İspanyol Yusuf’un ‘dönüş’ hikâyesi

04:007/02/2019, Perşembe
G: 7/02/2019, Perşembe
Mehmet Acet

Kısa boylu adam, mütevazi bir eda ile karşıma geçmiş ve “Are you Turkish-Türk müsünüz?” diye sormuştu.Elimdeki mikrofondan gazeteci olduğum belli oluyordu.Türkiye’den geldiğimi de yanımdakilere sorarken öğrenmişti.Dünyanın öbür ucunda, Amerika’nın Los Angeles kentindeydik.Amerikalı farklı Müslüman gruplar, Suudi Arabistan Yönetimi’nin yaptırdığı bir caminin açılış töreninde bir aradaydı.O’da oradaydı.“Yes” diye cevap verdim kısa boylu adama.“Evet Türk’üm.”“Size anlatacak bir hikayem var” dedi.“Benim

Kısa boylu adam, mütevazi bir eda ile karşıma geçmiş ve “Are you Turkish-Türk müsünüz?” diye sormuştu.

Elimdeki mikrofondan gazeteci olduğum belli oluyordu.



Türkiye’den geldiğimi de yanımdakilere sorarken öğrenmişti.

Dünyanın öbür ucunda, Amerika’nın Los Angeles kentindeydik.

Amerikalı farklı Müslüman gruplar, Suudi Arabistan Yönetimi’nin yaptırdığı bir caminin açılış töreninde bir aradaydı.

O’da oradaydı.

“Yes” diye cevap verdim kısa boylu adama.

“Evet Türk’üm.”

“Size anlatacak bir hikayem var” dedi.

“Benim hikayemde Türkiye çok önemli bir yer tutuyor” dedi.

Ve anlatmaya başladı:

“Ben bir dinsizdim. İnançlarım yoktu. Ama bir taraftan da bu hayatta ne işimiz var diye kendi kendime sorup duruyordum. Bir arkadaşım Uzakdoğu dinlerinden söz etti. Ben de gidip bu dinleri yerinde araştırayım diye buradan (Los Angeles’tan) yola çıktım.”

“Elimde Budizm’i, Hinduizm’i anlatan kitaplar vardı. Avrupa üzerinden İstanbul’a geldim. Akşama doğru Sultanahmet Meydanı’nda aylak aylak dolaşırken karşıdaki minarelerden birden o ana kadar hiç duymadığım bir ses yükseldi.”

“Ezan” diye araya girdim.

Devam etti kısa boylu adam.

“Sonradan öğrendim ki o gün Ramazan ayının ilk günüymüş. Etrafımda insanlar bir taraftan oruçlarını açıyor, öbür taraftan telaşlı adımlarla camilere akın ediyordu. Zaten dinlediğim ezan çok hoşuma gitmişti.”

Elini kalbinin üzerine doğru tutup “burada bir hareketlilik olduğunu fark ettim.”

“Sonra ne oldu?” diye devam etmeye zorladım.

“Kararımdan henüz vaz geçmemiştim. Hindistan’a kadar yolum vardı. Ama ezan sesini duyduktan sonra içimde bir heyecanlanma oldu ve İslam dini ile ilgili bir şeyler öğrenmem gerektiğini düşündüm. Aldığım kitapları yolda okuyordum. Ve okuduğum her şey beni Müslümanlığa yaklaştırıyordu.”

Sonra?

“Böylece Afganistan’a kadar ulaştım. Amerika’nın batı yakasından başlayan yolculuğun sonlarına doğru gelmiştim. İşte buradan sonra Hindistan’a ‘son durağa’ varacaktım. Ancak İstanbul’dan sonra yaşadıklarım, görüp okuduklarım, yola çıkarken koyduğum hedefleri ‘işlevsiz’ hale getirmişti.”

“Afganistan’da bu yolculuğu daha fazla devam ettirmenin bir anlamı kalmadığına karar verdim. Orada Müslüman oldum. Sonra gerisin geriye buraya ‘Amerika’ya’ döndüm. Sultanahmet’te bir iftar vakti okunan ezan, bütün hayatımı değiştirmişti.”

O böyle konuştukça, etraftaki her bir şeye sağır olup sadece onun hikayesinin kalan kısmını öğrenmeye çalıştım.

“İsminiz ne?” diye sordum kısa boylu adama.

“Ben bir İspanyolum. Müslüman olduktan sonra Yusuf ismini aldım” diye karşılık verdi.

“Bu hikaye ne zamana ait” diye devam ettim.

“Yıllar öncesine ait” diye karşılık verdi.

“Yeni hayatınızda ne değişti” diye son bir soru sordum.

Tek cümlelik müthiş bir final cümlesi kurdu.

“I found my compass which I lost” dedi.

“Kaybettiğim pusulamı buldum.”

Hollanda’nın aşırı sağcı partisi PVV’nin eski üyesi Joram Van Joram Van Klaveren’in İslam’ı karalamak için araştırmalar yaparken Müslüman olmasıyla ilgili haberi okuyunca, kalbim yumuşadı, kendimi ‘iman tazelemiş’ gibi hissettim ve 2010 yılında, Haber7.com için kaleme aldığım, büyük bölümünü yukarıda okuduğunuz yazıyı sizlerle paylaşayım istedim.

Klaveren, “Eğer Allah’ın var olduğuna inanıyorsanız, Hz.Muhammed (s.a.v)’in Hz.Musa, Hz.İsa ve diğer peygamberlerden biri olduğuna inanıyorsanız, resmen Müslüman olmuşsunuz demektir” diyor.

Gençlerle konuşurken kendisine, Müslümanlar arasındaki ihtilaflar meselesi sorulunca “Allah bir, Peygamber hak” diye kestirip atan Mustafa Kutlu’nun sözlerinin Hollandacası da aşağı yukarı böyle bir yere tekabül ediyor.

Klaveren’in Müslüman oluşunu haberleştiren Hollanda basını, İslam karşıtı PVV partisinin üyeleri için “Sırada hangisi var” diye soruyor.

Birkaç sene önce aynı partinin liderliğini yapan Geert Wilders’in sağ kolunun aynı tercihi yapmış olmasına atıfla.

İnşallah sıra Wilders’e de gelir.

Hollanda’da yaşayan Müslümanlara “Yeriniz burası değil” diyerek kapıyı gösterirken, bir bakmışsınız kendi kalbinin kapıları bambaşka bir yere açılmış.

Bu son cümleyi dua niyetiyle kurmuş olalım.

#Los Angeles
#İspanyol
#Yusuf
#Geert Wilders
#Pusula