2013’ün Temmuz sonunda Ankara’da görev yapan ABD’nin üst düzey bir yetkilisi ile birkaç gazeteci bir araya gelmiştik.
Bizim görüşmemizden birkaç hafta önce Mısır’da darbe olmuş, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi zorla görevinden alınıp cezaevine gönderilmiş, halk darbeci general Sisi’ye karşı barışçıl gösteriler yapıyordu.
İkna etme kaygısı gütmeden, söyleyeceklerine şaşırmamdan etkilenmeyeceğini belli ederek şöyle dedi:
İşin aslı, bu ifadelerin şaşırtıcı bir yönü de yoktu.
ABD yönetimi darbeye darbe demediği gibi, devam eden süreçte darbeyi yapanlara meşruiyet sağlayıcı adımlar da attı.
Bundan daha fazlası da vardı tabi.
Halbuki en az acılı denilen yöntem devamında çok acılı büyük katliamları beraberinde getirmiş, bir gecede 4 bin Mısırlı, dünyanın ve darbeye destek verenlerin gözü önünde barbarca öldürülmüştü.
Batılı dostlarıyla Mursi’yi devirip ülkenin üzerine çökme planlarını ifşa eden Baradey ise, bir ay içerisinde Mısır’dan kaçıp Avusturya’ya sığınmak zorunda kalmıştı.
Pazartesi akşamı cep telefonuma düşen son dakika mesajı hafıza kayıtlarımda sert fırtınalar estirdi.
Gelen mesaj, Mısır eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin mahkemede duruşma sırasında Hakka yürüdüğünü söylüyordu.
İşin aslı ilaç alması, tedavi görmesi, ailesi ve avukatlarıyla görüşmesi engellendiği için bilinçli bir şekilde ölüme terkedilmişti.
Mursi’nin 3 Temmuz günü darbeye meydan okuyan sözlerini hatırladım.
Darbe başarılı olsa da olmasa da bu yiğitliğin unutulmayacağını dile getiren sözlerimi hatırladım.
Aynı anda gezi olaylarının Mısır darbesiyle olan ilişkisini hatırladım.
Türkiye’de adına ‘Halk devrimi’ süsü verilmiş girişimin, eş zamanlı bir planlamanın parçası olduğunu belli eden Mısır darbesiyle olan ilişkisini hatırladım.
Daha büyük bir planlamanın parçalarından biri idi Mısır’daki darbe.
Türkiye’yi de en fazla burasından ilgilendiriyordu.
Eş zamanlı olarak hem burada hem orada aynı sonuca ulaşmak istemişler, Türkiye’de hedeflerine ulaşamamışlar ama Mısır’da istediklerini yapabilmişlerdi.
Bir soru:
Aradan geçen 6 yılın tanıklığı, Mısır darbesini, ya da gezi olaylarını o vakitler yaşanmış bitmiş, devamının gelme ihtimali bulunmayan gelişmeler gibi düşünmemizi sağlıyor mu sizce?
Mısır’da olanların aynısı Türkiye’de de olacak, Mursi’nin başına gelenlerin aynısı Tayyip Erdoğan’ın da başına gelecek diyenlere, 6 yıl boyunca bunu demiş olanlara, 6 yıl içerisinde bunu başka yöntemlerle eyleme geçirmeye çalışmış olanlara bakınca bu sorunun geçerlilik süresinin dolduğunu düşünür müsünüz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.