S-400 füzeleri konusunda bir süredir sessiz bir duruş sergileyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün yeniden topa girdi.
Acaba yeni bir durum değerlendirmesi mi yapıyor?
Acaba ABD ile yeni bir kriz yaşamama adına, bir çıkış formülü mü arıyor sorularını akıllara getiren bu sessizlik bitince, Erdoğan’ın duruşunda milim değişiklik olmadığı fark edilmiş oldu.
Önceki akşam iftar sonrası gençlerle yaptığı programda konuşan Erdoğan,
Bu durumda, yine Erdoğan’ın işaret ettiği üzere S-400’lerin Haziran sonu gibi parça parça Türkiye’ye gelmesi, öngörülen bölgelere kurulumunun yapılması, yazılım ayarlarının hayata geçirilmesi, dost/düşman tanımının yapılması gibi işlemlerin belirlenen takvim içerisinde yerine getirilmesini bekleyebiliriz.
İki yıl önce anlaşması yapılan bu füzelerin teknik görüşmelerini Cumhurbaşkanlığına bağlı Savunma Sanayii Başkanlığı yürütüyor.
Bu konuları kendisi ile değerlendirme fırsatı bulduğum SS Başkanı İsmail Demir, Rusya ile yapılan sözleşmeye uygun şekilde takvimin ilerlemeye devam ettiğini, kendileri açısından herhangi bir sorun olmadığını söylüyor.
Savunma Sanayii Başkanı Demir’e sorduğum sorular ve aldığım cevaplar üzerinden birkaç kritik noktayı vuzuha kavuşturmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
İlk bakışta bu cümle, NATO’nun pozisyonu ABD’ninkinden farksız mı acaba diye düşündürtüyor.
Hâlbuki aynı NATO’nun aynı Genel Sekreteri daha önce yaptığı açıklamalarda, ittifakı tehdit etmemesi şartıyla her üye ülkenin bu füzeleri alma hakkının olduğunu dile getirmişti.
Şöyle dedi:
Bu ifadeler;
Ankara’nın ABD’ye dönük S-400 yaklaşımının da benzer temel ilkeler üzerine oturduğu anlaşılıyor.
Bir defa Washington’un asıl niyetinin ne olduğu sorusu üzerindeki rezervler saklı tutulmakla birlikte, mazeret bırakmayan bir düşünce pratiği ile ilerlendiğini söyleyebilirim.
Devamında ise, eğer mesele NATO sistemi yahut F-35 savaş uçaklarının güvenliğini tehdit etme meselesi ise, bu konuları bütün boyutlarıyla görüşmeye hazırız mesajı verilmiş oluyor.
Gerçekten S-400’ler NATO sistemini ya da F-35 savaş uçaklarını tehdit eder korkusuyla mı hareket ediyorlar, yoksa Türkiye’nin böyle bir sistemi satın almasına kategorik olarak karşı oldukları için mi cingar çıkartıyorlar.
İsmail Demir’in tam da bu bağlama oturan şu sözlerine dikkat çekerek noktalayalım:
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.