Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in Doğu Akdeniz kriziyle ilgili son açıklamalarının Türkiye’deki haberlere yansıyış biçimi, günümüzde bolca karşımıza çıktığı gibi, algı ile olguların birbiriyle nasıl çelişebileceğine dair yeni bir örnek sunmuş oldu.
Doğu Akdeniz ve Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan gerilim...
İçinde savaş senaryolarının da bulunduğu, Türkiye’nin birinci derecede tarafı olduğu bir konu bu ve bir aktör olarak denklemin içinde yer alan Alman Şansölyesi’nin sözlerinin doğru şekilde anlaşılması önem taşıyor.
Hele hele bu sözler üzerinden, Yunanistan’a hiç hak etmediği bir paye çıkarılıyorsa iş daha da önemli hale geliyor.
Merkel’in bir Türkiye dostu gibi davrandığını iddia ediyor değilim ama o sözlerin Yunanistan’a destek verme niyetiyle sarf edildiğini düşünmek, en azından söz sahibinin meramıyla örtüşmüyor.
Şimdi o açıklamaları ve ne anlama geldiğini tek tek analiz etmeye çalışalım:
Basın toplantısında Merkel’e bir gazeteci Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Doğu Akdeniz krizinde açıkça Yunanistan’ı desteklediğini hatırlatıp “Fransa’nın tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz” diye soruyor.
Merkel, sorulan soruya cevap verirken şöyle bir giriş yapıyor:
“Avrupa Birliği üyesi devletler olarak hepimiz tabii ki Yunan dostlarımız tarafından gündeme getirilen hakları çok ciddiye almakla yükümlüyüz ve de haklı oldukları yerde onları desteklemekle. Bununla birlikte ben gerilimin daha fazla tırmanmaması için tekrar tekrar devreye girdim ve bu da kısmen sadece her iki tarafla tekrar tekrar konuşmakla mümkün.”
Soru Fransa’nın tutumuyla ilgili geldiği için Merkel’in sözlerinin toplamına, Fransa’nın tutumuna karşı Almanya’nın tutumunu anlatan ve nerelerde ayrıştıklarını dile getiren açıklamalar olarak bakmak yanlış olmayacaktır.
Bunu insanların gözünün içine soka soka değil belki ama, “Ne demek istiyor” diye soran herkesin bir görüş birliğine varabileceği açıklıkta yapıyor.
Merkel, ‘Yunanistan’a destek’ bahsinde ise ‘Haklı oldukları yerde’ rezervi koyuyor.
Yani zımnen de olsa, bu krizde Yunanistan’ın haksız olduğu, Türkiye’nin haklı olduğu yerler bulunduğunu söylemeye çalışıyor.
Bu duruşun, arabuluculuk rolüne uygun düştüğünü söyleyebilir miyiz?
Evet bu mümkün.
Ama bundan daha önemlisi belki de Fransa ile Almanya arasındaki ‘çatlağın’ ne kadar derinlerde olduğunu göstermesi bakımından önem taşıyor bu sözler.
Ankara’da Almanların Yunanistan’la krizde arabuluculuk rolünü oynamalarına prim veren bir yaklaşımın sergilenmekte olmasının arka planındaki gerekçelerden biri de bu olabilir mi?
Bence olabilir.
Dolayısıyla Merkel’in bu sözlerinden, “Türkiye’ye karşı Haçlı Seferi ilan etti” sonucunu çıkarmak yerine, “Fransa ile aralarındaki ihtilaf konularını diplomatik bir dille anlattı” diye bakılsa daha yerinde olur.
Bu tezi güçlendirmek için Merkel’in Fransa sorusuna verdiği cevabın devamına bakalım.
“Ve oradaki ekonomik bölgelerin paylaşımı ile ilgili tartışmalar sadece beraberce yürütülebilir Almanya’nın çabası bu yönde. Başkan Macron’la Türkiye ile ilişkiler konusunu derinlemesine konuştum. Bu ilişkiler çok yönlü. Türkiye NATO üyesi; bu anlaşmazlık temelde iki NATO ülkesi arasında; bunu görmezden gelemeyiz ve sırf bu nedenle bile meseleleri ittifak dahilinde çözmeye çalışmak gerekiyor.”
Birincisi, AB’nin iki büyük gücü olarak Fransa ile Almanya arasında son dönemde belirgin hale gelen ‘yaklaşım farklılıkları’ bu defa Doğu Akdeniz ve Türkiye Yunanistan geriliminde kendini belli etti sonucunu çıkartabiliriz.
Bana göre haberin öznesinde bu var.
İkincisi, Türkiye’nin de tıpkı Yunanistan gibi bir NATO üyesi olmasına yapılan vurgudan, Merkel adına “Yunanistan AB içinde diye Türkiye’yi düşman belleyemeyiz” yorumunu çıkartmak mümkün.
Üçüncüsü, yaptığı NATO vurgusundan Merkel’in yine ‘haberin öznesi’ dediğimiz Fransa ile bir de bu konuda ters düştüğü sonucunu çıkartabiliriz.
2019 sonlarında Macron’un “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” açıklamasından en fazla huzursuz olan ülkenin Almanya olduğunu hatırlatmak isterim.
Bütün bu anlattıklarımızı şöyle bir sonuca bağlayabiliriz:
Merkel’in bu son açıklamaları üzerinden Avrupa Birliği ülkelerini kendi aralarında ihtilafları olmayan bir blok olarak görmek bir ‘tespit’ olarak, hepsini bir safa itmek de bir ‘politika’ olarak çok doğru olmasa gerek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.