Tokyo
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile G-20 zirvesini izlemek üzere geldiğimiz Osaka’da, Japonya’nın öncelikli gündeminin Trump’ın buraya gelmeden önce yaptığı açıklamalar olduğunu fark etmemiz uzun sürmedi.
“Japonya saldırıya uğrarsa biz 3. Dünya Savaşı’na gireriz. Onları canımızla, paramızla koruruz. Ama biz saldırıya uğrarsak Japonya yardım etmek zorunda kalmaz. Saldırıyı Sony televizyonlarından izleyebilirler.”
1951’de yapılan anlaşmayla Japonya’nın güvenliği ABD’ye bırakılmıştı.
Gezi sırasında kendisini takip ettiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibinin Japonya gezisinin öncelikli gündem maddesi ise Trump ile yapılacak görüşme ve S-400 meselesiydi.
-Acaba Trump kritik görüşmede S-400 konusunda nasıl bir yaklaşımda bulunacaktı?
-Acaba şapkadan yeni bir tavşan çıkarır mıydı?
Ne yapacağı önceden tam olarak kestirilemeyen, çelişkiye düşme korkusu yaşamayan birisi için, üstelik bu kişi ABD Başkanı ise, bunlar zihinleri kemirip duracak türden sorulardı.
Doğrusu, Trump’ın Ankara için sempatik cümleler kuracağı yönünde bir beklenti vardı herkeste ama daha da fazlasını yapıp Türkiye’nin tezlerini savunmasını, dillendirmesini kimse aklından bile geçirmiyordu.
Türkiye’ye adil davranılmadığını söyledi, selefi Obama’ya göndermelerde bulundu.
Şöyle dedi:
Görüşme bittikten birkaç saat sonra sorularımızı cevaplamak üzere bulunduğumuz salona gelen Cumhurbaşkanı’nın keyfi yerindeydi.
Gelelim 35 dakikalık görüşmenin içeriğine dair kulis bilgilerine.
Kameralara açık kısımda Trump, Türk heyetini Holywood yıldızlarına benzetmişti.
Trump görüşme öncesi S-400 konusunda Türkiye’nin haklılığına vurgu yapan sözlerini içeride de tekrarlıyor.
Beyaz Saray açıklamasında Başkan Trump’ın S-400 konusunda Erdoğan’a endişelerini ilettiği verisi vardı.
Ama görüşmede bulunan Türk heyetinde yer alan bir isim bunu yalanladı.
Trump’ın böyle bir beyanının olmadığını, Beyaz Saray’ın muhtemelen görüşme öncesi hazırlanan bir metni duyurduğunu dile getirdi.
Tuhaf bir durum.
Benzerlerine daha önce rastlamadık değil tabii.
Belli ki, ABD kurumsal yapısı, bastırmaya devam edecek, Suriye meselesinde olduğu gibi Trump’ın laflarının altını boşaltıp, allem edip, kallem edip kendisini istedikleri çizgiye çekmek için bütün yolları yine deneyecekler.
Trump’ın S-400 meselesinde Türkiye’nin tezlerini dillendiren bir noktaya gelmesinin de bir perde arkası var.
Strateji, Erdoğan’ın pazarlık yetenekleri ve bu konudaki güçlü performansı üzerine kurulu.
Kendisine sempatiyle yaklaştığını gizlemeyen Trump’ı ikna edip, kurumsal direnişe karşı başkanlık gücünü kullanmasını sağlama ve o kanaldan ilerleyerek kriz konularında Türkiye lehine çözümler üretme amacı güdülüyor.
Sonuç?
Trump görüşmesinden arzu edilen, hatta belki daha fazlası elde edildi diyebiliriz.
En azından S-400’ler gelene kadar geçecek süre için Ankara’nın eli Cumartesi günü öncesine göre daha güçlenmiş görünüyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.