Sırtında okul çantası, üstünde lacivert bir mont, o montun içinde ‘haki’ renkli bir tişört, başında ‘adidas’ şapkası ile akşam sporundan geldiğini düşünebileceğiniz adam, aslında o gün için hayatının en önemli randevusuna gidiyordu.
Ermenistan yönetimimin en tepesindeki isim olan Başbakan Serj Sarkisyan, nihayet kendisiyle görüşmeyi kabul etmiş, ikili bir otel odasında bir araya gelmiş, en önemlisi ise bu buluşma, televizyonlar tarafından canlı olarak yayınlanmış, kendisine şovunu zirveye taşımak için gün doğmuştu.
Sözünü ettiğimiz bu adam, günümüz Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’dan başkası değildi.
Sarkisyan, ‘büyüklük bende kalsın’ edasıyla uzlaşmaya hazır bir görüntü vermeye çalışsa da, Nikol Paşinyan’ın kışkırtıcı dili karşısında dayanamayıp, “Görüyorsunuz işte bana şantaj yapıyor” diyerek aya kalkıp görüşmeyi terk etti.
2018’de gerçekleşen bu ‘şaşaalı’ hadise, canlı yayında şov yapan adamın işine yaradı.
Karabağ kökenli olup da Erivan’da hakimiyet kuranlar için kullanılan ‘Karabağ Klanı’nın’ lideri olan Sarkisyan dönemi kapandı, Paşinyan’la yeni bir dönem başladı.
Perşembe sabahı Erivan’dan gelen bir haberle, “Neler oluyor” merakı içerisinde dikkatlerimizi yeniden Güney Kafkaslar ve Ermenistan üzerine yöneltmek durumunda kaldık.
Ülkenin Genelkurmay Başkanı, ülkenin Başbakanına “İstifa et” diye çağrı yapıyordu.
Geçmişi darbeler, darbe girişimleri, muhtıralarla dolu olan, bu nedenle, insanların haritada yerini göstermekte bile zorlandıkları yerlerde bunlardan biri olduğu zaman hemen refleks gösteren bir ülkede yaşadığımız için, Erivan’daki gelişmeye de ilk tepkiler buradan verildi.
“Nerede ve kime karşı verilirse verilsin” refleksi hızlıca devreye girdi.
Dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Darbenin her türlüsüne karşıyız. Askerin devreye girmesi suretiyle böyle bir darbe çığırtkanlığına girmiş olması kabul edilebilir bir şey değil.” diyerek tepkisini ortaya koydu.
Bir gün önce ezeli rakibi Sarkisyan’ın, Dağlık Karabağ savaşında İskender’in kullanılması gerektiği yönündeki açıklaması hakkında konuşan Paşinyan, “Sarkisyan birçok sorunun cevabını bilmeli ve cevabını bildiği sorular sormamalı. Sarkisyan’ın ‘neden İskender patlamıyor veya füzenin yüzde 10’u sadece patlıyor’ sorusunu sorması lazım” diyerek patlamayan İskender füzelerinin yerine büyük bir siyasi bomba patlatmıştı.
Bir gün sonra ordudan istifa talebinin gelmesi, bu muhtıranın doğrudan bu sözlerle ilişkili olduğunu ortaya koyuyordu.
Tabi bir de, Rus yapımı olduğu için İskender füzeleriyle ilgili bu bilginin Moskova tarafından da ‘alınganlıkla’ karşılanmış olmasını beklemekten daha doğal bir şey olamazdı.
Ertesi gün Rusya Savunma Bakanlığı’nın 2016’da Suriye’de kullandıkları aynı tip füzelerin (Bunlardan biri Azez’deki hastaneye atılmış, 14 kişi hayatını kaybetmişti) görüntülerini yayınlayarak ‘piar’ çalışması yapması, bu alınganlığın en net tezahürü oldu.
Öyle olunca, Ermenistan’la ilgili her meselede olduğu gibi burada da akla gelen ilk soru, “Moskova bu işin neresinde” sorusu oldu.
Kremlin’den yapılan açıklama ‘nötr’ bir dile sahipti ancak, bunun ne kadar içten olduğu tartışılır.
Rus yapımı füzelerin ‘patlamaması’ ile ilgili başbakan düzeyinde bir açıklama yapılmışsa, ertesi gün de bir muhtıra verilmişse, Rusların bu işin hiçbir yerinde olmadığını düşünmek fazla saflık olmaz mı?
Perşembe günkü gelişmelerden sonra gözler, Ermenistan’ı derinlemesine bilen isimleri aradı.
Bu isimlerden Rusya ve Avrasya uzmanı bir akademisyen olan Sütçü İmam Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Toğrul İsmayıl’ın Ermenistan’ın iç dinamikleri ve gerek Türkiye, gerek Azerbaycan için ‘en ideal’ senaryo ne olabilir sorusuna ilgi çekici cevapları var.
Muhtıranın verildiği gün konuştuğumuzda dile getirdiği şu görüşler mesela:
“Paşinyan Karabağ Klanı’na göre daha ideal birisi. Ermeni siyasetçiler arasında en saf olanı. O standartlarda en eli yüzü düzgün olanı. Katliamla uğraşmamış birisi. Ayrıca ister Ermenistan’da, ister Gürcistan’da Rusya yerine batı yönelimli iktidarların desteklenmesi hem Türkiye, hem Azerbaycan için daha iyidir”.
Bu cümleler Paşinyan’ı aklayan cümleler değil tabi.
Kötüler içinde bir seçim yapacaksak bu diğerlerinden daha iyi anlamına geliyor.
Öbürleri geleceğine bu kalsın daha iyi anlamında düşünmek lazım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.