Bu ne menem bir iştir!

04:007/02/2018, Çarşamba
G: 18/09/2019, Çarşamba
Mehmet Acet

Hafta sonu yeniden seçildikten sonra“Demirbaş Genel Başkan”statüsü elde etmeyi hak eden Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü Meclis Grup toplantısında sözü yine Suriye ve Suriyeliler meselesine getirdi.Şöyle bir şey anlattı:Hastaneye yaptığı bir ziyaret sırasında kendisini Tayyip Erdoğan hayranı olarak tanıtan bir genç Kılıçdaroğlu’na yaklaşmış,“Bizim askerlerimiz Afrin’de el Bab’da şehit oluyor. 3,5 milyon Suriyeli var, onlar neden gitmiyorlar”demiş.O da Erdoğan hayranı gence,“Ben bunları dillendirdim, senin

Hafta sonu yeniden seçildikten sonra
“Demirbaş Genel Başkan”
statüsü elde etmeyi hak eden Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü Meclis Grup toplantısında sözü yine Suriye ve Suriyeliler meselesine getirdi.

Şöyle bir şey anlattı:

Hastaneye yaptığı bir ziyaret sırasında kendisini Tayyip Erdoğan hayranı olarak tanıtan bir genç Kılıçdaroğlu’na yaklaşmış,
“Bizim askerlerimiz Afrin’de el Bab’da şehit oluyor. 3,5 milyon Suriyeli var, onlar neden gitmiyorlar”
demiş.

O da Erdoğan hayranı gence,
“Ben bunları dillendirdim, senin hayran olduğun Recep Tayyip Erdoğan bana saldırdı”
diye cevap vermiş.
Hikayeyi okuyunca Ahmet Kaya’nın
“Bu ne yaman çelişki anne”
türküsünü terennüm etmeye başladım.

Neden mi?

Afrin harekatına Özgür Suriye Ordusu mensuplarının katılmasına daha yenilerde karşı çıkan da bizzat CHP Genel Başkanı değil miydi?

Söyler misiniz ne yapsın bu adamlar?

Evlerini barklarını terk edip can havliyle bizim memlekete sığınmaları bir suç, kendi topraklarını savunmak için Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yanında PKK’ya karşı savaşmaları ayrı bir suç.

Suriyeliler
“Gidip kendi toprakları için savaşsınlar”
diyorsun, adamlar gidip savaşınca da
“sizin orada ne işiniz var”
diye babalanıyorsun.
KILIÇDAROĞLU’NUN ESAD İLE BAAS PASLAŞMASI

Meselemiz, Kılıçdaroğlu’nun çelişkilerini yüzüne vurmaktan ibaret değil.

Zaten karşımızda hiçbir durumda renk vermeyen bir
‘teflon surat’
var.

Esad ile olan dayanışmasını hiçbir durumda değiştirmeyen, birkaç günlük ömrünü klor gazı soluyarak tüketen bebeleri gördüğünde bile yüreğinde herhangi bir titreme hali oluşmayan bir tür var karşımızda.

Ama bu tutum/davranış biçiminin izah edilebilir bir tarafı var.

O da şu:

Kılıçdaroğlu’nun Suriye savaşının başından beri Esad’ın yanında durmasını ben
“Baas paslaşması
” olarak görüyorum.

Esad Arap Baas’ını, Kılıçdaroğlu Türk Baas’ını, ha bir de HDP/PKK, Kürt Baas’ını temsil ediyor.

Meselemiz bu.

Bugün Suriye’de olduğu gibi bir azınlık rejiminin ileride bir gün Türkiye topraklarında da neşvünema bulması Kılıçdaroğlu’nun hayallerini süslüyor.

Muhsin Yazıcıoğlu 28 Şubat’ta kendisine
“Türkiye’yi İran yaptırmayacağız”
diye not gönderen Çevik Bir’e,
“Biz de Türkiye’yi Suriye yaptırmayacağız”
diye karşı bir not göndermişti ya, bu meselenin okuması da buralardan bir yerden yapılabilir.
KILIÇDAROĞLU NEDEN ESAD İLE GÖRÜŞME ÖNERİYOR?
CHP Genel Başkanı hafta sonu kurultay konuşmasını yaparken,
“Hükümete açık ve net bir çağrı yapıyorum. Suriye hükümetiyle derhal temasa geçin. Suriye’de toprak bütünlüğü sağlanacaksa Suriye devletiyle ilişki kurmak gerekiyor”
demişti.
Bu çağrıya ertesi gün yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ise,
“Verdiği akla baktığınız zaman Suriye’nin terörist başı ile bize görüşme tavsiye ediyor. Bu ne menem bir iştir”
tepkisini göstermişti.

Esad ile temas kurma taleplerine Erdoğan’ın Aralık sonunda Tunus’ta verdiği bir cevap daha vardı.

Orada da,
“Esad devlet terörü estirmiş bir teröristtir ve Esad’le yürümek imkansızdır
” cümlesini sarf etmişti.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun bu çağrıyı yaparken ülkenin güvenlik ihtiyaçlarını gözeterek değil, başka bir niyetle hareket ettiğini, herkesten daha iyi biliyor.

Böyle bir ihtiyaç olursa, gerektiğinde yılanla bile görüşen devletin ilgili kurumları bunu yapabilir.

Bu ayrı.

Ama Kılıçdaroğlu’nun yaptığı
“Ellerini havaya kaldır, teslim ol”
çağrısından başka bir şey değil.

Kaldı ki Ankara, Suriye rejimine yaptırmak istediği şeyleri bugün Rusya ile yaptığı müzakereler neticesinde elde edebiliyor.

Esad’ın Suriye’deki bugünkü konumunu anlatmak için, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Suriye’deki Rus üssüne yaptığı ziyaret sırasında ortaya çıkan fotoğrafı gözümüzün önüne getirmek yeterli.

İnternetten o görüntüyü bulup izlemenizi tavsiye ederim.

Putin, askeri bir seremoni için tek başına yürümeye başladığında, hemen yanı başında poz vermeye çalışan Esad’ı bir Rus generali el işaretiyle durdurarak rezil ediyor.

Esad’ın Rusya karşısında bugünkü durumu bundan ibaret.

Ayrıca şunun da altını çizelim:

Zeytin Dalı harekatının hedefleri sıralanırken kullanılan
“Suriye’nin toprak bütünlüğünde gözümüz yok”
cümlesi, Esad’ın artık meşru bir muhatap olarak tanınacağı anlamına gelmiyor.

Durum şu:

Suriye meselesi henüz siyasi bir çözüm safhasına erişmediği için, Ankara’nın Esad konusundaki rezervinde bir değişiklik bulunmuyor.

Esad, Rusya’dan izinsiz nefes bile alamadığına göre, aslı varken kuklası ile uğraşmak ne sağlayabilir ki?

#Türkiye
#Suriye
#CHP
#Kemal Kılıçdaoğlu