Erken seçim kararında anketlerin etkisi

04:0019/04/2018, Perşembe
G: 19/04/2018, Perşembe
Mehmet Acet

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı başında görev yapan bir isme şöyle bir soru sormuştum:“Cumhurbaşkanının fikirlerini etkileyen birkaç başlık sıralayabilir misiniz?”Birkaç başlık sıralarken bunların arasına “anketleri de” sıkıştırıverdi muhatabım.Erdoğan’ın iyi bir ‘anket okuyucusu’ olduğu bilinir.Sadece parti tercihlerini değil, halkın nelerden memnun, nelerden şikayet ettiğini önüne koyulan araştırmaları didik didik ederek takip eder.Erdoğan, dün “Devlet Bahçeli ile birlikte Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı başında görev yapan bir isme şöyle bir soru sormuştum:

“Cumhurbaşkanının fikirlerini etkileyen birkaç başlık sıralayabilir misiniz?”

Birkaç başlık sıralarken bunların arasına “anketleri de” sıkıştırıverdi muhatabım.

Erdoğan’ın iyi bir ‘anket okuyucusu’ olduğu bilinir.



Sadece parti tercihlerini değil, halkın nelerden memnun, nelerden şikayet ettiğini önüne koyulan araştırmaları didik didik ederek takip eder.

Erdoğan, dün “Devlet Bahçeli ile birlikte Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılmasına karar verdik” dedikten sonra, araştırıp önüne gelen son anketin hangi verileri sunduğunu öğrendim.

Cumhurbaşkanı’nın önüne gelen, öncekilere göre kapsamı çok daha geniş tutulan bu anketin sonuçları, erken seçim kararı almak için yeterli bir gerekçe olabilirdi.

Cumhurbaşkanının önüne gelen son araştırmaya göre “Bu Pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna verilen cevaplar şu şekilde ortaya çıktı:

AK Parti: % 49

CHP: % 21

MHP: % 10

HDP: % 10

İP: % 8

Benzer veriler, Şubat ve Mart ayında yapılan kamuoyu araştırmaları sonucunda da karşımıza çıkmıştı.

Rakamlar zaten kendi yorumunu yapıyor ama birkaç kelam edelim:

Bu veriler, AK Parti’nin Kasım 2015’teki gücünü koruduğunu, MHP’nin aynı dönemde yaşadığı türbülanstan kısmen çıktığını gösteriyor.

Muhalefet cephesinde ise, CHP açısından alarm verici bir tablo karşımızda duruyor.

Üstelik, AK Parti’ye çalışan anket firmalarının yaptığı araştırmalar, CHP’ye müzahir araştırma şirketlerinin anketleriyle birbirini teyit ediyor.

Bu verilere göre, Meral Akşener’in çıkışının daha çok AK Parti ve MHP’den oy kapmaya yarayacağını hesap edenler açısından durum, evdeki hesabın çarşıya uymadığına işaret ediyor.

Tabi, Türkiye’de sandığın şakasının olmadığının, seçim dönemlerinde seçmen tutumlarında sonuçları etkileyecek ciddi yer değiştirmelerin yaşandığının tecrübeyle sabit olduğunu buraya not edelim.

Bununla birlikte, erken seçim kararının alınmasında bu araştırmaların ciddi bir rolünün olduğunu, ayrıca 66 gün sonra yapılacak erken seçimlerin muhalefet açısından ciddi handikaplarla dolu olduğunu gözlemleyebiliyoruz.

“Hayır” cephesinin, ya da muhalefet blokunun ikinci bir handikapı daha var.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimin aday olacağının belli olmaması.

Erken seçimin bu kadar erken bir zamanda yapılacak olması, hayır blokunu çok hızlı bir karar almaya zorlayacaktır.

Önümüzdeki günlerde Kılıçdaroğlu’nun ser verip sır vermediği partiler arası gizli görüşmelerden hızlı bir karar çıkmasını bekleyebiliriz.

Ama her durumda, 66 gün sonrasına verilen bir seçim randevusunun muhalefeti hazırlıksız yakaladığı bir vaka.

Erken seçim kararı alınmasının arka planındaki faktörler arasında bir de ekonomi var.

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların satır aralarında “seçimleri gündemden düşürmek” gibi bir ifade vardı.

Bu ifadenin karşılık bulduğu alanın daha çok ekonomiyle ilgili olduğunu düşünüyorum.

Neden derseniz, ‘seçimlerin gündemde olması’ ekonomiyi gerçekten de olumsuz etkiledi.

Yapılan anketlerde, şikayet ya da memnuniyetsizlik başlığı altına giren konular arasında ekonomi önlerde yer alıyor.

Bu durumda şöyle bir soruyla karşı karşıya kalabiliriz:

Ekonomiyle ilgili halkın şikayetleri varsa, iktidar partisi, bu şikayetleri gidermek yerine neden seçime gitsin ki?

Sorunun cevabı şöyle veriliyor:

Ekonomiyle ilgili sorunların önemli bir kısmını ‘seçim tartışmaları’ oluşturuyordu.

Özellikle son bir yıldır sadece siyasi partilerin değil, iş dünyasının aklını da muhtemel 2019 senaryoları meşgul ediyordu.

Takribi 3 yıl boyunca acaba Kasım 2019 seçimlerinden hangi sonuç çıkacak sorusu herkesin aklını sıklıkla meşgul ediyorsa/edecekse, burada uzun vadeli yatırım planları yapmak isteyen iş dünyası için de sağlıklı olmayan bir şeyler var demektir.

Bu durumda, kısa sürede yapılacak bir seçimle bu ‘öngörüsüzlük’ halinin gevşeyeceği hesap ediliyor diyebiliriz.

Kafalardan seçimlerle ilgili soru işaretleri kalktıktan sonra, nasılsa bir 5 yıl seçim olmayacak artık düşüncesi hakim olursa, ekonominin bundan olumlu yönde etkilenebileceği söylenebilir.

Dün erken seçim kararı açıklandıktan sonra piyasaların buna olumlu yanıt vermesini, dövizin düşüp borsanın yükselmiş olmasını bu bağlamda dikkatlerinize sunmak isterim.

#Erken Seçim
#Anketler