2015 yılının Eylül ayı başlarında Suriye’deki Esed rejimi, savaşın başından bu yana en zor dönemini yaşıyordu.
Muhalifler Suriye topraklarının yüzde 70’ini ele geçirmişler, rejimin başkenti Şam’ın surlarını dövmeye başlamışlardı.
Durumun farkında olan Beşar Esed, çareyi S.O.S. vermekte buldu.
Bu gelişmelerin gölgesinde 2015 Eylül ayının son haftasına girilirken Türk istihbaratına, Suriye’deki savaşın gidişatını kökten değiştirecek olan bir bilgi ulaştı.
Ruslar, kısa bir süre içerisinde Suriye’ye müdahale edecek, hava saldırılarına başlayacaktı.
İstihbarat doğru çıktı.
30 Eylül’den itibaren Ruslar, terörle mücadele adı altında sözde Daiş hedeflerini, fiiliyatta ise Türkiye’nin de destek verdiği Özgür Suriye Ordusu’nun bütün mevzilerini ağır şekilde bombalamaya başladı.
Suriye’nin, düşününce insana ıstırap veren şu yakın geçmişine dair bu hatırlatmaları yapmamızın mühim bir gerekçesi var.
Bir önceki ABD Başkanı Obama döneminde Savunma Bakanlığı’nda müsteşar yardımcılığı yapan Andrew Exum, 2015 yılında Beşar Esed rejiminin aniden düşmesinden endişe eden ABD’nin Rusya ile görüştüğünü açıkladı.
Devamında Obama talimat veriyor, Ruslarla temasa geçiliyor.
Ne için?
Rusların Suriye’ye müdahale edip, savaşın gidişatını değiştirerek rejimi kurtarması için.
Ne demek yıkıcı başarı?
Suriye’nin bütün enerjisini tüketmek, şehirlerini taş devrine döndürmek, bu şekilde de İsrail’in güvenliğini garanti altına almak!
2015 Eylül sonrası Rusya’nın Suriye’de rejimle birlikte işlediği ağır katliamların uzaktan sessizce ama gülümseyerek izlenmesinin gerekçesini de bu şekilde anlamış oluyoruz.
Rusların Suriye’ye ABD ile bir anlaşma dâhilinde girdikleri bilinmeyen bir şey değildi.
Ankara’daki güvenlik makamları ile konuştuğumuzda bu görüşü o dönemlerde de dillendiriyorlardı.
Alenileşmesi, bizzat oyun planının içerisinde olan bir kişinin açıklamalarıyla olmuş oldu.
Peki, bu hikâye bize, yani Türkiye’ye ne anlatıyor?
Amerika’nın sözlü duruşu ile fiili duruşu arasındaki çelişkilerin ne kadar ağır maliyetler üretebileceğini anlatıyor mesela.
Suriye özelinde suya götürüp susuz getirdiğini, yüzüne gülerken arkandan ne kadar gaddarca işler çevirebildiğini falan anlatıyor.
ABD, 2015 Eylül ayında Rusları Suriye’ye girmeleri konusunda teşvik etmemiş olsaydı, Türkiye için de son 4 yılın hikâyesi, bambaşka şekilde gelişecekti.
Aşağı yukarı 4 yıl öncesine ait bir hikâyeden söz ediyoruz ama ABD/Rusya işbirliği bahsinde bugüne dönük yeni hareketlenmeler olduğunu da gözden kaçırmamak gerekir.
Soçi’de yapılan Putin/Pompeo görüşmesinden söz ediyorum.
Görüşmenin Suriye bahsiyle ilgili kısmı ise üzerinde durmayı daha bir hak ediyor.
Buluşmayı anlatan haber metninde geçen bir cümleyi aktaralım:
Şöyle bir not düşerek yazıyı tamamlayalım:
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.