Kuzeydoğu Suriye için ABD ile anlaşma olacak mı?

04:005/08/2019, Pazartesi
G: 5/08/2019, Pazartesi
Mehmet Acet

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin milli güvenlik meselelerinin şantaj aracı olarak kullanılmasına izin vermeyeceğini S-400 meselesinde dünya alem görmüş oldu.Şantaj derken, aslında büyük ölçüde ekonomi üzerinden bu aracın devreye sokulmasından söz ediyorum.İşin şurası tecrübeyle sabit hale geldi:ABD, Türkiye ile yaşanan kriz konularını kendi lehine çevirmek için, ekonomi piyasalarının Türk/Amerikan ilişkilerine olan duyarlılığını şantaj aracı olarak kullanmak istedi.Geçen sene Rahip Brunson

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin milli güvenlik meselelerinin şantaj aracı olarak kullanılmasına izin vermeyeceğini S-400 meselesinde dünya alem görmüş oldu.



Şantaj derken, aslında büyük ölçüde ekonomi üzerinden bu aracın devreye sokulmasından söz ediyorum.

İşin şurası tecrübeyle sabit hale geldi:

ABD, Türkiye ile yaşanan kriz konularını kendi lehine çevirmek için, ekonomi piyasalarının Türk/Amerikan ilişkilerine olan duyarlılığını şantaj aracı olarak kullanmak istedi.

Geçen sene Rahip Brunson krizi nedeniyle döviz kurlarının sert şekilde tırmanmasının arkasında da piyasaların bu duyarlılığı vardı.

“Buradan yürürsek istediğimizi alırız”
diye düşündüler.
“Erdoğan, aynı tablonun yeniden yaşanmasını göze alamaz”
diye hesap ettiler.

Kongre, Dışişleri Bakanlığı, Pentagon...

12 Temmuz’a kadar konuşmayan, tehdit etmeyen kalmadı.

Savunma Bakanlığı üzerinden gönderilen muhtemel yaptırım listeleri üzerinden
“Bunları uygularsak uçaklarınız havalanamaz, savaş halinde kazma kürekle savaşmak zorunda kalırsınız”
demeye getirdiler.
Korkutucu senaryoların final cümleleri hep,
“Ekonominiz felakete sürüklenecek”
cümlesiyle bitti.

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, direndi, pes etmedi, tehditlere boyun eğmedi ve nihayetinde ABD’nin ekonomi üzerinden Türkiye’yi dize getirme planı en azından şimdilik rafa kalkmış oldu.

Bir başka sınav şimdi de Suriye’nin kuzeydoğusu için söz konusu.

Geçen haftanın verdiği sinyaller, Erdoğan’ın bu bölgedeki tehditler konusunda da taviz vermeden hareket edeceğini gösteriyor.

Hatırlayalım...

ABD Başkanı Trump, attığı twitlerinden birinde
“Türkiye Kürtleri vurursa ekonomisini mahvederiz”
demişti.
Haziran sonunda Osaka’da yapılan G-20 zirvesi sırasında da
“Türkiye’nin Suriye sınırında 65 bin askeri hazır bulundurduğunu, Erdoğan’ın Suriye’deki Kürtlerle büyük problemi olduğunu, onları haritadan silmek istediğini”
söyledikten sonra
“Ben ona bunu yapma dedim, O da yapmadı”
diye konuşmuştu.
Aynı konuşmasında Trump, Erdoğan’dan
‘çetin ceviz’
diye söz etmişti.

Kuzeydoğu Suriye, bir başka deyişle Fırat’ın doğusuyla ilgili son gelişmeler, ABD açısından Erdoğan’ın hiç de kolay lokma olmadığını gösteren başka bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

ABD’nin bu konulara bakan adamı, Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey Ankara’da yaptığı son görüşmelerden
“Sabrımız kalmadı, ya taleplerimizi derhal karşılayın, ya da harekete geçeceğiz”
mesajını alarak ülkesine döndü.

Şimdi Washington’dan askeri bir heyet, güvenli bölge konusunda müzakereler yapmak üzere Ankara’ya geliyor.

İki ülkenin mevcut pozisyonlarına bakıldığında
‘makasın bir hayli açık olduğu’
ortada.

Pentagon, YPG ile işbirliğini sürdürmekten vazgeçmediği gibi, Türkiye’nin muhtemel bir operasyonunu engellemek için de elinden gelen her şeyi deniyor.

Jeffrey’in son ziyareti için
“Yeni bir planla geldi”
diye sunulan şeyin Ankara’nın taleplerini karşılamaktan çok uzak olduğu da ortaya çıkmış durumda.

Daha önce YPG’nin PKK’nın Suriye uzantısı olduğunu kabul eden açıklamalar yapan Jeffrey’de bu defa Pentagon ağzıyla konuşup şöyle şeyler söyledi:

“Türkiye, sınırında sadece kendi güçlerinden oluşan bir plan istiyor. Bizimle birlikte savaşanların (YPG/PKK) zarar görmemesi, herhangi bir tarafın saldırısına hedef olmaması konusunda taahhüdümüz sürüyor.”

Bu açıklamalar da gösteriyor ki, ABD’nin bu bölge için oluşturduğu ana stratejiden vazgeçmek gibi bir niyeti bulunmuyor.

Oyalama stratejisi de Ankara açısından artık kabak tadı verdiğine göre, günün sonunda Türkiye’nin tek taraflı harekete geçme ihtimali artmış görünüyor.

Temmuz ayının 12’sine kadar geçen süre boyunca aylarca,
“Acaba S-400 bataryaları gelecek mi? Gelirse ABD ne yapar?
soruları tartışılmıştı.
Ağustos ayını da muhtemelen
“Acaba Türkiye ile ABD Fırat’ın doğusu için anlaşabilecek mi? Anlaşma çıkmazsa Türkiye operasyon başlatacak mı?”
sorularıyla geçireceğiz.
#ABD
#Türkiye