Geçenlerde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile uzun bir sohbet yaptık.
Üç buçuk saat süren konuşmamız sık sık çalan telefonlarla kesildi.
Kendisi telefonla konuşurken, yanındakiler, “Arayan kim olursa olsun mutlaka telefonunu açar, açamadığı zaman da mutlaka dönüş yapar” dediler.
Telefondaki kişi, kanser hastası olan bir yakınının masraflarının karşılanmasını istiyordu.
Aktaş, telefonu kapattıktan sonra, belediye görevlilerinden birini aradı, az önce konuştuğu kişinin verdiği bilgilerin doğru olup olmadığının araştırılmasını istedi.
“Ne yapacaksınız şimdi? Belediyenin böyle bir hizmeti var mı?” diye sordum.
Belediyenin mevzuat ya da bütçe anlamında böyle bir mecburiyeti yoktu elbet.
Ama ortada derdine çare arayan bir insanı derdiyle baş başa bırakmamak gibi üstlenilmesi gereken bir sorumluluk vardı ve Bursa Belediye Başkanı o an, bu anlamda küçük bir testten geçiyordu.
Alinur Bey, “Böyle şeyler çok oluyor. Şimdi arkadaşlar bakacak. Bilgiler doğruysa gerekeni yapacağım” dedi.
Devamını sormadım ama muhtemelen ihtiyaç sahibi olanla, hayırsever birilerini buluşturan bir yöntemle bu türden ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyordu.
Böyle bir tanıklıktan sonra, içimden, “İşte, işini gönülden yapan bir Belediye Başkanı” diye geçirdim.
Bir de bizim oralardan örnek vereyim.
Konya’nın Taşkent ilçesinin Osman Arı isimli bir belediye başkanı var.
Soy ismine uygun şekilde, gece gündüz arı gibi çalışıyor.
Beş yıl içinde çocukluğumun geçtiği yerler için, büyüklüğümde bile aklımdan geçmeyen projeler üretti.
Bu işin bir yarısına tekabül ediyor tabi.
Bir de, gönüller kazanma meselesi var.
Osman Başkanın gece yarısı üç buçukta kapısı çalınır.
O saatte bir evin kapısına ne için gidilir?
Acil bir durum, ağır bir hastalık ya da cenaze için falan.
Kapı telaşla açıldığında yaşlı bir adam, “Tüpüm bitti, yeni tüpün başlığını takamadım, onun için geldim” der.
Siz olsanız böyle bir durumda ne yaparsınız?
En ortalama ifade biçimiyle, “Bu iş için bu saati mi buldun amca, hele bir sabah olaydı” gibisinden cümleler kurarsınız.
Ama bizim başkan hiç yüksünmeden, şikayet etmeden üzerini giyinip o yaşlı amcanın evine gider, tüpünün başlığını takar ve geri döner.
Ak Parti bu seçimde “Gönül” temalı bir kampanya yürütüyor.
Televizyonlarda yayınlanmakta olan “İşini gönülden yaparsan, gönüller kazanırsın” temalı reklam filmlerini izliyor olmasınız.
İşini gönülden yapanlara dair çarpıcı örnekler...
Bazılarını izledikten sonra, 2011’deki “Hep birlikte Türkiye’yiz” reklam filminden buyana en başarılı iş bu olmuş diye içimden geçirdim.
Mesela “Ameliyat ettiğim hasta uyanmadan evime hiç gitmedim” diyen bir doktor.
Bir tır şoförü, belki devamında bir hamalın hikayesini izleyeceğiz.
Zeytinburnu Belediyesinin madde bağımlısı gençleri toplayıp Buz Hokeyi takımı kurması, devamında bu takımın büyük başarılar elde etmesini anlatan gerçek bir hikayenin filmini izleyip de etkilenmeyen kalmış mıdır?
Benim aklıma, çocukluğumda izlediğim liseli öğrencilerden kurulan beyzbol takımının kahramanlık öyküleri geldi mesela.
Okulunda horlanan, hırpalanan, içine kapanan bir öğrencinin takıma girip kendisini yetiştirdikten sonra final maçının son saniyelerinde harika işler çıkarma sahnesi gibi şeyler.
Ak Parti için bu filmleri çeken Algoritma İletişim Ajansı’nın yöneticisi İsmail Beyazıt ile konuştum.
İşin başında reklamcı değil, iletişimci gözüyle iş yapma teklifinde bulunduklarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu teklife sıcak bakarak önerilerini kabul ettiğini söyledi.
Bu konseptin şöyle bir boyutu da var.
Bu reklam filmleriyle hem topluma bir mesaj veriliyor, hem de belediye başkan adaylarına.
Bir nevi, “Toplum da böyle başkanlar istiyor, biz de” denilmiş oluyor.
Bu yönüyle sadece 31 Mart’a kadar devam edecek bir kampanyadan değil, devamında seçilecek olan belediye başkanlarına yol haritası sunma anlamında katkı vermeye devam edecek bir kampanya diyebiliriz buna.
İsmail Beyazıt, “Gönül insanı olacak belediye başkanı profilini oturtmaya çalışıyoruz. Toplumdan çok güzel geri dönüşler var” dedi.
Belediye başkanları, herkesin gözü önünde olan insanlar.
İdare ettikleri şehirlerde, ilçelerde, beldelerde, kendilerine 24 saat boyunca anlık notlar veriliyor.
Kibirli, halka tepeden bakan, siyaseti kendisini ya da etrafını zenginleştirme aracı olarak kullananlar yok mu?
Var?
Ama galiba böyleleri için yapılan genellemelerle, işlerini gönülden yapan, yük olmayıp yük alan, şikayet alıp, şikayet etmeyen belediye başkanlarına büyük haksızlıklar da yapılıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.