Geçen hafta Salı günü, Meclis’te CHP grup toplantısını kısa bir süre izledikten sonra bir canlı yayın nedeniyle ayrılmıştım.
Günün koşturmacası içerisinde, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bütününe bakmayı ihmal etmişim.
Biz atlamışız ama her ne hikmetse aradan geçen günler içerisinde konuşmanın ilgili bölümünü Yalçın Akdoğan’ın Star Gazetesi’ndeki köşesi dışında ele alan bir başka yazıya da rastlamadım.
Normal şartlarda yer yerinden oynaması gerekirdi.
Kılıçdaroğlu’nun dilinin kemiği olmadığı gerçeği fazlaca kanıksandığı için o sözler kendisine çok görülmemiş de olabilir.
Önce o konuşmanın ilgili bölümünü araya girmeden aktarayım:
Bu açıklamalara bakınca ne düşünürsünüz?
Demek ki, CHP’nin hem orduyla, hem yargıyla ilgili bir derdi var diye düşünürsünüz.
Demek ki, ordunun da, yargının da bir zamanlar olduğu gibi CHP’nin arka bahçesi olmasına duyulan özlem, her iki kurumun da bu işlevden uzaklaşmasına karşı duyulan bir öfke var diye düşünürsünüz.
Öncelikle yukarıda TSK ile ilgili kullandığı sözlerin İdlib’de ateşkesin henüz ilan edilmediği, Mehmetçik’in sahada çatışmaların ortasında vatan görevi yaptığı bir sırada sarf edilmiş olmasını not edelim.
Devamında da o cümlelerin hangi kasıt üzerine bina edildiğine gelelim.
Kılıçdaroğlu, Mete Han’dan bu yana Türk ordusunda ilk defa emir ve komuta zincirinin bozulduğunu söylüyor.
Ama öyle değil.
Bu sözler sarf edilirken, hem bir kışkırtma, hem de TSK’nın alt/üst ilişkilerine dayalı düzenini paralize etme amacı taşıyan bir niyet karşınıza çıkıyor.
CHP lideri “20 Temmuz sivil darbesi” diye bir tabir kullanıyor.
Öyle değil mi?
Üstüne bir de genelkurmay başkanının hiçbir yetkisinin olmamasından, kuvvet komutanlarının genelkurmay başkanına bağlı olmamasından şikayet ediyor Kılıçdaroğlu.
Kastının ne olduğu, neden rahatsız olduğu açık:
20 Temmuz’dan sonra yeni darbe arayışları olmasın düşüncesiyle yapılan ve modern demokrasilerdeki modeller dikkate alınarak yapılan düzenlemelerden duyulan huzursuzluk var ortada.
YAŞ’ın yapısının değişmesi, kuvvet komutanlarının ve devamında Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması gibi kararlar.
O kararların TSK’yı paralize etmediği, güçten düşürmediği, aksine bütün dünyayı şaşırtacak kadar başarılı çıktılar sunduğu ortada.
Bunu kavramak için sadece son 3,5 yılda yapılan operasyonlarla önceki dönemleri gözünüzün önünden geçirmeniz yeterli.
Fiili durumla ilgisi olmayan bu ağır lafların gelişi güzel kullanıldığını düşünemeyiz.
Belli ki, CHP Genel Merkezi üzerinden belli bir trafik yürüyor.
Bu lafları söyleyenin kim olduğu ortada.
Ama yetmez, söyletenleri de bulmak lazım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.