CHP İyi Parti ortaklığında Ankara krizi

CHP ve İyi Parti’nin Ankara’dan ittifak adayı olacağı söylenen Mansur Yavaş’la ilgili son gelişmeler gündeme bomba gibi düştü.

Çıkan haberlere göre, ittifak görüşmelerini yapan iki partinin temsilcileri Oğuz Kağan Salıcı ve Koray Aydın, Ankara’da Mansur Yavaş’ın İyi Parti’den ortak aday olması konusunda mutabakat sağlayıp genel başkanlarına uzlaşı bilgisini ilettiler.

Bunun üzerine CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu önceki gün akşam saatlerinde Yavaş ile buluşup kendisinin İyi Parti’den aday olmasını istedi.

Ancak, Kılıçdaroğlu muhatabından net bir “Hayır” yanıtı aldı.

Dün ortalık karışınca, Mansur Yavaş ile temasa geçtim.

Kendisi önce, “Şimdi maalesef görüş beyan edemiyorum. 3-4 gün sonra netleşsin görüşelim” dedi.

“Kılıçdaroğlu’nun İyi Parti’den aday olma talebini reddettiği” yönündeki haberleri teyit edip etmediğini sordum.

“Doğruluyorum” dedi.

Peki, 3-4 gün içerisinde ne olacak da durum netleşecek?

Anladığım kadarıyla kendisi iki partinin yetkilileri ya da genel başkanlarının bu arada yeni bir durum değerlendirmesi yapıp nihai kararı vermelerini bekliyor.

Kendi ağzından duymuş değilim ama bir kulis bilgisi olarak şunu aktarabilirim:

Mansur Yavaş’ın Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde yaptırdığı anketlerden söz ettiği, 2014 seçimlerini yarım puanla kaybettiğini hatırlattığı, CHP’den aday olması halinde İyi Parti’nin desteği ile önde göründüğünü ama tersi durumda seçimlerin riskli olduğunu anlattığı söyleniyor.

Dün Anadolu Ajansı, CHP kaynaklarına atıfla geçtiği haberde, CHP’de adaylık yarışının bundan sonra Genel Başkan Başdanışmanı ve eski Ankaragücü Başkan Cengiz Topel Yıldırım ile Ankara Kulübü Derneği Başkanı Metin Özaslan arasında geçeceğini duyurdu.

CHP açısından sorun, Anadolu Ajansı’nın geçtiği habere yansıdığı gibi, Ankara’dan kimin aday olacağı meselesi değil.

Asıl mesele, CHP’nin Ankara’dan aday çıkarıp çıkarmayacağı meselesi.

CHP içinde “Başkent’ten nasıl aday çıkarmayız” itirazlarının dillendirildiği biliniyordu.

Ama bu ihtimalin öfke düzeyine ulaştığını partinin etkili isimleriyle temas kurduktan sonra anlayabildik.

Dün, CHP’de Parti Meclisi üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yapan bir ismi arayıp, görüşlerini sordum.

Muhatabım doğrudan şöyle bir cümle kurdu:

“Eğer CHP olarak Ankara’dan aday çıkarmazsak bu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun da, CHP’nin de bitişi anlamına gelir.”

Parti içinden bu türden sert tepkiler yükselse de, Mansur Yavaş’ın teyit ettiği gibi Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan aday çıkarmayıp İyi Parti’nin adayına destek verme fikrini kabul ettiği anlaşılıyor.

Peki, böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde “Öyle olursa hem Genel Başkan hem de parti biter” tepkisini veren parti yöneticilerinin arasından açıktan karşı pozisyon alanlar çıkar mı?

Eğer gerçekten bu düzeyde bir öfke hali varsa, kesin bir şekilde “Hayır, çıkmaz” demek kolay görünmüyor.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Ankara ısrarı yeni bir durum değil.

Akşener, “MHP ile Ak Parti arasında 4 kat fark var. Ama bizim CHP ile aramızda 2 kat oy farkı bulunuyor. Dolayısıyla paylaşım bu durum gözetilerek yapılmalı” tezini açıktan dile getirmişti.

Anlaşılan Meral Hanım bu duruşundan taviz vermedi.

Birkaç gün önce Ankara için ısrarlı olmayacağız açıklaması yapmış olsa da, perde gerisindeki müzakerelerde daha önceki duruşunu koruduğu görülüyor.

Kriz çözülebilecek mi?

Çözülecekse nasıl bir formül bulunacak?

Mansur Yavaş “Olursam bir tek CHP’den aday olurum” dediğine göre, kendisinin aday olması, Akşener’in mevcut tutumundan vaz geçmesi ile mümkün olabilecek.

Yok, İyi Parti geri adım atmazsa CHP, Başkentten aday çıkarmama mutabakatını Parti yönetimine ve Ankaralı seçmenlerine nasıl izah edecek?

Belli ki, Mansur Yavaş’ın sözünü ettiği 3-4 gün iki taraf için de zorlu geçecek.

Bir karara varılabilmesi için iki taraftan birinin geri adım atması kaçınılmaz görünüyor.

Ama her durumda, bu kriz şimdiden travmatik bir etki ortaya çıkarmış durumda.