Dün Sabah Milli Savunma Bakanlığı’nda Bakan Hulusi Akar’la kahvaltıda bir araya geldik.
Acaba nasıl bir haberden söz ediyordu?
Ciddi bir yüz ifadesiyle başlayan cümleler, karşılıklı gülüşmelerle sonuçlandı.
Anladığım kadarıyla, kahvaltı atlamamaya özen gösterdiği için, kendisi de bu haberi şaşkınlıkla karşılamıştı.
Libya özelinde bugün için en önemli soru Bakan Hulusi Akar’a soruldu.
Türkiye ve Rusya’nın 12 Ocak gece yarısından başlamak üzere yaptığı ateşkes çağrısı ne durumda?
Pazartesi günü, Moskova’da saatler süren müzakerelerin ardından, olumlu bir atmosferin oluştuğu düşünülürken, ertesi sabaha Hafter’in anlaşmayı imzalamadan Rusya’yı terk ettiği haberine uyandık.
Neden böyle oldu sorusuna geleceğiz ama önce şu notu aktaralım.
Ankara, Libya’da taraflar arasındaki sorunu müzakereler yoluyla çözüme kavuşturma iradesini koruyor.
Bu anlamda umutlar 19 Ocak’ta yapılacak olan Berlin zirvesine taşınmış durumda.
Her durumda Ankara’nın Rusya ile birlikte aldığı Libya inisiyatifinin geldiği noktanın, Türkiye için hem niyet, hem de aksiyon anlamında avantajlı bir iklim ürettiği söylenebilir.
Hafter’i Moskova’yı terk etmeye zorlayan aktör kim/kimler idi.
Bakan Akar, işin bu kısmıyla ilgili isim vererek herhangi bir değerlendirme yapmadı, ancak Ankara’da bu sabotajı yapan ülkenin Birleşik Arap Emirlikleri olduğu yönünde bir kanaat olduğunu söyleyebilirim.
Hafter’e en fazla silah desteği veren ülkenin Birleşik Arap Emirlikleri olduğunu biliyoruz.
Bunun üzerine Dubai yönetiminin Ankara’yı her adımında gölge gibi takip etmesini, Türkiye’nin aldığı inisiyatifleri zehirlemek için hemen karşı atağa geçmesini ekleyince fotoğraf netleşiyor.
Libya’daki ateşkes çabalarını Türkiye ve Rusya’nın ikili olarak domine etmesinin o çevrelerde nasıl bir rahatsızlık uyandırdığını da ayrıca akılda tutmakta fayda var.
Milli Savunma Bakanı Akar’ın açıklamalarında Suriye ve Barış Pınarı Harekâtı bölgesindeki son gelişmelerde epeyce bir yer tuttu.
Türkiye’nin YPG’den temizlediği bölgelere şu ana kadar 150 bin civarında Suriyeli gönüllü olarak geri dönmüş.
Çünkü işin diğer ucunda rejimin kontrol altında tuttuğu bölgelerden kaçan insanların, ağır şartlarda hayatta kalma mücadelesi veriyor olmalarına rağmen Esed’e güvenmedikleri için geldikleri yerlere geri dönmek istememeleri gibi bir gerçek var.
Bunun ne anlama geldiği ortada.
Suriye savaşının başından itibaren ülkelerini terk eden insanlara, geri dönme umudunu verebilen tek ülke Türkiye.
Bir başka deyişle insanlar, sadece Türkiye’nin güvenli hale getirdiği bölgelere geri dönüş için gönüllü şekilde hareket ediyorlar.
Paradoksu görüyor musunuz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.