğusuna indirilen Rus savaş uçaklarının gözdağı niyetiyle mi yoksa ileriye dönük başka bir planın parçası olarak mı kullanılacağı sorusu netlik kazanmış değil.
Rusların Trablus’tan çekilmeleri, yeni durumu kabullendikleri ve ileriye dönük hedeflerini Libya’nın doğusundaki Hafter güçlerini orada tutarak korumak isteyecekleri anlamına mı geliyor?
Trablus’tan vazgeçtiler mi?
Yoksa o savaş uçaklarını Libya’daki işleri iyice kızıştıracak şekilde devreye sokacaklar mı?
Geçen hafta İstanbul’da yapılan güvenlik zirvesinin arkasından o toplantıda alınan kararların çıktılarını gördük.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Rus mevkidaşı Lavrov’la görüştü.
O görüşmeden tarafların ‘ateşkes arzusunu’ yansıtan bir sonuç çıktı.
Ancak mevzubahis Moskova yönetiminin tutumu olunca, gerçek niyet konusunda sorular bir türlü tükenmek bilmiyor.
Bu durumda da şu soruyu sormamız gerekecek:
Dış ses olarak yansıtılan ateşkes arzusu, Rusların gerçek niyetini temsil ediyor mu acaba?
Bugünlerde dikkatleri Libya üzerinde tutmakta fayda var.
Zira Rusların gerçek niyetinin ne olduğunu anlamamız için Libya’da önümüzdeki günlerin/haftaların nasıl geçeceğini yakından takip etmemiz gerekecek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.